Samanyoluhaber.com yazarı Murat Çetin Cumhur İttifakı ve aday tartışmalarıyla çalkalanan kulisleri yazdı
MURAT ÇETİN - SAMANYOLUHABER.COM
Cumhur İttifakı adayı AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan oldu! Malumun ilanı. Şimdi yükleniyorlar Millet İttifakı’na, “adayını açıkla” diye. Dertleri, aday bir an önce açıklansın ki yıpratma kampanyasına başlanılsın, 6’lı masanın dağılması sağlansın. Bundan sonraki seçimler çok önemli, sadece Cumhurbaşkanlığını almak yetmiyor, Meclis’teki çoğunluğunda karşı tarafın elinde olmaması gerekiyor. Bu her iki ittifak için de geçerli… Millet İttifakı’nın adayı kim olacak? Kulislerdeki isimler belli. İttifak, adayını seçim kararı alındıktan sonra açıklayacak. Buradaki duruşu net!
Bugün bunu yazmayacağım. Çok flaş bir ayrıntı vereceğim. O kadar önemli bir ayrıntı ki duyduklarınıza inanamayacaksınız! Anlaşılan Cumhur İttifakı birçok şeyi perdelemek için uğraş veriyor. Aslında işler hiç de öyle göründüğü gibi iyi gitmiyor. Flaş bilgi şu ki; AKP Genel Başkanı ile MHP Genel Başkanı’nın son görüşmesinde ekonomi konuları ele alınmış. Bahçeli, içeride net bir şekilde eleştirilerde bulunmuş. MHP’lilere göre Bahçeli adeta bir ekonomi ültimatomu vermiş! Doğru mu değil mi bilemem! Ama bildiğim bir şey var. O da şu; Bahçeli, MHP Genel Merkezi’nde Erdoğan ile ilgili bir olayı anlatıyor kurmay ekibine! Sonra bir ihale konusu gündeme geliyor. Bahçeli yüksek meblağlı bir para konusunun çözülmesini istiyor ama Erdoğan binbir dereden su getiriyor. Bahçeli sinirleniyor. Başka bir konu açılıyor, Bahçeli üstü kapalı olarak Erdoğan’ın kendisine anlattıklarını aktarıyor. Sonra duruyor… Müstehzi gülüşü sergiliyor ve bilinen şekliyle elini şöyle bir sallıyor; “Hasta yahu! Hasta yahu“ Evet Bahçeli bunu tam iki defa tekrar ediyor. Herkes bir an şaşkınlık yaşıyor. Bahçeli konuyu değiştiriyor biraz da sinirli bir şekilde başka bir olaya geçiyor. Anlatırken elini masaya birkaç defa sert bir şekilde vuruyor…
Türkiye zor günlerden geçiyor. Ama asıl zor günler yaşayanlar başka! AKP Genel Başkanı Erdoğan dahil bütün şürekası kâbus dolu günler yaşıyor. Sadece Saray’da değil AKP Genel Merkezi, il başkanlıkları ve AKP’li belediyelerde bile artık AKP’nin kaybedeceği dolayısıyla Erdoğan’ın son seçimi olacağı bir sandık sürecine doğru gidildiğini satın alınmış durumda. Şimdi tek dertleri var yargılanmaktan kurtulmak. Yargılanacaklarından o kadar eminler ki; Saray’ın en büyük şakşakçılarından sözde gazeteci Hilal Kaplan bile “yargılanırsak yargılanalım ne yani” durumuna geldiyse gerisini siz düşünün. O kadar sıkışmış durumdalar ki, yıllardır görmediğim insanların İstanbul’a kadar uzanıp benimle temas etmeye çalışmaları, eski bakanların görüşme gayreti içine girmeleri bile çok önemli bir ayrıntı!
İstanbul’dayım, hava sıcak… Üsküdar-Beşiktaş vapurundayım. Baktım kıdemli danışman da orada. Aylar öncesinde bir yazımda ondan bahsetmiştim, hatta belki iki yazı da olabilir. İki aydır görüşmüyorduk bu defa vapurda karşılaştık. O da can sıkıntısından geçmiş karşıya, Kadıköy’de bir iki sahafa uğramış. Beraber geçtik Avrupa yakasına. Geçmekle kalmadık bir yere oturduk uzun uzun konuştuk.
“Devlet beyde bir haller var” dedi, sonra da gözlerini gözlerime dikerek tane tane konuştu ; “Devlet bey gergin, Erdoğan’a kızgın… Bir kabus senaryosunu görüyor ve buna ortak olmak istemiyor. Çıkış yolu arıyor” dedi. Ve buna benzer birçok ayrıntı verdi. Şaştım kaldım, itiraz ettim bazı noktalara. Bahçeli’nin Erdoğan’ın her politikasına destek verdiğini söyledim. Mültecilerden Ege konusuna kadar, Kürt politikasından en basit bir olaya kadar hep Erdoğan’ın yanında olduğundan bahsettim, örnekler verdim. “İyi de“ dedi, “Erdoğan’ın yanında olduğu konular hep millî konular, Devlet bey bu şekilde aslında kendi politikasını uygulatıyor” dedi. Ve ekledi, “Devlet bey iç kargaşa hatta korkarak ifade edeyim bir iç savaş istemiyor” dedi. Elimdeki bardak düşecekti neredeyse, “Öyle bir ihtimal mi var ki bunu söylüyorsun” dediğimde başını çok emin bir şekilde salladı ve “Erdoğan, belki de onun bunu yapmasını isteyen ve bundan da medet uman odaklar bu kaos senaryosuna çalışıyor” dedi.
Sonra ekonomik dinamiklerden, dış dinamiklere kadar birçok ayrıntı verdi. Her sözünü Bahçeli’ye getirdi. Ben sonunda dayanamayıp “Bence Devlet beyi temize çıkarmaya çalışıyorsun” dedim. “Belki de“ dedi ve ekledi: “Belki duygusal bir yaklaşım içindeyim ama şunu görüyorum ve belki de burada sana söylemeyeceğim birtakım gelişmelere göre Devlet bey, Erdoğan ve yakınındaki bazı isimlerin ülkeyi sırf iktidarda kalma adına ateşe atacağını görüyor. Daha doğrusu Erdoğan’ın nerede duracağını bilmiyor. Yunanistan ve Suriye ile sınırlı bir gerginlik belki bir nebze kabul edilebilir. Ama bunun içe yansımaları konusunda Devlet beyin tereddütleri var” dedi. Ben de sözümü esirgemedim; hatta biraz sert çıktım; “Bence sen bütün bu senaryonun Erdoğan ve Bahçeli tarafından pişirildiğini biliyorsun, olacakları da görüyorsun ve belki de seninle birlikte başka isimler şimdiden Devlet beyi kurtarma telaşına girmişsiniz!”
Eleştirilerimi sakin bir şekilde dinledi… Kıdemli danışmanın ifadelerine göre Bahçeli, AKP hükûmetinin 2023 Haziran’a kadar gidemeyeceğini çok iyi biliyor. Dolayısıyla seçim barajının yüzde 7’ye düşmesi de artık MHP için bir anlam ifade etmiyor. Ekonomi her geçen gün kötüye gidiyor. Benzin fiyatları yakında 30’liranın üstüne çıkacak. Dolar zor tutuluyor, dahası doları dizginleyecek para da yok. Erdoğan BAE ve Suudi Arabistan başta olmak üzere hiçbir ülkeden istediği parayı getiremedi. Para yoksa seçim kazanmak da çok zor. Kıdemli danışmana göre Devlet bey bunları çok iyi biliyor, hatta son Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde ekonomi konusu ikili arasında ciddi tartışma konusu oldu.
Kıdemli danışmanın anlattığı aslında bir şekilde Ankara kulislerinde bilenen şeylerdi; ama bir şey var ki o çok dikkatimi çekti! “Devlet bey, uluslararası güçlerin ve dahası devletin Erdoğan ile yola devam etmeyeceğini görüyor. Erdoğan için çıkış yok, dönüş de yok! İktidardan düşen bir Erdoğan için tek yol yargılanmak. Bunu Bahçeli engelleyemez hatta engellemek istemez. Devlet bey için ülkenin beka dinamikleri önemli, Erdoğan değil. Bahçeli olmasaydı çözüm süreci devam ederdi…
Bahçeli çözüm süreci ile Kürt siyasetinin etkinliğini gördü ve Erdoğan’a destek çıkarak bütün oyunları bozdu. Maksat hasıl oldu mu, ebette olmadı! Kürt siyaseti ve tabanı daha da kemikleşti. Demirtaş’ı küçümsüyoruz ama Kürtlerin Mandela’sı olma yolunda hızla ilerliyor. Eleştirilerimizi de yapıyoruz. Nasıl ki Bahçeli 1999’de Öcalan’ın idam edilmesinin önündeki engelli kaldırdı ise şimdi de Demirtaş’ın önündeki engelleri kaldırıyor. Demirtaş daha genç bir siyasetçi… Yeni iktidar döneminde hapisten çıkar. Yanlış yapıldı bence bırak siyasetini yapsın. Kürt siyasetini engellerseniz teröre davetiye çıkarırsınız. PKK azar, güçlenir.“
Bahçeli’ye yakın kıdemli danışmanın Demirtaş hakkında söyledikleri şaşırtmadı değil beni. Kıdemli danışman Erdoğan’la ilgili birkaç da sert söz söyledi. Bende “Hasta yahu! ” deyince… “Aman aman…” diyerek gülümsedi. Ayrılacakken ortak arkadaşımız olan eski bakanın durumunu sordu. “Hasta yahu!“ dedim. Birden işaret parmağını dudağına götürdü, tebessüm etti. Kinaye yaptığımı sandı, oysa eski bakan da hastaydı!