Azez düğümü

Azez düğümü
Suriye'nin sınıra 6 km mesafedeki Azez kenti, Türkiye'yi de içine çekebilecek bir bölge savaşının merkezine oturdu.
Davutoğlu, YPG mensuplarının kenti almaya çalışması halinde tekrar vurulacağını açıkladı. Birleşmiş Milletler, dün Suriye'nin Türkiye'ye yakın kuzey bölgelerinde Azez'dekiler de dahil 5 hastane ve 2 okula düzenlenen saldırılarda yaklaşık 50 sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı. Saldırıları "uluslararası hukukun küstahça ihlali" olarak tanımladı. Sorumluluk noktasında herhangi bir aktörü zikretmezken yerel kaynaklar Rusya ve Esed rejimini suçladı.

Suriye'deki iç savaştan önce Halep'ten Türkiye'ye gelenlerin son durak noktası konumundaki ticaret kenti Azez'de bugün korku hâkim. Azez'den dün sabah yine Türkiye tarafına ateş açılırken sınırdaki TSK birlikleri art arda üçüncü gün gelen saldırılara karşılık verdi. Başbakan Davutoğlu, PKK bağlantılı YPG mensuplarının Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı'na 6 km mesafedeki Azez'i almaya çalışması halinde tekrar vurulacağını açıkladı. Güneydeki Miniğ Havaalanı'nın da YPG'lilerce boşaltılmaması halinde kullanılamaz hale getirileceğini söyledi. Kentteki bir hastane ve savaştan kaçan mültecilerin sığındığı metruk bir okul binası yerel gözlemcilerin Rusya'ya ait olduğunu aktardığı savaş uçakları ve füzelerle vuruldu, en az 14 Suriyeli can verdi. Diğer saldırılarda hedef alınan okul ve hastaneler de Halep ve İdlib kırsalında yer alıyordu. İdlib'e bağlı Maaret el Numan'da Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) tarafından işletilen bir hastane de bunlar arasındaydı. Beşi hasta 7 kişinin hayatını kaybettiği bombardıman sonrasında MSF Fransa Başkanı Mego Terzian, "Saldırın sahibi açıkça ya rejim ya da Rusya" dedi.

Davutoğlu, dün Kiev'i ziyaret etti. Seyahat öncesinde ve ziyaret sırasında açıklamalarıyla Türkiye'nin kendisine bir saldırı olmasa da Suriye'ye müdahale edebileceğinin sinyallerini verdi. “YPG, Fırat'ın batısına, Afrin'in de doğusuna geçmeyecek. Azez'in düşmesine izin vermeyeceğiz. YPG'ye gerekli olan yerde gerekli müdahale yapılacak. (Miniğ) Havaalanı'ndan çekilecekler. Çekilmezlerse kullanılamaz hale getirilecek.” dedi. YPG, 26 Aralık'ta Tişrin Barajı'nı IŞİD'den alarak Fırat'ın batısına geçmiş, Ankara ise buna tepkisiz kalmıştı.



YPG, Tel Rıfat'ı da aldı

Davutoğlu, YPG'nin siyasi çatısı PYD'nin eşbaşkanı Salih Müslim'in önceki gün Türkiye'nin aralarında Miniğ'in boşaltılmasının da olduğu taleplerini reddettiklerini açıklamasının da “anlamı olmadığını” söyledi. 40 km menzilli Fırtına toplarından yapılan atışlar neticesinde örgütün “Azez civarından uzaklaştırıldığını” savundu. Ancak yerel kaynaklar Zaman'a, Azez ile daha güneydeki Halep arasında yer alan stratejik Tel Rıfat kasabasının da dün tamamıyla YPG'nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin eline geçtiğini aktardı. Buna göre Tel Rıfat'taki muhalif birlikler de Azez'e çekildi.

Davutoğlu: PKK ve YPG Rusya'nın aracı

Davutoğlu'nun hedefinde Rusya da vardı. PKK ve YPG'nin “Rusya'nın enstrümanı (aracı)” olduğunu söyleyen Başbakan, “Rusya savaş çıkabilir algısıyla dünyayı tedirgin etmeye çalışıyor.” diyerek bölgedeki mevcut tansiyonun savaş ihtimalini doğurmadığını savundu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu üç gün önce, İncirlik Üssü'ne savaş uçakları sevk eden Suudi Arabistan'la birlikte Suriye'ye karadan girilebileceğini açıklamıştı. Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç ise dün olası bir kara harekâtı konusunda karar alınmadığını söyledi.

Cumartesi ve pazardan sonra Suriye tarafından Türkiye'ye yönelik ateşlerin hedefinde dün yine Hatay ve Kilis kırsalı vardı. Yapılan saldırılara cevaben Türk topçusu özellikle Azez çevresi ve Miniğ Havaalanını hedef aldı. Gelişmelerle birlikte sınırdaki güvenlik önlemleri artırıldı. Tanklar da her ihtimale karşın hazır bekletiliyor.

Savaş senaryolarının odaklandığı Azez'de dün yerel kaynakların Rusya'yı suçladığı hava saldırılarında yaralanan 30'dan fazla Suriyeli ise Kilis Devlet Hastanesi'ne getirildi. Davutoğlu, saldırıya Ukraynalı mevkidaşı Arseniy Yatsenyuk'la ortak basın toplantısında tepki gösterdi. Rusya'nın 1500 km mesafedeki Hazar Denizi'nden balistik füze fırlattığının düşünüldüğünü belirtti. “Maalesef Suriye'de sivil halka dönük barbarca saldırılar devam ediyor.” dedi. Rusya'nın iç savaşın sürdüğü Ukrayna üzerinden Avrupa'ya, Suriye üzerinden de Türkiye'ye mesaj vermek istediğini söyledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Türkiye'nin, Suriye'ye yönelik “saldırgan” eylemlerinden “çok ciddi endişe” duyduklarını açıkladı. Saldırıları “uluslararası teröre açık bir destek” olarak tanımladı.

Prof. Dr. Sedat Laçiner, gelişmeleri Cihan Haber Ajansı'na yorumladı. “Suriye'de vekalet savaşının parçası ülkeler sıcak çatışmaya doğru gidiyor. Türkiye de bunun ilk adımını atmış oldu.” dedi. Daha önce Müslim'i Türkiye'de ağırlayan ve Kobani savaşında YPG'ye destek vermeleri için Peşmergeye koridor açan iktidarın “tutarsız dış politikası”yla bugünkü duruma gelindiğini vurguladı. “Türkiye'nin burada bir gaflet içerisinde kaldığını ve tutarlı politika izleyemediğini söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.



ABD'ye ‘kefe' sitemi

Suriye'den Türkiye'ye taciz ateşi ve Türk topçusunun bunlara verdiği cevaplar üçüncü gününde dün de sürerken, Ankara'ya ABD'nin yaptığı ‘saldırıları durdur' çağrısına Avrupa Birliği (AB) ve Almanya da katıldı. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, “Daha birkaç gün önce Türkiye de dâhil hepimiz çatışmaları sonlandırmak için anlaştık. Şurası açık ki daha fazla çatışma beklediğimiz bir şey değil.” dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de “Gergin durumu dikkate alarak Türkiye de saldırı düzenlemekten kaçınmalı.” ifadelerini kullandı. Dün basının karşısına geçen Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç ise YPG'den yeni toprak almamasını, Ankara'dan da bombardımanı durdurmasını isteyen Washington'a sitem etti. “ABD Dışişleri Sözcüsü [John] Kirby'nin müttefiki Türkiye ile bir terör örgütünü aynı kefeye koyan açıklamalarını hayretle karşıladık.” dedi. Kısa süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD'ye “ortağını seç” sözleriyle çıkışmış, Kirby de bunun üzerine “(YPG'nin siyasi çatısı) PYD'yi terör örgütü olarak tanımıyoruz.” açıklaması yapmıştı.

Hastanede tek başına…

Azez'deki saldırılarda hayattaki tek yakını olan kardeşini kaybeden 8 yaşındaki Ahmet Abid, Kilis'te tedavi altına alınan yaralılardan biri. Zaman'a konuşan Ahmet, diğer mültecilerle birlikte metruk okul binasında kaldıklarını, annesinin savaştan önce öldüğünü, babasının da savaş sırasında hapse atıldığını anlattı. Artık hayatta tek başına…

ZAMAN
16 Şubat 2016 07:25
DİĞER HABERLER