MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında AYM'nin HSYK kararı, Cumhurbaşkanlığı seçimi, MİT düzenlemesi, sarin gazı iddiası ve Ermeni tasarısı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun başaktörlerinden İran asıllı işadamı Reza Zarrab'ın kendisine 100 bin liralık "Şarlatan" davası açmasına rağmen, Bahçeli'nin Zarrab'dan yine aynı nitelemeyle bahsetmesi dikkat çekti.
"Polislerin destan yazdığını söyledikten sonra Emniyet’i Cibali karakoluna çevirmek, cadı avı başlatmak samimiyetsizlik değil midir?" diye soran Bahçeli, gündemdeki diğer bazı olayları da hatırlatarak, "Başbakan’ın samimiyetsizlikten kaydı silindi, tasdiknameyi aldı." dedi.
Erdoğan'ın geçmişte AYM ile ilgili söylemlerini de hatırlatan Bahçeli, AYM'nin HSYK kararının isabetli olduğunu ifade etti.
Bahçeli MİT kanunu için ise, "Başbakan Türkiye’yi baştan ayağa kontrol edip herkesi fişleyecektir... İmralı ile görüşmeler yasal zemine kavuşacaktır." dedi.
ABD'li bir araştırmacının Türkiye'yle ilgili ortaya attığı sarin gazı iddiaları ve ABD Kongresinden geçen Ermeni tasarısına da tepki gösterdi.
İŞTE BAHÇELİNİN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI;
Rüşveti meşrulaştırmaya kadar işi götüren sahte fetvacılara bile tesadüf edilmiştir. Bu manzara İslamiyet’in anlamına aykırıdır. Gönlünü yıkayıp arıtmadan, habire abdest alıp namaza durmak Allah’la kandıranların en kestirme sığınağıdır. Maalesef ki İslam toplumları karanlığa yenik düşmüştür.
Görünüşte Müslüman, gerçekte münafık bir hayatın faili olanlar gündemimizden çekilmedikten sonra Türk ve İslam aleminde rahat yüzü yoktur. Din Allah’ındır. Yüce Rabbimiz her şeyi çok iyi şekilde bilmekte ve görmektedir. Cenabı Hak bizi samimiyetten uzaklaştırmasın. Samimiyetsizler yönetim ve yöneticiler dünden bugüne Türkiye’nin en önemli sıkıntısıdır.
AYM’NİN HSYK KARARI İSABETLİ
Başbakan savcıları sindirmek, hakimleri etkisizleştirmek için fütursuzca hukuk katliamı yaptı. Kılavuzu karga olanların imdadına Başbakan yetişmiştir. İlk etapta HSYK hakkında alelacele yasal düzenlemeye gidilmiştir. Yüksek mahkeme 10 Nisan’da kararını verdi. 13 Nisan’da karar metni Resmi Gazete’de yayınlandı. 13 madde iptal edildi. Anayasa Mahkemesi, Adalet Bakanı’nın yetkilerini tırpanladı. Bu isabetli bir karar.
HSYK’da toptan tasfiye edilenlerle ilgili herhangi bir hukuki tedbirin alınması şu anda mümkün görünmemektedir. Başbakan ve Adalet Bakanı yangından mal kaçırır gibi kadroları yandaşlarla doldurdu. AYM’nin kararı eski personelin hak ve hukuku açısından bir sonuç doğurmayacaktır. Tekrar eski görevlerine iadeleri hukuki zorunluluk değilse de ahlaki bir yükümlülüktür. Ancak henüz idari yargı yolu tüketilmemiştir. İktidar anayasaya aykırı olduğunu bildiği başka konularda da değişiklik yaparsa çok vahim başka sonuçlarla karşılaşmamız mümkündür.
AYM'YE SALDIRMANIN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM SÜRECİ İLE ALAKASI VAR MI?
Başbakan AYM’nin Twitter ve HSYK kanunundaki kararlarından sonra dozajını arttırmıştır. Kararları milli bulmadığını söylemiştir. Başbakan işine gelmeyince villalarındaki hesabı çarşıya uymayınca AYM’yi taşlamaya başladı. Manidar bulandan saygı duymayana, AYM’yi tamamen kaldıralım diyene kadar önüne gelen AKP’li ağız dolusu eleştiri yaptı. Düşünmeden edemiyoruz. AYM’ye saldırmanın cumhurbaşkanlığı seçim süreci ile alakası var mıdır?
Bu dikiş devasa yamayı kapatmaz, millilik bu isme kesinlikle yakışmaz. Başbakan’ın AYM ile ilgili geçmişteki sözleri bugün kendisini yalanlamaktadır. Başbakan bu konuda da dip yaptı. 20 Temmuz 2010’da demiş ki: Avrupa standartlarında bir Anayasa Mahkemesi için… Eskişehir mitinginde de ‘Avrupa’daki benzeri yapıyı Türkiye’de kuruyoruz’ demiştir.
Başbakan AYM’nin kuruluş yıldönümünde de ‘’Evrensel ölçütlere yaklaşmıştır’’ demiştir. Biz senin hangi sözüne inanalım?
SAMİMİYETSİZLİK DEĞİL Mİ?
Diyanet İşleri Başkanlığı, Bakırköy Sinan Erdem Spor Salonu’nda Kutlu Doğum Haftası programı düzenledi. Başbakan orada konuştu. Kendisi samimiyet hakkında duyunca kulaklarımıza inanamadığımız bazı değerlendirmelerde bulundu. Başbakan’ı tanımasak, yabancı olsak inanınız samimiyetle ilgili sözlerinden dolayı kendisini kutlardık. Fakat Başbakan yine baltayı taşa vurmuştur. Aldatanların hanesine ismini fosforlu kırmızı kalemle yazmıştır. Bugüne kadar Başbakan’ın kalbi sayısız kez başka yerlere bakmış, dili başka şeyler söylemiştir. Gönül dili ile beden dili arasındaki bağ değil kopmak un ufak hale gelmiştir. Başbakan’ın samimiyetsizlikten kaydı silindi, tasdiknameyi aldı.
Bilal’in küpünü doldurup, Burak’ın gemi filosunu güçlendirirken cebinde çay parası olmayana sırt çevirmek samimiyetsizlik değil midir?
Şarlatan İranlıyı hayırsever diye tarif edip, hapishane kapılarını açınca bu şahsın herkese dava açmasını teşvik etmek samimiyetsizlik değil midir?
Malum banka müdürünü gözümüzün içine baka baka Ziraat Bankası yönetimine atamak samimiyetsizlik değil midir?
Polislerin destan yazdığını söyledikten sonra Emniyet’i Cibali karakoluna çevirmek, cadı avı başlatmak samimiyetsizlik değil midir?
Esma’ya ağlayıp Berkin ve annesini meydanlarda yuhalatmak samimiyetsizlik değil midir?
"KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ..."
Twitter’dan korktuğun kadar, Facebook’tan titrediğin kadar hakka hukuka uysaydın bu denli rezil olmazdın. Atalarımız boşuna dememiş. Kendi düşen ağlamaz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
MİT DÜZENLEMESİ: İMRALI İLE GÖRÜŞMELER YASAL ZEMİNE KAVUŞACAK
Bu teklif tepeden tırnağa mahsurludur. Başbakan Türkiye’yi baştan ayağa kontrol edip herkesi fişleyecektir. Ziverbey’i aratmayan yerlerin ihdası yakındır. Başbakan gerçek manada Oslo’dan İmralı’ya tüm yasadışı, ahlak dışı ilişkileri maskelemek için MİT kanunundaki düzenlemeleri görmektedir. MİT’e terör örgütleri ile görüşme imkanı verilecektir. Yani İmralı ile görüşmeler yasal zemine kavuşacaktır. Bunu sıradan görmek mümkün değil. MİT’in olası bir denetimi nasıl olacak? TBMM’de denetim komisyonu kurulması nasıl bir maksadın ürünüdür.
SARİN GAZI İDDİASI: HÜKÜMETİN DESTEK SAĞLADIĞINA İNANMAYIZ
ABD’li bir araştırmacı gazetecinin kabul edilemez iddiaları. Bu gazeteci Esad’ın devrilmesi için hükümetin bir operasyon tasarladığını yazmıştır. Geçtiğimiz yılın 21 Ağustos’unda Muta şehrinde yapılan katliamın altında Türkiye olduğunu dile getirmiştir. Biz elbette AKP’ye muhalifiz. Ancak hiçbir şekilde hükümetin komşu bir ülkede masumları öldürmek için destek sağladığına inanamayız. Türk devlet geleneğinde böyle bir alçaklık olmamıştır, olmayacaktır. Ülkemiz aleyhine sürdürülen karalama kampanyasına hükümet bir an önce delilleriyle kanıtlanmalıdır. Aksi takdirde bu kirli oyunun taraftarları gün geçtikçe mevzi elde edecektir.
SÖZDE ERMENİ SOYKIRIM TASARISI: HEPSİ TENEKE GÜRÜLTÜSÜ
Sözde Ermeni soykırım tasarısı kabul edildi. Türk milletini soykırımla yan yana koyma utanmazlığı devri geçmiş taviz koparma aymazlığıdır. Ermeni tehcirine ister soykırım desin ister demesin bizim açımızdan ehemmiyeti yoktur. Bunların hepsi fasa fiso ve teneke gürültüsüdür. Bundan sonra canları ne istiyorlarsa… Yapmazlarsa gönlümüz kalacaktır.