Avrupalı iki eğitim sendikacısı Türkiye’deki eğitim sistemini özetledi: Akademide yaşanan ihraçlara entelektüel birikim yok oldu, eğitim sistemi de dibe vurmuş durumda.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim Sen) düzenlediği Uluslararası Sendikal Hak ve Özgürlükler Sempozyumu’na katılan Eğitim Enternasyonali Genel Sekreteri David Edwards ve Avrupa Eğitim Sendikaları (Etuce President) Eğitim Komitesi Avrupa Direktörü Susan Flocken, Türkiye’deki mevcut iktidarın eğitim politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İHRAÇ EDİLEN ÖĞRETMENLER
Susan Flocken, eğitim sisteminde muhafazakarlaşma eğiliminin Avrupa’da da olduğunu söyleyerek, muhafazakarlaşmanın Türkiye’de daha yoğun ve kapsamlı olduğunu belirtti. Özellikle OHAL ilanından sonra yaşanan ihraçların Türkiye’deki eğitim sistemine uzun vadede olumsuz etkilerinin olacağına değinen Flocken, “Kendi alanında deneyimli olan öğretmenlerin ihraç edilmesi sonucunda, bu alanda bir boşluk doldu ve bu öğretmenlerin tekrardan kamu hizmetine dönmeleri de mümkün değil. Onların yerine yeni atanan öğretmenlerde, öğretmenlik eğitimi bile almamış kişilerden oluşabilir. Böyle bir risk durumu da söz konusu” dedi.
FLOCKEN: TÜRKİYE’NİN ENTELEKTÜEL BİRİKİMİ YOK OLDU
Flocken, akademideki ihraçların üniversitelerde niteliksizleşmeye yol açtığını belirterek, “Çünkü ihraçlarla birlikte Türkiye’nin entelektüel birikiminin yok olduğu gibi bir durum söz konusu. Ortaöğretimde okuyan öğrencilerin üniversiteye de gelecek olduğunu düşünürsek, üniversitelerin değişimin öncü gücü olduğunu ve Türkiye’de böyle bir kayıp varken, Türkiye’deki ekonomik ilerlemeye de olumsuz etki yapabileceğini önümüzdeki süreçlerde görebileceğimizi söyleyebilirim” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’DE BASKILAR DEVAM EDİYOR’
OHAL’in kaldırıldığı halde etkilerinin hala devam ettiğinin altını çizen Flocken, “OHAL kağıt üzerinde kalkmış olsa bile Türkiye’de herhangi bir değişim ya da ilerleme kat edilmediğini görüyoruz. Sendikalar üzerinde çok yoğun baskıların olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki durumu yakından takip etmeye çalışıyoruz. Gördüğümüz şey şu; ihraçların yargı süreçleri ile ilgili herhangi bir ilerleme yok, baskılar devam ediyor. Ancak öte yandan yürütülen hak mücadelesi, sendikal mücadeleler büyük oranda devam ediyor” şeklinde konuştu.
EDWARDS: TÜRKİYE OTORİTER VE BASKICI BİR REJİM
Eğitim Enternasyonali Genel Sekreteri David Edwards, Türkiye’de inşa edilmek istenen “yeni rejime” ilişkin konuştu. Edwards, dünyada yeni bir otoriter rejim ve yönetim uygulamalarının olduğunu belirterek, Türkiye’de de baskıcı ve otoriter bir rejimin olduğunu aktardı. Özellikle eğitim alanındaki baskıların yoğunlaştığına dikkat çeken Edwards, “Öğretmenlerin eğitim verdiği, hizmet sunduğu kişiler yarının geleceğini oluşturdukları için eğitim alanında özel bir baskı durumu var” dedi.
‘TÜRKİYE’NİNDE İÇİNDE OLDUĞU 3 OTORİTER ÜLKEYİ ELE ALACAĞIZ’
Otoriter rejimlerin yeni bir “trend” olduğunu vurgulayan Erdwards, bu durumu şu örneklerle anlattı: “Geçen hafta Filipinler’deydim. Filipinler’deki hükümet, Filipinler’deki eğitim sendikasını terörist olmakla itham ediyordu. Türkiye’ye benzer bir durum gibi. Çünkü oradaki sendika Filipin hükümetinin politikalarını eleştirdiği için bu baskıya maruz kaldı. Sendika, Filipin hükümetinin tarih dersi müfredatı ile ilgili eleştirilerini dile getirmişti. Yerel halkın kendi dilinde eğitimi ile ilgili konuları eleştirmişti. Bu ve benzeri gibi durumlar Brezilya’da da yaşandı. Brezilya’da sendikaların aidat toplamasının önüne geçen bir uygulamadan bahsediliyor ve bunun yaşama geçmesi gibi bir durum söz konusu. Önümüzdeki hafta küresel sendikalar düzeyinde bir toplantımız olacak ve orada otoriter rejimler grubuna giren 3 ülkeyi ele alacağız. Bunlar, Türkiye, Brezilya, Filipinler. Ve belki dördüncü olarak da İran’ı ekleyebiliriz bu gruba.”
‘TÜRKİYE’DE EĞİTİM DİBE VURMUŞ’
Türkiye’deki eğitim politikalarını eleştiren Edwards, Türkiye’deki eğitim sisteminin ortalamanın çok altında olduğunu belirtti. Erdwards, “Türkiye’de hükümetin, öğretmenlere daha az ücret ödemeye çalışan, bilim karşıtı politikalar izleyen bir durumda olduğunu görüyoruz. Bunu da otoriter rejimler grubunda olan diğer ülkelerle birlikte düşündüğümüzde, Türkiye’nin eğitimde nitelik açısından dibe doğru gittiğini görebiliyoruz. Türkiye’de yapılan şey şuanda öğrencilere daha fazla sınav yaptırmak, eğitim sistemini daha fazla özelleştirmek daha az ücret ödemek ve benzeri sorunlar. Bunun tersini yapan ülkelere bakacak olursak, Norveç, Şili, İsviçre’ye baktığımızda buralarda eğitimde öğretilenin nitelikli eğitim olabilmesi için yaşamlarında mutlu öğretmenlerin olması gerekiyor. Eğer Türkiye bu şekilde devam edecek olursa, yaşayacağı şey eğitim alanında daha fazla yalnızlaşacağı ve eğitim niteliğinin de daha fazla geriye gitmesi olacak” diye konuştu.