Rusya Uzay Ajansı Roscosmos tarafından başlatılan Luna-25 programı kapsamında 21 Ağustos günü Ay yüzeyine inmesi beklenen araç yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor
Rusya Uzay Ajansı Roskosmos tarafından yapılan açıklamada devam etmekte olan Luna-25 Programında Pazar günü itibarıyla yeni bir aşamaya geçildiği belirtildi. Buna göre otomatik sonda araştırma ekipmanlarını aktive etmeyi başardı. Böylelikle seferdeki bilimsel faaliyetler de resmen başlatılmış oluyor.
Luna-25 programı nedir
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminde kurulan Roscosmos, dünyanın en önde gelen uzay ajansıydı. Ajans ve bünyesindeki kozmonotlar insanlığın uzay macerasının pek çok etabında gerçekleşen ilklere sahip. Sovyetler Birliği'nin çözülmesinin ardından varlığı Rusya Federasyonu tarafından devam ettirilen kurum önemli bir deneyim, birikim ve uzmanlığın üzerinde yeniden kurgulanarak faaliyetlerini sürdürdü. Bu kapsamda daha önce Sovyet döneminde dünyamızın uydusu Ay hakkında bilgi edinmek için başlatılan Luna programı (1958-1976) verileri yeniden el alındı. Bugün aktif olan Luna-25 programı sayesinde Ay'ın daha önce inilmemiş bir bölgesi olan güney kutup bölgesine ulaşma planları yapılıyor. Ay yüzeyine yapılan inişlerin çoğu görece daha kolay olan ekvator bölgelerine yapılırken Luna-25 güney kutup bölgesini hedefliyor. Luna-25 yüzeye indikten sonra burada örnekler üzerinde gerçekleştireceği bilimsel deneylerle bu bölgeye dair daha ayrıntılı bilgi toplamaya çalışacak.
Uluslararası rekabet
10 Ağustos günü Soyuz 2.1b tipi üç kademeli roketle yörüngeye çıkan yaklaşık 1.5 ton ağırlığındaki Luna-25 iniş aracının 21 Ağustos günü adını Alman astronom Heinrich Boguslawski'den almış olan Boguslawski Kraterine inmesi planlanıyor. ABD ve Rusya'nın dışında Çin ile beraber hatrı sayılır bir uzay programına sahip olan Hindistan da tam bugünlerde yaklaşık olarak aynı bölgeye bir iniş aracı indirmeyi planlıyor. Hindistan Uzay Araştırmaları Örgütü ISRO'ya ait Chandrayaan-3 adlı uzay programının 23 Ağustos günü Ay'a inmesi planlanıyor. Öte yandan Çin Halk Cumhuriyeti de CLEP adı verilen programla Ay'a robotlu görev araçları göndermekte ve program kapsamında çok sayıda iniş aracı Ay yüzeyinde faaliyette bulunmuş durumda. Bu kapsamda en son 23 Kasım-16 Aralık 2020 arasında görev yapan Chang'e-5 programı Ay'ın Dünya'dan görünmeyen tarafından yaklaşık 1,7 gram numune getirmeyi başarmıştır.
Amaç nedir?
Burada gözlemlenen adeta bir altına hücum dönemi. Hatırlanacağı gibi Kuzey Amerika'yı işgal ederek yerli halkları sömürgeleştiren, sonrasında da günümüzdeki ABD'yi kuracak olan öncüler bakir kıtadaki doğal kaynakları yağmalamak için birbirlerini çiğniyordu. Altın ve gümüş bulunan bölgelere dair haberler yıldırım hızıyla kıtada baştan başa yayılıyor ve onbinlerce kişi zengin olmak hayaliyle bölgeye akın ediyordu. Bu süreçte bölgede yaşayan yerliler katlediliyor, madenlerde binlerce göçmen Asyalı işçi ve Afrikalı köle kuralsızca-ölümüne çalıştırılıyor ve adeta bir genel kural gibi tekil altın arayıcıları neredeyse hiçbir zaman aradıklarını bulamıyor, büyük tekeller sonuçta bütün madenlere el koyuyordu.
Başta NASA tarafından açıklanan ABD'nin Ay'da kalıcı üs kurma projesi Artemis olmak üzere Çin tarafından açıklanan benzer bir araştırma üssü kurulması planları akıllara 19.yüzyıldaki bu kuralsız dönemi hatırlatıyor. Oysa işçi sınıfının Sovyetler Birliğinde iktidarda bulunduğu dönemdeki uzay araştırmaları, bu ülkenin belirleyici katkısıyla kâr güdüsünden ziyade insanlığın ortak çıkarlarına odaklanmış, bu alanda yazılı olmayan centilmenlik anlaşmaları uygulanır olmuştu. Ancak emperyalizmin tek belirleyici güç halien geldiği günümüzde artık tek gözetilen şey o ülkenin çıkarları ve diğer ülkelerin geride bırakılması. Ay'da bulunduğu sanılan titanyum ve geleceğin sonsuz enerji kaynağı olarak görülen helyum-3 gibi değerli madenler kapitalist ülkeler tarafından rakiplerinin aleyhine ve kendi çıkarlarına olacak şekilde gündem olmakta.