Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kimlik bilgilerinin internete sızmasını değerlendirdi. Bahçeli, "Bu sonuç tam bir skandal, tam bir iflas halidir. Hükümetin eften püften açıklamalarla konuyu basite indirgemesi bir defa sorumsuzluk örneğidir. Türkiye'nin kozmik şifrelerinin çözülmesi neyse, vatandaşlarımızın kimlik bilgilerinin karanlık çevrelerin kontrolüne geçmesi aynı şeydir." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, iktidar partisi ile ana muhalefet partisi arasındaki hakaret yarışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da eklenmesinin Türkiye adına üzüntü verici olduğunu söyledi. Bahçeli, "Hâlbuki insanımız gerilimden yorulmuştur. Cepheleşmenin acı faturası her seferinde vatandaşlarımıza çıkmıştır. Kaldı ki Türkiye'nin beka düzeyinde iç ve dış sorunları gittikçe karmaşıklaşmakta, kronikleşmektedir. Meşrutiyet yıllarını aratmayan ucuz söz düelloları, ahlak ve edep yoksunu karşılıklı atışma ve tariz dolu ifadeler aleyhimize olacak şekilde tırmanmaktadır." diye konuştu.
Suç ve suçluları caydıracak adalet mekanizmalarının çalışmadığını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti: "Kırıkkale Silah Fabrikası Müdürü'nün, TSK'nın temel saldırı silahı olarak tasarlanan milli piyade silahlarının çizim ve tüm üretim planlarını yabancı bir firmaya satarken suçüstü yakalanması aslında her şeyin özetidir. Bu vatan haini, milli sırları kişisel menfaate dönüştürmeye cüret ve cesaret edecek kadar gözünü karartmıştır. Kırıkkale Silah Fabrikası'nı şaibe altında bırakan söz konusu hainliğin başka ayak ve işbirlikçilerinin olup olmadığını, Türkiye'nin milli güvenliğine zarar verecek benzeri ihanetlerin gerçekleşip gerçekleşmediğini hükümet mutlaka açıklığa kavuşturmalıdır."
'BU SONUÇ TAM BİR SKANDAL, TAM BİR İFLAS HALİDİR'
Vatandaşların kimlik bilgilerinin internet ortamına sızmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaklaşık 50 milyon vatandaşımıza ait temel kimlik ve adres bilgilerini içeren bir veri tabanı Romanya kökenli bir siteye yüklenmiş ve buradan da dünyanın dört bir yanına dağıtılmıştır. Bu sonuç tam bir skandal, tam bir iflas halidir. Hükümetin eften püften açıklamalarla konuyu basite indirgemesi bir defa sorumsuzluk örneğidir. Türkiye'nin kozmik şifrelerinin çözülmesi neyse, vatandaşlarımızın kimlik bilgilerinin karanlık çevrelerin kontrolüne geçmesi aynı şeydir. Sızdırılan veri tabanında 2011 Milletvekilliği Genel Seçimi öncesinde seçmen sıfatı kazanmış 46 milyon 611 bin 709 vatandaşımızın TC kimlik numaraları, kişisel bilgileri ve Mernis'e kayıtlı adresleri vardır. Geçtiğimiz yıllarda bu hırsızlığı inkar eden, fakat şimdilerde kabullenmek zorunda kalan hükümetin yıllarca hiçbir tedbir geliştirmemesi ayrıca değerlendirilmesi gereken bir aymazlıktır. Bize göre bu aymazlığın affı ve bahanesi de yoktur. AKP hükümeti iddiaları yavaştan almış ve hatta kulağının üstüne yatmıştır. Konu milli güvenliğimizi birçok cepheden ilgilendirmektedir. Türkiye çadır devleti, yeni yetme bir ülke değildir. Türkiye bir grup bilgisayar korsanının, üç beş suç örgütünün eline avucuna düşmeyecek kadar onurlu ve güçlü bir devlettir. Şayet kişisel verilerin çalınmasında yabancı ülke ve istihbarat teşkilatlarının parmağı varsa bu da süratle aydınlatılmalı, gerçekler milletimizle paylaşılmalıdır."
'ABD NE YAPMAYA, NEYİN ALTYAPISINI KURMAYA ÇALIŞMAKTADIR?'
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nin bazı tehditler nedeniyle vatandaşlarını uyarmasına tepki gösteren Bahçeli, "ABD ne yapmaya, neyin altyapısını kurmaya çalışmaktadır? PKK'yla, eski müzakere ortağı AKP'yi görüştürmek için arabuluculuk teklifinde bulunmaya ne hakkı vardır? Bu cüreti nereden almaktadır? ABD, PKK'nın çöpçatanı olacak kadar Türk ve Türkiye düşmanı mıdır? ABD Büyükelçiliği, Washington'un yönlendirmesiyle ikide bir terör uyarısı yapıp kafasında bölünmüş bir coğrafyanın temellerini mi atmaktadır?" diye sordu.
Başbakan Davutoğlu'nun Finlandiya ziyaretindeki açıklamaları hakkında konuşan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu: "Başbakan'a aldanan birileri çıkarsa, PKK'nın Türkiye'yi tehdit etmediğini sanacaklardır. Başbakan'a inanan olursa, Türkiye'nin terör gibi bir sorunu olmadığını, 20 Temmuz 2015'den bu tarafa 400'ü aşkın şehit haberinin gerçek dışı olduğunu düşünecektir. Sayın Davutoğlu, 'Serok oldun, hadi bunu anladık' diyelim. 'Milliyetçilikle hesaplaşma vakti geldi' dedin, bundan da şimdilik yakayı kurtardın sayalım. Diyarbakır'a gittin Kobani'yi selamladın, bunu da yedirdin, yutturdun görelim. Ama Mehmetçik katili Barzani'ye siper olduğunu, böylelikle Serokluktan çürüklüğe, buradan da peşmerge zabitliğine geçişini nasıl yok sayacak, nasıl görmezden geleceğiz?"
Cihan CİHAN