Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir'' sözlerine cevap veren Bahçeli, ''Türk devleti işletme, şirket, holding değildir. Türk devlet geleneğinde kârı odak alan A.Ş. özelliği de yoktur olmamıştır'' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Türk devletinin işletme, şirket, holding olmadığına vurgu yaparak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki sözlerine sert tepki gösterdi.
MHP genel merkezinde ülke ekonomisindeki olumsuz tablo ve buna sebep olan Cumhurbaşkanı ve hükümeti eleştiren bir basın toplantısı düzenleyen Devlet Bahçeli, konuşmasının bir bölümünde, "Devlet olmakla şirket kurmak bambaşka şeylerdir. Türkiye Cumhuriyeti eşsiz fedakarlıkların eseri, göz kamaştıran ve hayranlık uyandıran mücadelelerin emanetidir. Ve Türk devleti işletme, şirket, holding değildir. Türk devlet geleneğinde kâra odaklanan, kârı önceliğine alan, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş, borçlarından dolayı yalnızca malvarlığıyla sorumlu bulunan anonim şirket özelliği yoktur, olmamıştır. Devlet şirket gibi yönetilemeyecektir." dedi.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğunu tamamen unuttuğundan, aklına ne eserse, dilinin acuna ne gelirse fütursuzca söylediğini belirten Devlet Bahçeli, "Geçtiğimiz hafta sonunda Çanakkale ve Balıkesir’de salon toplantıları, mitingler düzenleyen Erdoğan sonunda içindeki derdi de tavzih etmiştir." hatırlatmasını yaptı. Bahçeli şöyle devam etti: "Balıkesir Ekonomi Ödülleri 2015 Töreni’nde konuşma yapan bu şahıs, bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye’nin de öyle yönetilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Erdoğan ya ruhen iflah olmaz bir hastalığın pençesindedir ya da aklını ve mantığını yemiş bitirmiştir. Binlerce yıllık Türk devlet felsefesini inkar edercesine konuşan Erdoğan artık çok olmuş, çizmeyi aşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin şirket gibi yönetilme hedefi aslında adı konmamış bir yıkımı, itiraf edilmemiş bir rejim değişikliği hazırlığını deşifre etmektedir. Erdoğan aziz şehitlerimizin mirasını, ecdat yadigarı bu kutlu vatanı paylara ayırıp kimler arasında bölüştürmeyi düşünmektedir? Ve kimin emellerine sözcülük etmekte, kimlere taşeronluk yapmaktadır? Türkiye’nin tarih, millet, toprak ve kültür varlığını; Kandil ve İmralı canisinin gözetim, denetim ve tembihiyle kurulan ihanet borsasında Türk düşmanlarına arz etme hevesi tarifi olmayan bir ahlaksızlıktır. Erdoğan her şeyi bitirmiş, her görevi yerine getirmiştir de geriye bir tek devleti şirketleştirmek mi kalmıştır? Bu nasıl bir aymazlık, nasıl bir körlük, nasıl bir ucubeliktir? Erdoğan’ın derdi varsa deva aramalıdır. Sahip olduğu dert şayet PKK’dan bulaşmışsa, tedavisi ancak ve ancak adalet, sadece milletin kahır ve azametidir. Recep Tayyip Erdoğan eğer ille de şirket yönetmek istiyorsa, derhal ve hemen aile fertlerinin üzerine geçirdiği bol kazançlı bir şirketin başına geçmeli, ahlaken boş olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamını hukuken de terk etmelidir."
"PARALEL YALANLARIYLA EMNİYET TEŞKİLATI ÇÖKERTİLMİŞ"
Paralel yalanlarıyla emniyet teşkilatının çökertildiğini söyleyen Devlet Bahçeli sözlerine şöyle devam etti: "Paralel yalanlarıyla emniyet teşkilatı çökertilmiş, adalet mekanizması darbelenmiştir. Arınç'a suikast yalanlarıyla kozmik odalara girilmiş, devletin mahremindeki en gizli belge ve bilgiler kopyalanarak Türkiye düşmanlarına servis edilmiştir. Zafer kazandık, başardık yalanlarıyla vatan toprakları terk edilmiştir. PKK'yla eş güdümlü başlatılan ihanet süreciyle çözüm ve barış yalanları estirilmiş, Türkiye terörün zimmetine geçirilmek istenmiştir. İmralı canisinin dayatma ve hazırladığı emirnameleri saraylardan okunmuş; sözde akillerden izleme heyetlerine kadar PKK'nın ne kadar talebi varsa hayat bulmuştur. MİT'in başındaki şahıs Davutoğlu'nun istek ve beklentisiyle milletvekili aday adayı olmuş; ne var ki 17-25 Erdoğan, sır küpüne, tüm kirli ilişkilerini bilen bu kişiye izin vermemiş, milliliği kalmayan istihbaratın koruluğuna AKP fidanını tekrar dikmiştir. Maalesef MİT, sarayın örtülü operasyon aracı, kapalı devre çalışan, siyasi ayak oyunları kurgulayan basit ve mahzurlu bir hafiye teşkilatı haline getirilmiştir. Esad'ın muhaberatı, Erdoğan'ın muhbirleriyle eşitlenmiştir. Türkiye'nin her kurumu, ikbal ve menfaat çeteleri tarafında soysuzlaştırılmıştır. Parti devletinin çatısı örülmektedir."
CİHAN