Son bir yıldır sektöründe marka olmuş bazı şirketlerin birbiri ardına iflas erteleme için müracaatta bulunması hukukçuları harekete geçirdi. Tanınmış büyük firmaların iflas erteleme istediğini hatırlatan Avukat Umut Çakır, doğru zamanlama yapılmaması durumunda iflas ertelemenin iflasla sonuçlanabileceği uyarısı yaptı.
Hileli iflasın gündeme gelmesi durumunda yargılama sonucunda hürriyeti bağlayıcı cezai yaptırımlar ve tazminatların da söz konusu olabileceğini dile getiren Çakır, iflas erteleme başvurusu yapmadan ve başvuru sırasında bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
İflas erteleme isteyen firmaların, haciz baskısı olmadan bütün varlıklarını koruyarak öncelikle faaliyetlerinin devamını sağlayacak tedbirleri aldığını hatırlatan Avukat Umut Çakır, genellikle firmaların iflas ertelemesi işlemine karar vermekte geç kaldığını dile getirdi. Firma yetkililerinin 'halledebilirim, bir yerlerden kaynak yaratabilirim' gibi çoğu kez gerçekleşemeyecek umutlarla zaman kaybettiğini söyleyen Çakır, kanuni takip nedeniyle haciz işlemine maruz kalındığında ise iflasın ertelenmesi uygulamasının başlatılmak istendiğini aktardı. Bu arada, haciz baskıları nedeniyle faaliyetinin devamını sağlamak ve mal muhafazasına engel olmak için çok önemli sayılabilecek maddi kayıplar verildiğinin de altını çizen Çakır, süreç içerisinde en fazla ihtiyaç duyulan işletme sermayesinin kaybedildiğinin altını çizdi.
Avukat Çakır, iflas erteleme başvurusunun zamanlaması ile ilgili şu bilgileri verdi: "Şirketler, düzenli olarak öz varlık kontrolü yapmalı. Mukayeseli öz varlık karşılaştırmalarında süregelen bir eksilme izleniyorsa gidişatın iyi olmadığı açıkça ortadadır. Eğer mutlaka iflasın ertelenmesi müessesesinden yararlanılmak isteniyorsa, aktif-pasif dengesi çok fazla bozulmadan yani çok geç kalmadan operasyon başlatılmalı."
Avukat Umut Çakır, iflas ertelemenin iflasla sonuçlanmaması için firmalara şu uyarılarda bulundu: "Çok önem arz eden diğer bir husus ise borca batıklık oranı. Yüzde 30'un üzerindeki bir borca batıklık durumunda iyileşmenin mümkün olamayacağı yönünde kesinleşmiş yargı kararları dikkate alındığından, firma hakkında iflas kararı verilir. Müracaattan piyasanın haberdar olduğu andan itibaren artık firma tüm alımları nakit yapmak zorunda kalır. Elde faaliyeti devam ettirebilecek kadar işletme sermayesi olmayan firmalar projede öngörülen hedeflerden uzaklaştıkları için iflas kararı ile karşı karşıya kalır. Sürece girerken işletme sermayesi çok çok önemli. Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise ihtiyatı tedbir kararıyla rahatlayarak rehavete kapılmanın operasyona olumsuz etkileri. Sanki tedbir kararıyla bütün dertler bitmiş gibi rahat davranılmamalı."
BAŞVURUDA NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
TCS Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Işık ise iflas erteleme müracaatında bulunmak isteyen firmaların öncelikle mali altyapılarının buna uygun olup olmadığını kontrol ettirmelerini önerdi. Kendilerinin yaptığı kontrollerde çok sayıda firmanın altyapısı uygun olmadığı için teşebbüslerinin yarıda kaldığını hatırlatan Erdoğan Işık, mali yapısı uygun olan firmaların borca batıklık bilançosu ile iyileştirme projesinin mutlaka profesyoneller tarafından hazırlanması gerektiğine dikkat çekti. Işık, "Zira müracaatta bulunup mahkeme tarafından bilirkişilere yaptırılan borca batıklık hesabında, borca batık olmadığı için davası reddedilen firma sayısı oldukça fazla. Ayrıca, uygun olmayan borca batıklık oranı nedeniyle iflas kararı verilen firma sayısı da hatırı sayılır bir seviyede. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, sunulan iyileştirme projesinin firma gerçeklerini yansıtması ve uygulanabilir olmasıdır. Projede somut iyileşme emareleri bulunmalı ve devam eden süreçte öngörülen ciro ve karlılığa mutlaka ulaşılmalı. Yoksa sonuç yine iflas olabilir." uyarısı yaptı.
Cihan CİHAN