Avusturya Ulusal Meclisi tarafından kabul edilerek yürürlüğe konulan ve Almanya'nın da örnek alacağı ifade edilen İslam Yasası ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Avusturya'da hizmet veren ve imamlarını Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tayin ettiği Avusturya Türk İslam Birliği (ATİB) Genel Başkanı Fatih Karadaş, konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerini tekrarladı. Avusturya İslam Cemaati (İGGİÖ) Başkanı Dr. Fuat Sanaç ise yasanın içeriğinin tam anlaşılmadığını dile getirdi.

Avusturya devletinin Birinci Dünya Savaşı'nda bünyesindeki Boşnaklar için kurarak resmen kabul ettiği İslam Diyanet Teşkilatı'nda (İGGİÖ) Başkanı olarak görev yapan Sanaç, yasanın şu an Avusturya'daki Müslümanlara devlet garantisi sağladığını savundu.

İslam yasasının içeriğinin bilinmediğini vurgulayan Dr. Sanaç kazanılan hakları şöyle özetledi: "in görevlileri sorguya çekilemeyecek. Ordudan hapishanelere veya hastanelere dek hayatın her birimine Müslümanları temsil edecek ve onlara rehberlik yapacak temsilciler atayacağız. Bu arada bir yanlışı da düzeltmiş olalım: Avusturya'da devlet din işlerini tamamen dini cemaatlere vermiştir, yani din görevlisini devlet değil biz yetiştireceğiz. Bunların yanında helal gıda noktasında organize olma hakkını elde etmiş bulunuyoruz. Dini bayramlarımız ve cuma namazlarımız yasal güvence altına alınmış oldu. Dinin öğrenilmesi ve öğretilmesi hukuki garanti altına alındı. Sonra mezarlıklar konusu tamamen çözülmüş oldu."

Diyanet'in Avusturya'ya Türkiye'den imam gönderemeyeceği ve İslam Cemaati'nin izninin olmadan imamların atanamayacağı iddialarına da cevap veren Sanaç, şu ifadeleri kullandı: "Biz direkt imam değil, ilahiyatçı yetiştireceğiz. Camilerde ille de bunlar imam olacak diye bir şart yok. Her cemiyetimiz zaten imamlarını ya yurt dışından getiriyor ya da burada kendisi yetiştiriyor. Mevcut imamlar camilerde vazifelerine devam edecekler ve bu konuda yeterliliği olanlar da tayin edilebilecektir. Bu konuda kesinlikle bir sorun yok. Ayrıca imam atamalarında bugüne dek hangi prosedürler işliyor idiyse aynısı işlemeye devam edecek. Yeni bir şey yok. Fakat her kim 'Ben istediğim gibi hareket ederim, ben IGGiÖ'yü de, kanunları da tanıman diyorsa, kusura bakmasınlar buna da kimse müsaade etmez."

25 Şubat'ta kabul edilen yasada Müslümanların şüpheli konuma düşürüldüğü ve devletin istediği an Müslümanların dini etkinliklerini engelleyebileceği eleştirilerini de değerlendiren Fuat Sanaç "Yasayla birlikte Müslümanların dini etkinlik hakları tam bir garanti altına alındı. Konuşulduğunun aksine Müslümanlar bir etkinlik düzenlerse kimse sokaktan gelip onları rahatsız edemez ve dini etkinliklerine engel olmaya kalkışamaz. Ama devlet gerek gördüğünde bir dini etkinliği iptal edebilir ki bu gayet anlaşılabilir bir şey. Dünyanın her yerinde bir güvenlik tehdidi olursa, ne bileyim bir bomba ihbarı falan gelirse her ülke güvenlik gerekçesiyle o etkinliği iptal edebilir, etmelidir de." şeklinde konuştu.

CİHAN