İçişleri Bakanı Herber Kickl de 2015’te çıkartılan İslam Yasası gereği Avusturya’da görev yapan imamların yurt dışından maaş almalarının yasakladığını, yurt dışından imamlara yönelik finansmanın yasa dışı olduğunu, bu durumun göçmen yasasıyla uyuşmadığını belirtti.
Kickl yurt dışından maaş alan imamların ikamet izinlerinin iptal edileceğini, oturum vizesini uzatmak için başvuruda bulunmuş kişilerin başvurularının reddedileceğini söyledi.
Kickl, ATİB bünyesinde görev yapan yaklaşık 60 imamın yurt dışından finanse edildikleri gerekçesiyle oturum izinlerinin iptal edilmesi için sürecin başlatıldığını aktardı. Oturum izinlerini uzatma başvurusunda bulunmuş 11 imamın 2’sinin vizelerinin iptal edildiğini belirten Kickl, geri kalan 9 imama ilişkin sürecin sürdüğünü söyledi.
Kapatılan Türk camii basın açıklamasında şu sözcüklerle yer aldı: “die Moschee der nationalistischen Grauen Wölfe (Milliyetçi gri (boz) kurtlar camii.”
Caminin bulunduğu yer Türklerin de yoğun olarak yaşadığı 10. Viyana. Caminin tabela adı Nizam-ı Âlem Ocağı Camii. Adı cami, ancak normalde dernek olarak kayıtlı. Kapatma kararının ardından cami kapısına “Geschlossen (kapalı).” yazısı asıldı. Cuma namazı için camiye gelen cemaat kapıdan döndü.
Bu noktada İslam Cemaati Örgütü (Die Islamische Glaubensgemeinschaft in Österreich/ İGGÖ) başkanı İbrahim Olgun da kimi Türklerin tepkilerini alıyor. Çünkü Federal Bakan Blümel iddiaya göre Nizam-ı Âlem Camii’nin denetlenmesi yönünde IGGÖ’den gelen ihbarı değerlendirdiklerini söyledi.
Ancak İbrahim Olgun yaptığı açıklamada kendilerinin hükümetin aldığı kararlardan haberdar olmadığını söyledi. Olgun, “Biz camilerin, ibadethanelerin kapatılmasına karşıyız. Eğer bir sorun varsa bu çeşitli düzenlemeler ile iyileştirme yoluna gidilmelidir. Cami kapatmak sorunu çözmeyecektir.” dedi.
“TÜM TALEPLERİ YERİNE GETİRDİK, YİNE DE KAPATTILAR”
Nizam-ı Alem Camii’nin kapatılması üzerine Viyana Nizam-ı Alem Ocağı Başkanı Hacı Yağcı’nın “Bizi yaktılar!” dediği iddia edildi.
Hacı Yağcı’nın kapatma hakkındaki tepkisi şöyle: “Kültür Dairesi’nden gelen konuyla ilgili yazıda ‘Türk İslam’ olan ismin değiştirilmesinin istendi. Tüm talepleri yerine getirdik, ancak yine de kapatma kararı geldi. Bizi yaktılar!”
KANUN İKİ YILDIR YÜRÜRLÜKTE, KAPATMA KARARI NEDEN ŞİMDİ?
Yasaklamanın yasal dayanağı 2015’te kabul edilen İslam Yasası. Bahse konu yasa, dini grupların yabancı kaynaklar tarafından finanse edilmesini yasaklıyor. Aynı zamanda Müslüman toplumlara, ‘Avusturya devleti ve toplumuna karşı temelde olumlu bir görüşe sahip olma’ zorunluluğu getiriyor.
O zaman Dışişleri Bakanı olan Sebastian Kurz, İslam Yasası’nı “Başka bir ülkenin memuru olarak gelip Avusturya’da görev yapmalarını ve buradaki toplumu etkilemelerini istemiyoruz.” diye savunmuştu.
Kurz’un isim vermeden ima ettiği ‘ülke memuru’ Türkiye Diyaneti tarafından Avusturya’ya gönderilen imam ve hatipler.
Kabulünden bu yana bir-iki uyarı mektubu dışında yasa öyle ciddi bir şekilde uygulanmadı. Başbakan Kurz bunu şu sözlerle teyit etti. “Bu yasayı şimdi ilk kez uygulamaya koyuyoruz.”
BAŞBAKAN KURZ: ÜLKEMİZDE SİYASAL İSLAM’A YER YOK
Avusturya’da müslüman topluluklar arasında dile getirilen, “Peki neden şimdi?” sorusunun birden çok cevabı var. Ancak aralarında en güçlü duranı camilerin ibadet yeri olmaktan çok siyasallaşma belirtileri göstermesi.
Başbakan Kurz bu durum şöyle açıklıyor: “İnanç özgürlüğü bizde kutsaldır. Ama biz hukuk devleti olarak bu yanlış gelişmelerin üzerine kararlılıkla gideceğiz. Ülkemizde siyasi islam ve radikal eğilimlere yer yok.”
CAMİ KAPATMA KARARI İÇİN KİM, NE DEDİ?
Avusturya’da kanunu ihlal ettiği gerekçesiyle bazı camilerin kapatılmasına dair karar sosyal medyada da tartışılıyor.
Sosyal medyada konu ile ilgili yorumlardan bazıları şöyle:
F.N.: “O camileri tiyatro salonuna çeviren zihniyet sorumludur kapatılmasından. Yönetim değil.”
İ.T.: “AKP siyasetinin ne yazık ki yanlışlarının bizleri, bilhassa Avrupa’da yaşanan Türkleri getirdiği nokta.”
H.P.: “Cami insanların dini vecibelerini yerine getirdiği bir toplum merkezidir. Ancak görüldüğü üzere amacından çıkarılıp ırkçılığın, ayrımcılığın ve radikalizmin örgütlenme kampına dönüştürüldüğü gerçeği görülüyor.”
F.D.: “Bu fotoğrafları (çocukların şehitlik tiyatrosu…) servis edene birşey demek lazım.”
C.A.B.: “Bu fotoğraflar servis değil. Gazetelerde, Facebook’ta aylardır dolaşıyor. Ne yani Avusturya istihbaratı yok mu?”
Y.G.: “Bari çocukları siyasete alet etmeyin be! Başkasının ülkesindesin onların yasasına saygı duymalısınız. Milliyetçilik sadece Türkiye’de yapabilirsin. Başkasının ülkesinde kahramanlık yapamazsın. Hepsi bir oy almak için.”
M.S.: “Yalnızca bir sorum olacak. Şimdi bu çocuklar dindar, eğitimli, hoşgörülü bir nesil olarak mı yetiştiriliyor: Yoksa Allah’ın evinde belli bir amaç için ölmek ve öldürmek amacıyla terör yaratmak için mi yetiştiriliyor?”
A.B.: “Camiler dine değil Türklüğe hizmet alanları oldu. Avrupa’nın tavrından önce yüce İslam dinini menfaat ve Türklükle güncelleyen zihniyete lanet okumak lazım.”
K.İ.: “Camilere yabancılar da geliyor. Vaazlar veya hutbe Almanca okutulmalı. Onlar da anlasın diye… Ama biz Türklerde bulunduğumuz bölgenin dilini öğrenmemek gibi bir hastalık var.”
IPA Haber