Anayasa Mahkemesi (AYM) PKK terör örgütüne üye olduğu gerekçesi ile tutuklanan kişinin ağabeyinin cenazesine gitmesine izin verilmemesinin hak ihlali olmadığına karar verdi. AYM, kararında başvurucunun PKK terör örgütü üyeliğinden yargılanmasını ve bölgede yaşanan terör olaylarını gerekçe gösterdi.
Beşir Doğan, KCK/PKK silahı terör örgütüne üye olma suçundan hakkında açılan ceza yargılaması kapsamında 22 Mayıs 2012'de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Doğan'ın ağabeyi rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaydetti. Aynı gün Doğan, yargılamayı yürüten Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak ağabeyinin cenazesine katılmak için izin istedi. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, cenazenin yapılacağı yerin merkeze bağlı köy olduğu adres itibarı ile güvenliğin alınmasının emniyet ve asayiş yönünden riskli olduğunu belirterek, Doğan'ın başvurusunu reddetti. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karara itiraz eden Doğan, ağabeyinin defnedilmesi sebebiyle mezarını ziyareti için izin talep etti. Doğan'ın itiraz başvurusu Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da reddedildi. Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia eden Doğan, AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihmal edilmediğine oyçokluğu ile karar verildi. Kararın gerekçesinde şu ifadeler yer aldı: "Başvurucunun katılmak istediği cenaze törenin yapıldığı tarihlerde gitmek istediği adresin bulunduğu Diyarbakır'da yoğun terör olaylarının olduğu ve bu olaylara bağlı olarak can kayıplarının yaşandığı kamuoyunun bilgisini dâhilindedir.
Söz konusu terör eylemleri nedeniyle başvurucunun ve refakatine verilecek olan güvenlik görevlilerinin yaşam hakkı ve vücut bütünlüklerine yönelik risklerin önüne geçilmesi, silahlı terör örgütüne üye olmak isnadıyla tutuklanmış olan başvurucunun kaçmasının önlenmesi, kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanması amaçlanmıştır. Derece mahkemelerinin bulundukları yerin güvenlik risklerini daha iyi takdir edecekleri dikkate alınarak söz konuş gerekçesinin keyfilik içermediği dolayısıyla kamu makamlarının takdir yetkisinin sınırlarını aşmadığı sonucuna varılmıştır."
Cihan CİHAN