Almanya’nın Düsseldorf şehrinde bir otele yapılan operasyonda gözaltına alınan Türk vatandaşının Milli İstihbarat Teşkilatıyla(MİT) irtibatlı olduğu ortaya çıkmıştı.

Bir gaz tabancası ve gerçek mühimmatla ele geçirilen şahsın üstünde Gülen Cemaati’ne yakın isimlerin yer aldığı bir liste bulunmuştu.

Konuyu Kronos‘a değerlendiren siyasetçi, Avukat Memet Kılıç, Alman Anayasasının 96. maddesine göre federal savcının ancak devlet güvenliği ve devletlerarası ceza hukukunu ilgilendiren konularda devreye girdiğini belirterek konunun çok ciddiye alındığını söyledi.
 
Listeyle ilgili iki ihtimal bulunduğunu ifade eden Kılıç, istihbarat amaçlı da olabileceğini gerçekten bir ölüm listesi de olabileceğine dikkat çekti.

Almanya’da bazı uzmanlara göre, Türk istihbaratına çalışan sekiz bin kişi olduğunu aktaran Memet Kılıç, bu kişilerin daha çok Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) camileri çevrelerinde konuşlandığının altını çizerek, takip edilen kişiler Avrupa’da politik olarak aktiflerse Türkiye’deki akrabalarının tehdit edildiğini dile getirdi.

2014 yılı Nisan ayında da MİT yasasında sesiz sedasız önemli bir değişikliğe gidildiğini, harcamaları denetimden çıkarılan Teşkilata yurt dışında operatif görev yetkisi verildiğini anımsatan Av. Kılıç, Avrupa’nın Türkiye’yi Rusya ve Kuzey Kore gibi ülkelerle aynı kategoride değerlendirerek bu konuda alarma geçtiğini vurguladı.

Federal Kriminal Dairesi’nin Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Michelle Müntefering’i Türk istihbaratının hedefinde olduğu için uyardığını belirten Kılıç, bununla beraber Türkiye’nin Almanya’daki mafyavari grupları desteklediklerine ilişkin ciddi veriler de ortaya çıktığını söyledi. Bu bağlamda ‘Osmanen Germania’ adlı örgütlenmeye dikkat çeken Memet Kılıç, Türk hükûmetinden bu grupla ilişkileri olanların tespit edildiğini belirtti.

‘HÜKÜMETİN KENDİ KENDİSİNİ İMHA ETMESİ BEKLENMEKTE’

“Avrupa’daki resmi makamlar şunu görüyor. Türkiye artık Kuzey Kore ve Rusya’nın yöntemleriyle operasyon yapan bir ülke haline geldi. Biz de ona göre davranacağız. Örneğin İnterpol’le arama yaptığında ciddiye alınmıyor, tam tersi İnterpol’e bilgi verildiğine ilişkin mağdurlara bilgi verir hale geldi Avrupa Birliği(AB). İkincisi, ‘Bu konudaki faaliyet alanını daraltmak zorundayız, işbirliği yapanları cezalandırmak zorundayız.’ diyorlar. Üçüncüsü kamuoyuna da tabii bu yansıyor, basın yayına. Böylece kamuoyu Türkiye’deki hükumeti Kuzey Kore standartlarında değerlendirir duruma geldi.” İfadelerini kullanan Kılıç, mülteci konusuna da değindi:

“Avrupa’nın özellikle Almanya’nın Türkiye üzerinden gelecek mülteciler konusunda ciddi kaygıları var. Bu kaygılarını gidermek için de 2016 yılında mültecileri geri alma anlaşması yapıldı Türkiye’yle ve söz verdikleri altı milyar avronun önemli bir kısmını da ödediler. Türkiye kısmen kendi ürettiği sığınmacılarla Avrupa’yı tehdit edip para koparır hale döndü. Bu tehdit devam ediyor, o nedenle Avrupa bu işi zamana yaymayı tercih ediyor, kamuoyu önünde karşılıklı çatışmadan geri duruyor hükûmetler ve yönetimin kendi kendini imha etmesini bekliyor. Nitekim ekonomideki gelişmeler bunu gösteriyor. Türkiye’deki ekonomi dışarıdan hiç de müdahale olmadan, baskı da olmadan kendi bilinçsizliği çerçevesinde çöker duruma geldi, enflasyon almış başını gidiyor. O nedenle AB görüntüyü koruyarak hatta istihbarat teşkilatlarıyla karşılıklı görüşmeleri devam ettirerek ama işin özünde işbirliği yapmayarak bu işi kurtarmayı ve zaman içerisinde bu tür yapılanmalara giden hükümetin kendi kendini imha etmesini beklemekte.” diyen Av. Kılıç, bunun aynı zamanda bilgilerin toplanması, biriktirilmesi anlamına da geldiğini belirtti.

‘CEPLERİNE BİR ŞEY KOYUP HER ŞEYİ YAPTIRABİLİRLER’

“Türkiye’de gücü elinde bulunduranlar artık kendi kontrollerinden de çıkmış durumdalar. O nedenle her şey beklenebilir.” şeklinde konuşan Kılıç, başka ülkelerde yaşanan kaçırma vakalarına işaret ederek Türkiye-Rusya yakınlaşmasına dikkat çekti. “Denilebilir ki Avrupa da bu işlere girmek bu k adar kolay olmayabilir. Evet olamayabilir ama Avrupa’da da bir fark var, Türkiye artık bu konularda Rusya’yla birlikte hareket ediyor. Biden’la iyi gitmeyen ilişkiler sonrası bu daha da artacaktır. Rusya istihbarat teknikleri ve sabotaj konusunda uzman bir memlekettir. Türkiye’ninse çokça adamı var.” ifadeleriyle uyarıda bulunan Kılıç sözlerine şöyle devam etti:

“Kendisini James Bond sanan ‘Diriliş’ dizisi izledi diye kendisini bir şey sanan adamlar olur, bunların cebine bir şey koyup iş yaptırırlar. O nedenle kaygı bu noktada olmalıdır. Muhalifler de korkmadan, çekinmeden, başlarını kuma gömmeden ama ellerinde var olan tedbirlerle hareket etmek zorundadırlar. Onun dışında bu tür garip hareketlenmeler ve olaylar gördüklerinde bunu yaşadıkları ülkenin güvenlik birimlerine bildirmekten geri durmamalıdırlar.” dedi.