Bahçeli, CHP'nin ‘'Meclis'i Protesto’' kararına ne dedi?

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Meclis açılış oturumuna katılmama kararına yönelik sert eleştirilerde bulundu. Bahçeli, Meclis’in tarihî saygınlığına ve millet iradesine halel getirecek davranışlara tahammül gösterilmeyeceğini vurguladı.
Bahçeli’nin açıklamasında öne çıkan noktalar şöyle:

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) milli iradenin tecelli mekanı ve devletin temel kurumlarından biri olduğu; bu nedenle Meclis’in “gelişi güzel protesto alanı” ya da “siyasi pervasızlık sahası” olarak kullanılamayacağı belirtildi.

Yeni yasama yılının açılışının, milletin ihtiyaçlarına yönelik yasal düzenlemelerin hızla ele alınacağı bir dönem olması gerektiği vurgulandı; “sipariş gerginlikler” ve “sığ söz düelloları”na ayrılacak vakit yok denildi.

Bahçeli, CHP’nin açılış oturumuna ve Cumhurbaşkanı’nın katılacağı resepsiyona katılmama kararını “gayri ahlaki siyasi tavır” ve Meclis’in tarihî mevkiine yönelik saldırı olarak niteledi.

CHP Genel Başkanı’nın bazı açıklamalarını “demokrasiyi hiçe sayan” ve “totaliter ahlaksızlık” olarak yorumladı; partinin bu tutarının meşruiyete yönelik tartışmaları alevlendireceğini savundu.

Bahçeli, bu yaklaşımın partinin iç politik durumunu zayıflatacağını ve Türkiye’nin demokratik kurumlarına zarar vereceğini iddia etti.

Açıklamada, Cumhurbaşkanı’nın yüzde 52 oyla seçildiği hatırlatılarak seçim sonuçlarının meşruiyetinin sorgulanmasının millet iradesine yönelik bir saygısızlık olduğu ileri sürüldü. Bahçeli, CHP’nin “skandal yanlıştan dönmesi” gerektiğini ifade etti.

Neden önemli?

TBMM’nin açılışı ve parlamentoda sergilenen tavırlar, yalnızca kurum içi bir protokol meselesi değildir; siyasi söylem ve muhalefet yöntemleri demokratik meşruiyet, toplumsal kutuplaşma ve ulusal siyasi istikrar üzerinde doğrudan etki yapar. Bir partinin Meclis oturumuna katılmama kararı, hem iç siyasette hamle alanlarını yeniden belirler hem de kamuoyunda meşruiyet ve temsil tartışmalarını gündeme taşır. Bu tür kararlar kısa vadede siyasi krizleri yoğunlaştırabilir, uzun vadede ise partilerin kamuoyundaki itibarını ve parlamentonun işlevselliğini etkileyebilir.
01 Ekim 2025 12:24
DİĞER HABERLER