Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda yaşanan terör eylemini lanetlediğini açıkladı.
Berkin Elvan’ın bir kez daha katledildiğini belirten Bahçeli, “Her şeyi geçtik de, bu ülkede istihbarat teşkilatı ne iş yapmakta, neyle uğraşmaktadır? Erdoğan’a yorulduğunu söyleyen,
Meclis’e girmek için hamle yapan, arkasından da saraydan vize alamadığından tekrar koltuğuna oturtulan sır küpü nerelerde gezmektedir?Terör örgütünün eylem planını deşifre edemeyen, adliye koridorlarına kadar taşınan örgüt paçavralarını ve silahları göremeyen, bulamayan ve tespit edemeyen istihbarat birimleri kimin hizmetindedir, kimlere çalışmaktadır?Mevcut güvenlik zaafıyla milli beka ve birliğimiz nasıl ve hangi yollardan muhafaza ve müdafaa edilecektir?” diye konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘Elektrik Kesintileri ve İstanbul Çağlayan Adalet Sarayı’ndaki Terör Saldırısı’ hakkında yazılı açıklama yaptı. AKP karanlığından sık sık şikayet edildiği bir dönemde, dün Türkiye’nin resmen karanlığa gömüldüğünü belirten Bahçeli, “Sabah saatlerinden akşamın geç vakitlerine kadar süren elektrik kesintisi yurdumuzun tamamında hayatın olağan akışını olumsuz yönde etkilemiştir.” Dedi.
Şehir içi ulaşımda metro, tramvay ve tren seferlerinin yapılamadığı, evlerin aydınlanma ve ısınma ihtiyacının karşılanamadığı, fabrikalar hastanelerin çalışamadığı, eğitim ve öğretimin aksadığını belirten Bahçeli,
“Elektrik iletim ve dağıtım sistemi çökmüş, böylelikle Türkiye durmuştur. Hükümetten konuyla ilgili tatminkâr bir açıklama, doyurucu bir izahat henüz gelmemiştir. Elektrik kesintileri nedeniyle önüne gelen yorum yapmış, adeta spekülasyon enflasyonu yaşanmıştır. Sosyal medyada teyit edilmemiş, bilgiye dayanmayan görüş ve kanaatler tam bir panik havası estirmiştir. Başbakan’dan Erdoğan’ın peşinde dolaşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’na kadar sorumluluk mevkiinde bulunanlar kuşkuları giderememiştir.” diye konuştu.
KAÇAK SARAY HARAM SANTRALLERLE PARLAYIP, HIRSIZLIK TRAFOLARIYLA AYDINLANIRKEN, ÜLKEMİZ BAŞTAN AYAĞA KARANLIKTA KALMIŞTIR Büyük çaplı kesintinin frekans kopmasından olduğunu söyleyenlerle, terör eylemi olduğunu iddia edenlerin iki ayrı cephede mevzilendiğini anlatan Bahçeli,
“Bunun yanı sıra, elektrik fiyatlarının anlık belirlenmesi, üretici firmaların arıza bahanesiyle ‘düşük fiyat’ saatlerinde elektrik satmaktan kaçınmaları iletim sisteminde zincirleme sorunlara sebebiyet verdiği de bilinmektedir. Diğer yandan, Türkiye ile AB arasındaki elektrik hattı kopuşunun kesintide rol oynadığı oldukça fazla dillendirilmektedir. Sebep ne olursa olsun, elektrik iletim sistemindeki tıkanıklık ve açmazlar Türkiye’nin ışığını söndürmüş, vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açmıştır. Türkiye’nin başına bela olan ampul patlamakla kalmamış elektriği de kesmiştir. Kaçak saray haram santrallerle parlayıp, hırsızlık trafolarıyla aydınlanırken, ülkemiz baştan ayağa karanlıkta kalmıştır.” şeklinde konuştu.
Türk milletinin dün bir yanda elektrik kesintisiyle boğuşurken, diğer yanda Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda yaşanan terör eylemine kilitlendiğini hatırlatan Bahçeli, “Terör soğuk ve kanlı yüzünü bir kez daha göstermiştir. Berkin Elvan soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz avukat cüppesiyle içeri giren bir grup DHKP-C militanı tarafından rehin alınmıştır. Saatler süren görüşme ve diyalog arayışları sonuç vermemiş, öldürmeye programlanmış teröristler geri adım atmamışlardır. Gözü dönmüş caniler gerçek niyetlerini sonunda açığa vurarak savcımızı silahla ağır şekilde yaralamışlardır. Bunun üzerine güvenlik güçleri anında operasyon düzenlemişler ve katilleri ölü ele geçirmişlerdir. Ne var ki tedavi altına alınan savcımız kurtarılamayarak şehit olmuştur. Üzüntümüz çok büyüktür.” açıklamasında bulundu.
BERKİN ELVAN BİR KEZ DAHA KATLEDİLMİŞTİRBu aşamada Çağlayan’daki vahşi terör eylemini lanetlediğini görevi başındayken hainlerin saldırısıyla şehit düşen Savcı Mehmet Selim Kiraz’a Cenab-ı Allah’tan rahmet; ailesine, mesai arkadaşlarına ve hukuk camiasına sabır ve başsağlığı dileyen Bahçeli şunları ifade etti:
“Tunceli Ovacık Cumhuriyet Başsavcısı iken suikasta kurban giden merhum şehidimiz Murat Uzun’dan sonra yeni bir acı yüreklere kor gibi düşmüştür. Bu hain saldırı yalnızca merhum şehidimize yönelmemiştir. Bununla birlikte Türkiye vurulmuş,
Türk adaletinin kanı akmış, 78 milyon hedef alınmıştır. Berkin Elvan bir kez daha katledilmiştir. Toplumsal cepheleşmelerden memnuniyet duyanlara, Berkin Elvan’ın körpecik bedeni üzerinden istismar yarışına girenlere gün doğmuştur. Şiddete yatırım yapan, efendileri namına tetik çeken, siyasi maksatlarla kullanılan eli kanlı canavarlar yeniden öldürme sahnesine çıkmışlardır.Anlaşılan İstanbul’daki terörist saldırının Çağlayan’daki Adliye Sarayı’nda gerçekleşmesi özellikle kurgulanmıştır. Terör örgütü DHKP-C’nin kiralık bir çete olduğu dikkate alındığında menfur eylemiyle neyi amaçladığı, hangi mesajları vermeye çalıştığı esasen sır olmaktan çıkacaktır.
Zira her terörist saldırının ardında ahlaksız bir hedef yatmaktadır. İstanbul’da, güpegündüz, hem de bir Adliye’de böylesi bir saldırının yapılması kesinlikle bağımsız ve bağlantısız olamayacaktır. Öncelikle bu yasa dışı örgütün ana gayesi her yerde terör eylemini yapacağını göstererek topluma korku aşılama sinsiliğidir. Bu cani şebeke, Berkin Elvan’ı gerekçe göstererek kamuoyuna doğrudan alçak emellerini duyurma fırsatı yakalamıştır.Pazarlıklarla kendisinin propagandasını yaptırmış, infaz listesini hatırlatmış, adından bahsettirmiş, gündemin akışını değiştirmiştir.Türkiye’nin siyasi sıkışma yaşadığı, tartışmaların yeni ve tehlikeli boyutlar kazandığı her dönemde,
DHKP-C terör örgütü anında pozisyon almakta, kan dökmek için ortalığa çıkmaktadır. Karanlık el ve emeller toplumsal hassasiyetlerin kaşındığı ve siyasi gelgitlerin yoğunlaştığı farklı zamanlarda bu cinayet örgütüne öldürme emri vermektedir.” Türkiye’nin bir ucunda AKP’nin bulunduğu, diğer ucunda kanlı mihrak ve odakların yer aldığı kirli bir tezgâhın tam göbeğinde olduğunu kaydeden Bahçeli şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye makasa alınmış, cendereye sokulmuş, şaibeli ve şüpheli ilişkilerin içerisine itilmiştir.
Birileri teröristleri açıktan açığa sevk ve idare etmekte, gündem mühendisliği yapmaktadır. Akıl ve izan sahibi hiç kimse, İstanbul Adalet Sarayı’ndaki terör şiddetini gerçekte Berkin Elvan’ın ölümden kaynaklandığını ileri sürmeyecek, süremeyecektir. Görünürdeki nedenlerden ziyade, sütre gerisine özenle gizlenmiş, itinayla saklanmış şifreli amaçlara odaklanmak en doğrusudur. Hukukun sorgulandığı, adaletin yargılandığı, savcı ve hakimlerin tartışıldığı bugünkü ülke tablosunda, terör eyleminin adliyeye kadar sıçraması ayrıca üzerinde durulması gereken bir muammadır. Merak ediyoruz, hukuk insanlarının can güvenliğiyle ilgili tereddütlerin uyandığı Türkiye’de, milyonlarca insanımızın emniyeti nasıl sağlanacaktır? Her şeyi geçtik de, bu ülkede istihbarat teşkilatı ne iş yapmakta, neyle uğraşmaktadır? Erdoğan’a yorulduğunu söyleyen,
Meclis’e girmek için hamle yapan, arkasından da saraydan vize alamadığından tekrar koltuğuna oturtulan sır küpü nerelerde gezmektedir?Terör örgütünün eylem planını deşifre edemeyen, adliye koridorlarına kadar taşınan örgüt paçavralarını ve silahları göremeyen, bulamayan ve tespit edemeyen istihbarat birimleri kimin hizmetindedir, kimlere çalışmaktadır?Mevcut güvenlik zaafıyla milli beka ve birliğimiz nasıl ve hangi yollardan muhafaza ve müdafaa edilecektir?”(CİHAN)