Anayasa Mahkemesi, Sulh Ceza Hakimliklerinin kaldırılması yönündeki itiraz başvurusunu reddetti.
Anayasa Mahkemesi, 14 Ocak 2015 tarihli toplantısında, 5235 sayılı Kanun’un Sulh Ceza Hâkimliklerinin kuruluşunu düzenleyen 10. maddesine yönelik iptal istemini oybirliğiyle, 5271 sayılı Kanun’nun anılan hâkimliklerin kararlarına karşı itiraz usulünü düzenleyen 268. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (a) ve (b) bentlerine yönelik iptal istemini ise oyçokluğuyla reddetti.
Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada göre; başvurularla ilgili mahkemenin değerlendirmesi hakkında bilgi verildi. Açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin, hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biri olduğu ifade edilerek, kanun yoluna başvuru hakkının, adil yargılanma hakkının kapsamı içerisinde bulunduğu belirtildi.
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında korunan kanun yoluna başvurma hakkının etkili bir şekilde sağlanabilmesi için kanun yolu merciinin, incelenen kararı gerektiğinde değiştirme yetkisine de sahip olması gerekliliğinin altı çizilen açıklamada, Sulh Ceza Hâkimliklerinin, itiraz edilen kararı denetleyerek işin esası hakkında karar verme yetkilerinin bulunduğunu saptayarak, öngörülen kanun yolunun etkili olduğu sonucuna ulaşıldığı bildirildi.
Sulh Ceza Hâkimliklerince verilen kararlara karşı yapılan itirazların yüksek görevli bir diğer mahkemece incelenmesini gerektiren anayasal bir norm bulunmadığına vurgu yapılan açıklamada, etkili bir denetim sağlandıktan sonra itirazı inceleyen bu mercinin yüksek görevli bir merci olması zorunluluğunun bulunmadığı ifade edildi.
Öte yandan, açıklamada, bir mahkemece verilen karara karşı yapılan itirazların aynı yerde bulunan bir sonraki mahkemece karara bağlanmasının, gerek ceza gerekse medeni yargılama hukukunda yerleşik bir uygulama olduğu belirtildi. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 353. maddesi gereğince icra ceza mahkemelerinin verdiği disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde numara olarak kendisini izleyen daireye itiraz edilebileceği yönündeki kuralın da 1.11.2012 tarihli ve E.2011/64, K. 2012/168 sayılı kararla Anayasa’ya aykırı bulunmadığı hatırlatıldı.
Müstakilen bu işle görevlendirilmeleri nedeniyle koruma tedbirleri konusunda ihtisas kazanacağı değerlendirilen Sulh Ceza Hâkimlerinin kararlarına itirazın da aynı konuda ihtisas kazanmış diğer bir Sulh Ceza Hâkimliğince yapılması yönteminin öngörülmesinde, kamu yararı amacına dayanıldığına işaret edilen açıklamada, kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına oyçokluğuyla karar verildiği bildirildi.
5235 SAYILI KANUN’UN 10. MADDESİ
İtiraz konusu kural, adli soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı'nca Sulh Ceza Hâkimliklerinin kurulmasına ilişkindir.
BAŞVURU GEREKÇESİ (1)
Başvuran Mahkeme, itiraz konusu kuralla tüm Türkiye’de yürütülen soruşturmaların akıbetinin sınırlı sayıdaki hâkimlikler vasıtasıyla siyasi iktidarın inisiyatifine bırakıldığını ve bu durumun, hukuk devleti ilkesi, hak arama hürriyeti, kişi güvenliği ve özgürlüğü ile yargı bağımsızlığı ve doğal hâkim ilkelerini ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
5271 SAYILI KANUN'UN 268. MADDESİNİN (3) NUMARALI (a) ve (b) BENTLERİ
İtiraz konusu kurallar, Sulh Ceza Hâkimliği kararlarına yapılan itirazların o yerde birden fazla Sulh Ceza Hâkimliği'nin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimlik; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimlik; Ağır Ceza Mahkemesi'nin bulunmadığı yerlerde tek Sulh Ceza Hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı Ağır Ceza Mahkemesi'nin bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hâkimliği; Ağır Ceza Mahkemesi'nin bulunduğu yerlerde tek Sulh Ceza Hâkimliği varsa, en yakın Ağır Ceza Mahkemesi'nin bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hâkimliği tarafından incelenmesine ilişkindir.
BAŞVURU GEREKÇESİ (2)
Başvuran Mahkeme'ce, sınırlı sayıdaki sulh ceza hâkimlerinden biri tarafından verilen kararlara itirazın aynı sistem içindeki bir merci tarafından kesin olarak karara bağlanmasının, itirazı etkili bir yol olmaktan çıkaracağı belirtilmiş ve bu durumun, hukuk devleti ilkesine, tabii hâkim ilkesine, kişi özgürlüğü ve güvenliği ile adil yargılanma hakkına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.