Anayasa Mahkemesi (AYM) mahkumun odasında bulunan uzun dalgalı radyoya ceza infaz kurumu tarafından el konulmasının 'ifade özgürlüğünün ihlali' olmadığına karar verdi.
Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak suçundan 36 yıl ceza alan ve cezasını Kırıkkale Ceza İnfaz Kurumu'nda çeken Mehmet Reşit A.'nın odasında 25 Ocak 2013'te yapılan aramada radyosuna el konuldu. Mehmet Reşit A., radyoyu 2008 yılında kurumun kantininden aldığını iddia etti. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü 'gizli' ibaresi ile cumhuriyet başsavcılıklarına gönderdiği yazıda kurum kantininde FM ve orta dalga radyo cihazlarının satılması konusunda gerekli özenin gösterilmesini istedi. Radyosunun uzun dalgalı olması nedeniyle el konulduğunu iddia eden A., radyonun uzun dalgasının iptal edilerek kendisine iade edilmesini talep etti. Kırıkkale İnfaz Hakimliği, radyo ile ilgili bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, bilirkişi incelemesi yaptırılması durumunda radyonun bozulma ihtimalinin olduğu ve bilirkişiye ödenecek ücretin de radyonun değerinden fazla olduğunu belirterek şahsın başvurusunu reddetti. Kırıkkale İnfaz Hakimliği'nin kararına itiraz eden Mehmet Reşit A.'nın başvurusu Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Bilgi edinme ve ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini ileri süren A., AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.
AYM, ceza infaz kurumlarında güvenliği veya disiplini bozacak şekilde eşya bulundurmanın el koyma işlemine tabi tutulmasının ifade özgürlüğünün ihlali sonucunu doğurmayacağını belirtti. Başvurucunun aldığı cezaya göre kurumunda uzun dalgalı radyo bulundurmasının Ceza İnfaz Kurumu tarafından kurumun düzeni ve güvenliği için tehdit olarak değerlendirildiğini kaydeden AYM, Ceza İnfaz Kurumu'nun çok ağır olduğu söylenemeyecek bir işlemle düzenin ve güvenliğinin bozulmasını engellemeyi hedeflediğini ifade etti.
AYM'nın gerekçeli kararında ayrıca şu ifadeler yer aldı: "Uzun dalga özelliğine sahip radyo bulundurulması ve bu radyo ile yasak yayınlar kapsamında terör örgütü propagandası yapan yayınların dinlenmesi ile takip edilmesinin, buradan verilecek mesajlara göre hareket edilmesinin ceza infaz kurumunun düzeni ve güvenliği açısından idarenin daha hassas davranması gerektiği açıktır. Bu nedenle başvurucuya uygulanan müeyyidenin ceza infaz kurumlarında düzenin ve güvenliğin sağlanması, dolayısıyla kamu düzeninin sağlanması amacıyla demokratik toplum düzeni bakımından alınması gereken tedbirler kapsamında kaldığı değerlendirilmiştir. El koyma işleminin cezaevinde düzenin ve disiplinin sağlanması amacını gerçekleştirmek için ölçüsüz bir müdahale olduğu söylenemez."
Başvurusunun anayasanın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının ihlal edilmediğine karar veren AYM'nin ikinci bölümü, kararı oy çokluğu ile aldı.
Cihan CİHAN