Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, son dönemde basın kuruluşları ve medya mensuplarına yönelik baskı ve saldırıları sıkıyönetim döneminde bile görmediğini söyledi. Basın özgürlüğüne vurgu yapan Doğan, "Biz bağımsızız. Bizi illa benim yanımda olacaksın… Ben hükümet yanlısı olmaya mecbur değilim. Ama hükümet karşıtı da değilim. Bu hükümet bağımsızlığı kabul etmiyor." dedi.
Aydın Doğan, evinin önünde 4 kişinin saldırısına uğrayan Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ı Nişantaşı'ndaki evinde ziyaret etti. Çıkışta açıklama yapan Aydın Doğan, "Ben 40 yıla yaklaşan yayıncıyım. Bizim mesleğimizde 30 yıl devamlılık arz eden gazete sahipliği yapan yoktur. Bu 40 yıllık süre içerisinde birçok olay gördüm. Nuruosmaniye'deki gazete binamı mafya astı. İlan servisimizde çalışan kızlarımızı yerde sürüklediler. Ama polise haber verdik, polis geldi yakaladı götürdü ve sebebi anlaşıldı. Mafya dedi ki 'siz bizim aleyhimize haber yaptınız biz de sizi bastık' Karanlık kalmadı olay. Gazetem daha evvel toplatıldı olaylar belliydi ne olduğu. Gazetem kurşunlandı, hepsinin sebepleri çıkarıldı. Gazetem sıkıyönetim tarafından kapatıldı, 14 gün sonra öğrenebildim, Metin Toker'in yazısından dolayı kapatıldığını. Tüm bunları yaşadım. Sıkıyönetim yaşadım, baskı dönemlerini gördüm. Ama bu dönemdeki gazetecilere yapılan baskıyı ilk defa görüyorum. Çünkü gazeteciler gazetecilere baskı yapıyorlar. Bir taraftaki gazeteciler diyor ki 'aman öbür taraftaki gazetecileri dövün' diyor. 'Sizi sinek gibi ezeriz' diyor. Bir de kendi grubunda olanlara diyor ki 'sen niye bunların aleyhinde yazmıyorsun? Böyle yayıncılık olur mu ya? Sen gazeteci misin parti komiseri misin, militan mısın? Hepsi militan! Bir de kendilerine millicilik uydurmuşlar. Kim milli? Milli benim ben!" diye konuştu.
Bir gazetecinin "Bugüne kadar bu süreci yaşamadım dediniz, neden bugün bu hale gelindi?" şeklindeki sorusuna Doğan, "Maalesef mesleğimiz öteden beri muhafazakar gazeteciler vardı; hem bağımsız gazeteciler vardı, hem liberaller vardı, hem hükümet yanlısı hem hükümet karşıtı olan gazeteciler vardı. Ana akım medya vardı ama hiçbir zaman hükümet yanlısı medya mensupları, 'sizi ezeriz, sizi sinek gibi ezeriz, sizi döveriz, niye duruyorsunuz kaçın memleketten, biz milliyiz siz değil.' Böyle bir şey yoktu. Zaten meselenin aslı bunu söyleyenlerin birçoğu bakıyorum gazeteci değil. Ben 40 yıldır meslekteyim, yeni türediler bunlar. İki senedir ortaya çıktılar bunlar. Kendilerine yazar diyorlar. Her gün bir yalan bir uydurma cevap verince de mektup yazdı diyorlar. Ne yapayım? Yargıya gidiyoruz, yargıdan sonuç alamıyoruz maalesef." diye cevap verdi.
KİM YÖNLENDİRDİ YÖNLENDİRENLERİN ORTAYA ÇIKARILMASINI İSTİYORUM
Ahmet Hakan'a yapılan saldırıya değinen Aydın Doğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ahmet'in işinde benim beklediğim; kim bunu yaptı? Yok trafik sıkıştı, böyle basit şeylerle çocuk kandırmayın. Geldi dört tane mafya bozuntusu mu deyim ne deyim Ahmet'i dövdü. Kim yönlendirdi bunu? Yönlendirenin ortaya çıkmasını istiyorum. Son zamanlardaki basında açıklanamayan iki şey var; bir başka gazete yöneticisi kurşunlandı gündüz 18 tane kurşun attılar. Adam yara almadı gitti ama hala kim yaptı bunu belli değil. Ben diyorum ki 40 yılda çok şey yapıldı gördüm. Rakip gazetenin genel yayın yönetmeninin kurşunlanma olayının açıklanması lazım. Polis öyle 'ucunu bulamadık, gidemedik' diyemez. Eğer bu basına karşı yapılan bir baskıysa hep birlikte elimize bayrakları alalım, yürüyelim. Ama ne olduğu açıklanmayan olaylar. Bu Ahmet'in meselesi de kim yaptı? Niye yaptı? 'Van'ın bir kazasından geldik, biz yaptık' derlerse bu inandırıcı değil.".
'VİCDANLI HÜKÜMET YANLISI SİYASETÇİLERİN BU KONUDAN RAHATSIZ OLDUĞUNU BİLİYORUM'
"Sizi siyasilerden arayan oldu mu?" sorusuna Doğan, "Yani hükümet yanlısı kimse beni aramadı. Başbakan ortaya bir beyanat verdi. 'Basına karşı yapılan saldırıları kınıyorum' dedi. Onun dışında bizi arayan olmadı ama bazı hala vicdanlı hükümet yanlısı siyasetçilerin de bu konudan rahatsız olduğunu biliyorum." cevabını verdi.
'BU HÜKÜMET BAĞIMSIZLIĞI KABUL ETMİYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı mektupların sürüp sürmeyeceğinin sorulması üzerine Doğan, "Hayır! ben meydan okumak ya da başka şey için değil. Cumhurbaşkanını da yalancı çıkarmak değil. Benim Cumhurbaşkanıyla işim değil. Daha doğrusu haddim de değil. Yüzde 52 oy almış, halkın seçtiği birisi. Ama 'ben böyle bir şey söylemedim' diyorum. Yanlış mı hatırlıyor? Olayları mı karıştırıyor? Ben onun için yazdım. Cumhurbaşkanı bunu daha evvel de açıkladı. Baktım ki tahammül edilir gibi değil. Her defasında da biraz yanlış katarak açıkladı. Ben de onun için yazdım. Cumhurbaşkanıyla bir polemiğe girmek niyetinde değilim. Ne Cumhurbaşkanıyla ne ailesiyle… Dikkat ederseniz benim yayın grubum hem Cumhurbaşkanının şahsına karşı, hem de ailesine karşı Türkiye'de en dikkatli olan bir yayın grubudur. Ama biz bağımsızız. Bizi illa benim yanımda olacaksın… Ben hükümet yanlısı olmaya mecbur değilim. Ama hükümet karşıtı da değilim. Bu hükümet bağımsızlığı kabul etmiyor. Yanında olmayan herkese 'bunlar karşımda' diyor. Bir takım adamlar da türedi, nerden türedi? Nereden çıktı? bilmiyorum." ifadelerini kullandı.
CİHAN