Ali Babacan, Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısında Türkiye'nin küresel krizden başarılı bir şekilde nasıl çıktığını anlattı.
Başbakan yardımcısı Ali Babacan, Küresel krizle birlikte birçok ülkeyi borç krizine sürükleyen kamu harcamalarını artırma tuzağına düşmek yerine bütçe dengelerini bozmadan ekonomiye güven sağladıklarını, büyümeyi ağırlıklı olarak özel sektör eliyle gerçekleştirdiklerini ve istihdamı teşvik ettiklerini anlattı.
Panelin diğer konuşmacılarından Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Başkanı Guy Ryder, moderatörlük yapan El Cezire sunucusu Kemal Santamaria'ya "Eğer bu oturumda gerçekten ekonomik kırgınlığa odaklanmak istediysen panelistleri büyük ölçüde yanlış seçmişsin. Türkiye ve İzlanda'nın kırgınlıkla ne alakası var, konuyla örtüşmüyor" diye takıldı.
Babacan' ve Ryder'la birlikte İzlanda Cumhurbaşkanı Olafur Raghur Grimsson, Malezya Başbakanı Necib Abdülrezzak Çinli akademisyen Li Daokui'nin katıldığı "Ekonomik Kırgınlık ve Tehlikeleri" panelinde ekonomik toparlanma ve işsizlikle mücadele tedbirleri tartışıldı.
Babacan, paneldeki konuşmasında Türkiye'nin küresel krizin başlangıcından itibaren ekonomik politikalarının merkezine "güven" kavramını yerleştirdiğini, tüketici güvenini ve özel sektöre ve bankalara güveni sağlamaya öncelik verdiğini belirtti.
"Eğer bir ülkede kamu borcu endişe kaynağıysa sadece daha fazla kamu harcaması işe yaramayacaktır. İlave harcamayla hedeflenen ekonomik canlanmadan daha fazlası, oluşacak güven kaybıyla eriyip gidecektir" tespitinde bulunan Babacan, bu nedenle krizde harcamaları artırmaktansa kemerleri sıkı tutmayı tercih ettiklerini dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, bu süreçte istihdamı kamunun katkısıyla ve vergi avantajlarıyla teşvik ettiklerini ve işsizlere mesleki eğitime ağırlık verdiklerini, uyguladıkları politikalar ve hızlı ekonomik büyüme sayesinde ILO verilerine göre küresel krizin başlangıcından itibaren işsizliği en hızlı düşüren ülkelerden biri olduklarını ve 4,6 milyon ilave istihdam sağladıklarını anlattı.
ILO Başkanı Ryder başta olmak üzere panelistlerin ve oturumda söz alanların çoğunluğu "Doğru olan Türkiye'nin uyguladığı formül" diyerek borç krizindeki Avrupa ülkelerinin ekonomik politikalarını eleştirdi.