4 uzman çavuş sır oldu

<b>4 uzman çavuş sır oldu</b>
Savcı, faili meçhul cinayetler nedeniyle hakkında 9 kez müebbet hapis istenen Albay Temizöz'ün ekibindeki dört uzman çavuşla ilgili bilgi talebine yanıt alamıyor. İki gizli tanık ise Albay Temizöz'ün, 9 kişinin ölüm emrini bizzat verdiğini iddia etti.
Cizre'de işlenen cinayetlerin faili gerçekten de 'meçhul' çıktı! Cinayetlerden sorumlu tutulan ve dokuz kez müebbet hapsi istenen Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz'ün özel ekibindeki dört uzman çavuşun kimliği bir türlü saptanamadı. Evrakların altına sadece kod adlarını yazan bu askerlerin gerçek ismine de, fotoğrafına da ulaşılamadı. Tüm girişimleri sonuçsuz kalan savcı, Albay Temizöz ve Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak'ın da aralarında olduğu yedi sanık hakkında dava açarken, dört askerin dosyasını ayırdı. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, 1993- 95 arasında işlenen faili meçhul cinayetler ile o dönem Cizre'de görev yapan Albay Temizöz ve ekibinin bağlantısını soruştururken, Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı ve Cizre Hisar Komando Tabur Komutanlığı'na yazı yazarak, tüm uzman çavuşların sicil bilgilerini ve fotoğraflı levha dosyalarını istedi. Ancak, 1993'te Albay Cemal Temizöz'e bağlı çalıştıkları bildirilen ve 20 kişiyi öldürdükleri ileri sürülen 'Ramazan Kanlıdere', 'Cabbar Dayı', 'Selim Hoca' ve 'Kemal Hoca' kod adlı dört uzman çavuşun açık kimliklerine bir türlü ulaşılamadı. KOD ADIYLA İMZA İlçe Jandarma Komutanlığı, dört uzman çavuşun da; yakalama tutanağı, görev emri, gözaltı işlem kaydı ve ifade tutanağı gibi evraklardaki imzalarının altına kod isimlerini yazdığını, sicil numaraları ve açık kimliklerini kullanmadığını, bu yüzden kim olduklarının tespit edilemediğini bildirdi. Özel yetkili savcı, bu gelişme üzerine Albay Temizöz ile birlikte tutuklanan itirafçılar Abdulhakim Güven, Hıdır Altuğ, Adem Yakın ve ifadesiyle bu soruşturmanın başlamasına neden olan M.N.B'ye fotoğraf göstererek uzman çavuşları teşhis ettirmek istedi. Bu amaçla, 1993-95 yıllarında Cizre Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı emrinde görev yapan uzman çavuşların fotoğraflı personel görev levhası talep edildi. TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ Ancak levhada, istihbarat grup komutanlığında görev yapan uzman çavuşlardan hiçbirinin fotoğrafının olmadığı ortaya çıktı. Uzman çavuşların tayin olduktan sonra albümdeki fotoğrafları çıkardığını düşünen savcılık, tutuklu sanıkların daha fazla mağdur olmaması için davayı yedi sanıkla açmak zorunda kaldı. Haklarında daimi arama kararı çıkarılan 'meçhul' uzman çavuşların dosyası, Albay Cemal Temizöz'ünkinden ayrıldı ve farklı bir hazırlık numarasına kaydedildi. Bu arada Diyarbakır 6. Ağır Ceza'da yargılanacak olan Albay Cemal Temizöz'ün avukatı Hikmek İşler, nöbetçi mahkemeye müvekkilinin tahliyesi için yaptığı başvurunun reddedildiği öğrenildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hakkında 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz'ün ölüm timini silah arkadaşları anlattı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianameye göre, 1992-1996 yılları arasında Cizre ilçe jandarma komutanlığı yapan Temizöz'ün emrinde çalışan iki karakol komutanı, savcıya 'sorgu grubu' olarak tanımladıkları ölüm timi hakkında detaylı bilgiler aktardı. Tanık olarak dinlenen Ahmet Öznalbant, Temizöz'ün PKK itirafçıları ve askerlerden oluşan 'sorgu timi' kurduğunu bildirirken, Mehmet Aksoy şunları söyledi: "Sorgu ekibi şüphelileri aldığında ya da bıraktığında sadece ilçe jandarma komutanımız olan Cemal Temizöz'e bilgi verir, tüm talimatları ondan alırdı. O yıllarda Cizre'de faili meçhul olaylara ilişkin hiç kimse ifade vermediği gibi görenler de korkarak kaçıyorlardı." İddianamede yer alan iki gizli tanık ise Albay Temizöz'ün, 9 kişinin ölüm emrini bizzat verdiğini iddia etti. Cemal Temizöz'le ilgili iddianamede yer alan iki ifade dikkat çekiyor. Cizre ilçe merkez jandarma karakolunda 1992-1994 yılları arasında karakol komutanı olarak görev yapan tanık Ahmet Öznalbant, savcıya verdiği ifadesinde, Temizöz'ün PKK itirafçıları Abdülhakim Güven ve Adem Yakın ile çalıştığını ifade ediyor. Öznalbant, 'ölüm grubu' hakkında bildiklerini şöyle anlatıyor: "Bu kişiler ile birlikte 6-7 kişi, sivil giyimle karakolumuzun sorgu bölümünde çalışır ve ifade alırlardı. Bu grupta iki üç tane rütbeli personel olduğunu biliyorum. Benim çalıştığım dönemde ciddi miktarda faili meçhul yaşanırdı. Gözaltı işlemlerini bu grup yapar, bize bilgi vermezlerdi. Nezarethane defterleri de onlardaydı. 'Vukuat' denilen raporları da onlar çekerdi. Bunların resmî bir birim olup olmadığını bilemem ama karakol şemamızda böyle bir kadro yoktu. Bu birim direkt ilçe jandarma komutanı Cemal Temizöz ile birlikte çalışırdı. Emir ve komutayı ondan alırdı. O olmadığı zaman Hasan Başkök teğmenim ya da Erhan Patır üsteğmenim ile görüşürlerdi. Albayın emrinde çalışan ekibin elindeki listeye göre insanlar alınırdı. Bir kısım kişiler kimlikleri ile beraber alınarak sorgu ekibine teslim edilirdi. Sorgu ekibi, askerî personelden farklı olarak genellikle Kalaşnikof silah ve tabanca kullanırdı." İNFAZLAR TEK TEK ANLATILIYOR Temizöz'ün emrinde 1994-1996 yılları arasında Cizre jandarma karakol komutanı olarak görev yapan tanık Mehmet Aksoy ise ifadesinde sorgu ekibini kod isimleri ile birlikte anlatıyor: "Benim görev yaptığım sırada, sorgu ekibi diye bilinen Selim Hoca, Tuna, Yavuz, Cabbar isimli kişiler ile sivil olan 2-3 kişi daha vardı. Terör ile alakalı tüm gözaltına alma, bırakma, sorgu, savunma alma ve adliyeye götürme işlemlerini bu ekip hallederdi. Beyaz renkli bir Renault marka araçları vardı. Ama bu araç bizim envanterde yoktu. Benim dönemimde bir kısım faili meçhul olaylar oldu. Sorgu ekibindeki kişiler sadece komutanımız Cemal Temizöz'e bilgi verir, tüm talimatları da ondan alırlardı." İddianamede Albay Cemal Temizöz'ün 9 infaz emrini bizzat verdiği anlatılıyor. Tetiği çekenler ise Temizöz'ün emrinde çalışan sorgu ekibindeki uzman çavuş, astsubay ve itirafçılar. İddianamede yabancı uyruklu bir şahsın da ortada hiçbir sebep yokken Temizöz'ün talimatı ile Adem Yakın tarafından öldürüldüğü belirtiliyor. Gizli tanık 'Sokak Lambası', Irak'taki şartlardan memnun olmayarak Türkiye'ye kaçak yollardan gelen Arap kökenli bir kişinin Temizöz'ün talimatıyla Suriye sınırında öldürüldüğünü ileri sürüyor. Gizli tanıkların iddianamedeki ifadeleri 'TÜKENMEZ KALEM': DEREDE İNFAZ ETTİK 'TÜKENMEZKalem' kod adlı A.G.: Kamil Atak sürekli Albay Temizöz'le toplantı yapıyordu. Bir komutan gibi hareket ederek istediği kişiyi gözaltına alıp sorgulayabiliyordu. Bize talimat verip PKK'ya yardım eden kişilerin gözaltına alınmasını istiyordu. PKK'ya yardım ettiği düşünülen kişi ya ajanlaştırılıp bize çalışması sağlanıyor ya da infaz ediliyordu. 1994'te Ramazan Elçi'yi aldık. Tuna (kod adı), Ramazan'ı vurdu. Sonra da 'Pe...k gitti' dedi. Aynı yıl, iki tim komando ile Zeristan köyüne gittik. Abdullah ve İzzet adlı ikişi kişiyi alıp nezarethaneye koyduk. Bir gün sonra bu kişilerin kaybolduğu söylendi. Cemal Komutan'ın talimatıyla infaz edildiler. Ramazan Uykur adlı kişiyi Kamil Atak'ın oğlu Tamer Atak infaz etti. Yine Salih Şık, Cemal Temizöz'ün tehditleri sonucu infaz edildi. Sonra İbrahim veya Murat Adak adlı kişi ile bir muhasebeci Kalaşnikof ile öldürdü. PKK'ya katılmak isteyen beş kişi, Bozalan Köyü yakınlarında öldürüldü ve gömüldü. Cesetlerin yerini gösterebilirim. 'SOKAK LAMBASI': KAFAYA KURŞUN 'SOKAK Lambası' kod adlı H.A.: Beni Cizre'ye gönderdiler. Burada Cemal Temizöz'e bağlı itirafçı ve uzman çavuşlarla çalıştım. Temizöz, sivil çalışan JİTEM'ci uzman çavuşlara da resmi kıyafet giydiriyordu. Suriye uyruklu iki kişi sınırı geçip bize başvurdu. Türk vatandaşlığına geçmek istediklerini söylediler. Örgütle ilgili bilgi verirlerse yardımcı olacağımızı söyledik. Bilgi aldıktan sonra bu kişileri Katran Bölgesi'ne götürdük. Yavuz (kod adı) ikisini de vurup öldürdü. Üzerlerini taşla kapattık. 1995'te, Silopi'deki Hac Konaklama Tesisleri yanında balıkçılık yapan bir gencin şüpheli hareketlerde bulunduğunu, yanına iki gencin daha geldiğini ihbar aldık. Üçünü de sorguladık. Dağa gideceklerini öğrenince Cemal Temizöz'e bilgi verdik. Üçünün de öldürüleceği söylendi. Çocuklar, itirafçı Adem Yakın tarafından kafalarından kurşunlanarak öldürüldü. Bir dere yatağına gömdük. Türkiye'ye iltica etmek isteyen Arap uyruklu bir kişi de gözleri bağlanıp Cizre-Silopi yolunda infaz edildi. İnfazlar gözümün önünden gitmiyor. ZAMAN - SABAH
17 Temmuz 2009 08:03
DİĞER HABERLER