AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) HDP’nin hazine yardımı hesabına tedbiren bloke konulması yönündeki kararı kaldırmasının ardından bazı AYM üyelerini telefonla aradığı öne sürüldü.
İsmi açıklanmayan bir Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, HDP Hazine yardımlarına blokenin kaldırılması için oy kullanan üyeleri arayarak hesap sorduğunu ileri sürdü.
Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin, 7 Haziran 2021’de HDP’nin kapatılması istemiyle AYM’de dava açmış, AYM Genel Kurulu da 21 Haziran 2021’de iddianamenin kabulüne oybirliğiyle karar vermişti.
AYM, HDP’nin Hazine yardım hesabını da geçici olarak dondurmuştu.
HDP’nin kapatma davası kararının seçimler sonrasına bırakılması ve tüm muhakeme işlemlerinin seçimlere kadar durdurulması talebiyse reddedilmişti.
Mahkeme, HDP yetkililerinin 14 Mart’ta sözlü savunma vermesini kararlaştırılmıştı. Partinin talebi üzerine ek süre verilerek bu tarih 11 Nisan’a çekilmişti. HDP’nin Hazine yardımına ilişkin itirazı da kabul edilerek hesaplardaki blokaj kaldırılmıştı. Karar, yediye karşı sekiz üyenin oy çokluğuyla alınmıştı.
Halk TV’den Seyhan Avşar’a konuşan ismi açıklanmayan bir AYM üyesi, Erdoğan’ın bloke kararının kaldırılması için oy veren üyeleri aradığını söyledi.
‘Size çok güveniyordum’
Erdoğan’ın “Size çok güveniyordum. Hesaplardaki blokenin kaldırılması yönünde nasıl oy kullanırsınız” dediğini ileri süren AYM üyesi şunları kaydetti: “Kendisine sadece verdiğim kararı hukuki yönüyle değerlendirdim. Hiçbir yasal düzenleme bulunmuyor tedbire ilişkin. Ne Anayasa’da ne de yasada. Kendisine bunu söyledim. Bunun dışında konuşma özel yani netice itibariyle.”
Erdoğan’ın blokeyi kaldırma kararını hukuksuz bulduğunu söyleyen AYM üyesi, karar sürecini şöyle değerlendirdi:
* Bizim verdiğimiz tedbirin kaldırılması yönündeki kararda biz hukuka bağlıyız. Peki o zaman diyeceksiniz niye daha önce tedbir verdiniz, sonra neden fikir değiştirdiniz? İlk tedbirde Yargıtay Başsavcılığı o kadar ciddi iddialarla geldi ki bize, tabii o iddialar karşısında tedbir vermemek gibi bir alternatifimiz yoktu.
* Yine de vermeyen arkadaşların argümanları güçlüydü. Ama benim açımdan hazine yardımının doğrudan terör örgütüne aktarıldığına dair bir iddia karşısında şahsen tedbirden başka bir yol bulamadım.
* Fakat sonra gelen belgelerde gördük ki 2017-2018 ve daha sonraki yıllarda olmak üzere terör örgütüne fiili bir aktarım söz konusu değil. Firmalara ödemeler, şunlar bunlar var. Doğrudan terör örgütüne para aktarıldığı yönünde ben de bir kanaat oluşmadığı için fikrimi değiştirdim.
* Anayasa ya da yasa koyucu herhangi bir siyasi partiye dava açıldığında ya da bu dava için nihai bir karar verilene kadar hazine yardımı yapılmamasına yönelik tedbir konulması yönünde hüküm koyabilirdi. Buna yönelik bir yasal düzenleme yapmıyorlar, sonra siyasi handikaplarını dile getiriyorlar.