MHP lideri Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevi bırakacağını
açıklamasının ardından ilk kez konuştu. Bahçeli "Ülkemiz kansız ve
silahsız bir hükümet tasfiyesini yaşamaktadır. Sandıktan çıkan bir
Başbakan'ın, 1 Kasım'dan itibaren geçen 6 aylık sürenin sonunda teslim
bayrağını çekmesini ibretle izliyoruz. Bıçak sırtında sosyal ve ekonomik
dengeler varken, iç ve dış politik gelişmeler alarm verirken, Sayın
Davutoğlu'nun hangi zaruri nedenlerle görevini bırakma kararı aldığını
pek tabii merak eder, peşine düşeriz." dedi.
Bahçeli, AKP'nin
olağanüstü kongre kararıyla ilgili de "Türkiye'nin düşük profilli bir
Başbakan'la kaybedeceği bir saniyesi bile yoktur. AKP'nin 22 Mayıs
Kongresinden sonra, terörle mücadele tavsayacak, Türkiye'nin zayıflaması
ve boşluğa düşme ihtimali doğacaksa, düne kadar hükümete verdiğimiz
fiili destek hukuki bir boyut alabilecek ve MHP her türlü sorumluluğu
almaya hazır olduğunu kanıtlayacaktır." değerlendirmesini yaptı.
CAN DÜNDAR'A GEÇMİŞ OLSUN MESAJI
Konuşmasında
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a karşı
gerçekleştirilen suikast girişimiyle ilgili de konuşan Bahçeli, "Çok
üzücü bir olay böyle bir saldırıyla mahkeme kararının zamanlamasıyla
örtüşür bir durumda olması ayrıca düşündürücüdür o bakımdan saldırgan
yakalanmıştır. Böyle bir davranış cezasız kalmamalıdır. Sayın Can
Dündar'a çok geçmiş olsun" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 12. Dönem Sertifika Töreninde yaptığı konuşma özetle şöyle:
"BU OCAĞA HİÇ KİMSE İSTİKAMET ÇİZEMEZ"
"MHP'yi
olağanüstü kurultay süreciyle meşgul edenlerin, aslında Türkiye'nin
olağanüstü şartlara mahkûm olmasını planlayanlardan başkası olmadığını
yüreklice söyledik. İstenen; bizim Türkiye gündeminden kopmamızdır.
İstenen; bizim iç meselelere gömülmemizdir. Amaç durgun bir MHP, vurgun
yemiş bir Türk milliyetçiliğidir. Çok şükür başaramadılar, asla da
başaramayacaklardır. Milliyetçi Hareket Partisi, siyasi tecrübe
körüklenmiş, milliyetçi fikriyatla tutuşturulmuş, fedakarlık ve
cefakarlıklarla tüten Türk-İslam ülküsünün şehit ocağıdır. Bu ocağa hiç
kimse istikamet çizemez. Bu ocağa hiçbir emel nüfuz edemez. Bu
ocak helaldir, dualıdır, ecdadın emanetidir. Faili meçhul cinayetleri
kabullenip MHP'ye mal etmek için hazırlık yapanlar elbette bu kutlu
hareketi durduramaz, bu büyük hareketi engelleyemez. Çünkü Milliyetçi
Hareket Partisi'nin karalanmasına, suçlanmasına, en başta
Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in asil ve soylu neferleri izin vermeyecektir.
Başta Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey olmak üzere bütün dava
arkadaşlarıma ve büyüklerime şükranlarımı bir kez daha sunuyor, ülkü
şehitlerimize Rabbim'den rahmet niyaz ediyorum.
"MHP MUTLAKA İKTİDAR OLACAK"
Diyorum
ki, MHP, kuşatılamaz, rehin alınamaz. MHP, hain ve işbirlikçilerin
hasmı; Türkiye düşmanı çevrelere aman vermeyecek inanmışlık anıtı ve
cesur yürektir. Tıpkı daha önceki saldırılar nasıl geçtiyse,
bugünkülerde bir müddet sonra mutlaka geride kalacaktır. Milliyetçi
Hareket Partisi bu cennet vatanı namus bildiğinden hak ettiği zirvelere
çıkaracak, mutlaka da iktidar olacaktır.
"KANSIZ HÜKÜMET TASFİYESİ"
Türkiye'de
çok tuhaf gelişmeler, hepimizi yakından ilgilendiren sarsıcı olaylar
cereyan etmektedir. Konfüçyüs'ün; "Senin iktidarın saygı görmüyorsa,
başka bir iktidar yoldadır" sözü adeta ete kemiğe bürünmektedir.
Ülkemiz
kansız ve silahsız bir hükümet tasfiyesini yaşamaktadır. Sandıktan
çıkan bir Başbakan'ın, 1 Kasım'dan itibaren geçen 6 aylık sürenin
sonunda teslim bayrağını çekmesini ibretle izliyoruz. Elbette AKP'nin
içişlerine karışma gibi bir yanlışın tarafı olmayız. 22 Mayıs'ta
yapılacak AKP'nin Olağanüstü Kongresi'nde ne olup biteceğiyle ilgili
ahkam kesmemiz de doğru olmayacaktır. Ancak AKP'deki gelişmeler yalnızca
bir partinin meselesi de görülmeyecektir. Zira ülkemizin kaderi hali
hazırda AKP'nin elindedir. Bu kapsamda ağırlaşan siyasi gündemi
görmezden gelemeyiz. Çünkü Türkiye hepimizindir. Bu ülke Türk milletine
aittir. Bıçak sırtında sosyal ve ekonomik dengeler varken, iç ve dış
politik gelişmeler alarm verirken, Sayın Davutoğlu'nun hangi zaruri
nedenlerle görevini bırakma kararı aldığını pek tabii merak eder, peşine
düşeriz.
"DERE GEÇİLİRKEN AT DEĞİŞTİRİLMEZ"
Dere
geçilirken at değiştirilmesinin mahsurlu olduğunu da çekinmeden
söyleriz. AKP'deki kaynamaların, Genel Başkan ve Başbakan değişiminin
oldubittiye getirilmesi, millete rağmen gerçekleştirilmesi tartışmalı
bir konudur.
* Sayın Davutoğlu, Başbakanlığı bir çırpıda bırakmasını millete ve tarihe nasıl anlatacaktır?
* Davutoğlu'nun üzerini bir kalemde çizenler bu vebalin altından nasıl kalkacaklardır?
* Merhum Demirel'in şapkamı alır giderim sözüyle, tercihim değildi, zaruretten doğdu diyen Davutoğlu'nun ne farkı vardır?
* 64. Cumhuriyet Hükümetini fiilen sonlandıran dinamiklerin geri planında neler ve hangi arayışlar hakimdir?
Bu soruların cevaplarını aziz milletimiz merak etmektedir.