Babacan: Özel bankaların yüz üst düzey yöneticisi Ankara'dan telefonla işten attırıldı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, koronavirüsle mücadele kapsamında AKP iktidarının aldığı ekonomik önlemleri, Süleyman Soylu'nun, Tayyip Erdoğan tarafından reddedilen istifasını yorumladı.
Karar TV'de soruları yanıtlayan Babacan, Covid-19 önlemlerini yetersiz ve sığ bulduğunu, "Böyle giderse ekonomi hem durgunluk hem de yüksek enflasyonu aynı anda yaşayacak. Bu çok tehlikeli" sözleriyle ifade etti.

Bu süreçte yapılan en büyük hatanın belediyelere yardım yasağı getirmek olduğuna vurgu yapan Babacan, özel bankaların da devlet tarafından kontrol altına alındığını ve yüze yakın yöneticinin işlerinden kovulduğunu kaydetti.

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI FİYASKOSU

Babacan, Soylu'nun Erdoğan'dan dönen istifası ile ilgili de sert eleştirilerde bulundu ve şu yorumu yaptı:

"10 Nisan sorumluluğu operasyonla buharlaştırıldı. Böyle büyük bir ülkeye karşı ayıp. Açıkçası üzülüyor insan, böylesi büyük bir ülkeye ayıp oluyor. Ben 2019 Mart seçimlerinden hemen önce istifa mektubu verdiğimi daha yakınlarda kamuoyu duydu. Gerçek istifa böyle olur. Benim sayın Cumhurbaşkanı ile görüşüp de ayrılacağımı ifade etmem, Mayıs ayındadır. Fiilen ayrılmam 8 Temmuz'dur. Samimi istifa böyle olur. Ben İstanbul seçimlerini bekledim ve ayrıldım. Çok zor değil bunları yapmak ama yapılmadı.

Böylesi istifalar aslında kısa vadede çok popülarite de oluştur. Üstelik  kriz çıkarılmış bir hafta sonu, sorumluluk kimin üzerine kaldığı ile ilgili iyi bir buharlaştırma operasyonu yapıldı. İlgi başka yöne çekildi. Peki o hafta sonu yüz binlerce insan sokağa dökülmüş, kim bilir kaç kişiye virüs bulaşmış o akşam, hızlı ve istişaresiz bir kararla, istifa ediyor. İstifa böyle olmaz. O gün yaşananlar, kaos buharlaştırıldı bir istifa operasyonuyla. Sorumluluk ortada kaldı ve konu öyle kayıtlara geçti."

MERKEZ BANKASI ÖNLEMLERİ

Virüsle karşı alınan önlemleri yetersiz bulan Babacan, Merkez Bankası'nın attığı adımları da değerlendirdi ve ekledi:

"Ateşi söndürmek için beklenmedik tedbirler alabilirsiniz. Merkez Bankaları bugün bunu yapıyor. Para basabilirsiniz. Bu da mümkün. Ama bu hamleleri yapınca orta ve uzun vadeli programınızın olması, ileriye dönük güvence vermeniz gerekir. Sonrası için telafi planınız yoksa kimse size güvenmez" diye konuştu. Merkez Bankası'nın oyun alanının dar olduğunu doğruyu bilen teknisyenlerin doğruyu gördüğünü ama yapamadığını belirten Babacan "MB'nin hataları şu olmuş bu olmuş artık önemli değil. Hata yapınca piyasalar aniden tepki veriyor zaten. Merkez Bankaları eksi faiz ödüyor dünyada. Ancak eksi faiz de çözüm değil. Güven yoksa ne yaparsanız yapın. Güven bir tarafa, diğer enstüramanlar bir tarafa.

Sonra bir bakıyorsunuz Merkez Bankası swap görüşmelerine başlamış. Kiminle, batı ülkeleri merkez bankaları ile. Ama Türkiye'nin sorunu 2-3 milyar TL ile çözülmez. Rakamlar bu noktada. Eğer ciddi miktarda kaynak gerekiyorsa, şu anda da gerekiyor öyle küçük kaynaklarla bu iş yapılamaz. Şu anda yangını söndürmek için ne gerekiyorsa yapmak lazım. Dünya tarihinin son yüz yılda karşılaştığı en büyük kriz. Dünya  ekonomisi 2008-2009'da yüzde 1 küçüldü. Şimdi ise yüzde 3 küçülmesi bekleniyor. Bu bizim gibi ülkelerin çok daha fazla küçülmesi demektir."

BANKACILAR İŞTEN ATTIRILDI

Babacan, özel bankalara uygulanan baskıya da dikkat çekti ve özel bankaların artık kendi hissedarları tarafından yönetilmediğini savundu:

"Devletin dikte ettiğini yapmak zorunda. Başka bir çıkışları da yok. Son dönemde özel bankalardan genel müdür yardımcısı seviyesinde yüz kişi işten atıldı. Bu insanlar kendi patronlarının kararıyla atılmadı. Farklı talepleri yapmadıkları için işlerine son verildi."

Türkiye'nin bu siyasi kadro ile sorunları çözmesinin mümkün olmadığını belirten Babacan "83 milyon ülkeyi, tek bir karar merciinden yönetmek, ihtiyaçları görmek mümkün değil. Destekler verilirken sanki iktidar partisinin destekleri algısı oluşturulacak şekilde veriliyor. Bizim kültürümüzde sağ elin verdiğinden sol elin haberi olmaz. Kolileri üzerine amblemler falan koyarak olmaz. Kriz var ve bu krizi nasıl siyasi ranta çeviririz düşüncesi var. Burada devletin yapması gereken imkanı olan devreye soksun hep beraber bir kampanya başlatmasıydı. Devlet istismarı önlemek için kural koyar ve denetlemesini yapar. Ama hepsini ben yapayım dersen olmaz" ifadelerini kullandı.
23 Nisan 2020 09:53
DİĞER HABERLER