Daha önce Anayasa Mahkemesi'nin iki kez iptal ettiği güvenlik soruşturması düzenlemesi yeniden Meclis Genel Kurulu'na geliyor. Düzenlemeye göre kamuda işe alınacak olan kişilerin eşlerinin anne ve babaları da araştırılabilecek. CHP'li Ali Öztunç, "Babası suç işledi diye çocuğu yargılanamaz. Bu haliyle çıkarsa Anayasa Mahkemesi bunu iptal edecektir." diye konuştu
AKP milletvekillerinin imzasıyla verilen ve geçen hafta TBMM İçişleri Komisyonu’nda kabul edilen “Arşiv Araştırması ve Güvenlik Soruşturması”na ilişkin yasa teklifi iktidar ile muhalefeti bir kez daha karşı karşıya getirdi.
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre; AKP, komisyonda kabul edilen teklifi TBMM tatile girmeden önce Meclis’ten geçirmeyi planlıyor. Bu kapsamda, yeni bir gündem değişikliği olmazsa teklifin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi planlanıyor. Önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenen yasa teklifiyle ilgili neler biliniyor?
İLK DÜZENLEME NE ZAMAN YAPILDI? AYM NEDEN İPTAL ETTİ
Kamu görevlileri hakkındaki güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına ilişkin ilk düzenleme, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında çıkarılan OHAL KHK’sıyla düzenlendi.
Ancak Anayasa Mahkemesi, CHP’nin açtığı davayı haklı bularak, kişisel veri niteliğindeki bilgilerin memuriyete girişte değerlendirmeye tabi tutulmasının Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmettiği gibi, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının ayrı bir yasayla düzenlenmesi zorunluluğuna vurgu yaptı.
AKP, 18 Ekim 2018’de TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen “torba yasa”ya soruşturma kapsamını genişleten “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinin beşinci ve 231 inci maddesinin onüçüncü fıkraları kapsamında tutulan kayıtlara ulaşmaya, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma sonuçlarını, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile kesinleşmiş mahkeme kararlarını almaya yetkilidir” hükmünü ekledi.
Ancak yine CHP’nin başvurusu üzerine AYM bir kez daha iptal kararı verdi.
Kararda, güvenlik soruşturması yapmakla görevli olanların, kişisel veri niteliğindeki bilgilere ulaşmasının öngörüldüğü belirtilerek, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına, bu bilgilerin ne surette ve ne kadar süre ile saklanacağı gibi konulardaki belirsizliğe dikkat çekildi.
İptal gerekçesinde ayrıca elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin keyfiliğe izin vermeyecek düzenleme yapılması zorunluluğu vurgulandı.
YENİ TEKLİF NASIL GELDİ?
İptal kararlarının ardından AKP; söz konusu düzenlemeyi bu kez Aralık 2019’da, başka bir torba teklife koydu. Muhalefetin yanı sıra AKP içinde de kimi itirazlar dikkate alınarak, güvenlik soruşturmasına ilişkin hükümler son anda torba yasadan çıkarıldı ve bu konuda ayrı bir yasal düzenleme geleceği açıklandı.
AKP üzerinde uzun süredir sürdürdüğü çalışmayı tamamlayarak, geçtiğimiz günlerde, 16 maddelik ayrı bir yasa teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. AYM’nin iptal kararı nedeniyle yeni düzenleme gereksinimi doğduğuna dikkat çekilen teklifin gerekçesinde, düzenlemeye neden gereksinim duyulduğu şöyle anlatıldı:
“Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının kime ve hangi kapsamda yapılacağı, genellikle özel kanunlarla düzenlenmektedir. Bununla birlikte, ülkemizin çok yakın tarihlere anayasal düzene karşı terör örgütlerince işlenen suçların kamu görevlileri eliyle kamu güç ve kaynaklarına dayanılarak yapılabildiği, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminde açıkça görülmüştür. Bu ise, demokratik toplum düzenini korumak için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur.”
YENİ TEKLİF HANGİ YENİ DÜZENLEMELERİ İÇERİYOR?
TBMM İçişleri Komisyonu’nda kapsamı genişletilen yeni yasa teklifi ile yasanın amaç ve kapsamının yanı sıra, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması tanımı ayrı ayrı yapılıyor. Teklif ile getirilen bazı önemli düzenlemeler şöyle:
Güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması sonucunda elde edilen kişisel verilerin değerlendirilmesiyle görevli bir değerlendirme komisyonu oluşturulacak.
Arşiv araştırması, statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın, ilk kez veya yeniden memuriyete ve kamu görevine atanacaklar hakkında yapılacak.
Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalıştırılacak personel için ise arşiv araştırmasına ek olarak güvenlik soruşturmasına tabii olacaklar.
Arşiv araştırmasında, kişinin adli sicil kaydının yanı sıra, kolluk kuvvetleri tarafından aranıp aranmadığına, hakkında bir tahdit olup olmadığına, kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar ile hakkında daha önce kamu görevinden çıkarılma ya da kesinleşmiş memurluktan çıkarma cezası olup olmadığına bakılabilecek.
Güvenlik soruşturmasında ise arşiv araştırmasındaki konulara ek olarak kişinin, görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat birimlerindeki olgusal verilerinin, yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiğinin, terör örgütleri veya organize suç örgüleriyle eylem birliği, irtibatı olup olmadığının tespiti amacıyla yapılabilecek.
Güvenlik soruşturmasına, kişinin eşi, çocukları ve birinci derece kan bağı olan akrabalarının yanı sıra “sıhri hısımları” yani, eşinin anne ve babası da dahil edilecek. İçişleri Bakanlığı’nın talebi doğrultusunda TBMM İçişleri Komisyonu’nda yapılan değişiklikle, güvenlik soruşturmasının kapsamı, askeri öğrenciler, sahil güvenlik, jandarma akademisi ve polis akademisi öğrencileri ile kaymakam adaylarını da kapsayacak şekilde genişletildi.
TARAFLAR YASAYA NE DİYOR?
Muhalefet, kamuya alımlarda arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasının kapsamının çok geniş tutulmasını eleştiriyor ve bir anlamda “fişleme” anlamına geleceğini savunuyor.
‘Fişlemeye’ en somut örnek olarak ise kişinin, “sıhri hısımları”, yani eşinin anne ve babasının da dahil edilmesi gösteriliyor.
Muhalefet partili komisyon üyeleri de “suçun şahsiliği” ilkesine dikkat çekerek, böyle bir durumun, kişinin sadece “eş” değil, “dünür de seçmek zorunda kalacağına” işaret ediyor.