Sevgili okurlarım, lafı hiç uzatmadan konuya giriyorum. Bugünkü yazım benim değil, tümüyle Bay Devlet
Bahçeli'nin sözlerinden oluşuyor. Üzerinde herhangi bir yorum yapmıyorum.
Recep Bey için yakın geçmişte mitinglerde ve partisinin grup toplantılarında aşağıdaki sözleri söyleyen bu
şahıs, şimdi onun stepnesi, kurtarıcı meleği oldu.
İşte ağzından çıkan o sözler! Lütfen dikkatle okuyunuz, Türkiye'de kimlerin nasıl siyaset yaptığını, kimlerin
nasıl hiç sıkılmadan, büyük bir pişkinlikle nasıl 180 derece çark ettiğini bir kez daha görünüz!
Aşağıdaki her paragraf ayrıdır ve onun farklı konuşmalarından alınmıştır.
“İki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, bardağa tuz konulmaz, suda ateş yanmaz.
Recep Tayyip Erdoğan'dan da cumhurbaşkanı olmaz…”
“Başbakan Erdoğan olmayan kalitesinin gereğini yapmış Barzani'yi Diyarbakır'a davet etmiş,
muhatabını bağrına basmıştır. Evet Başbakan, siyasi menfaat uğruna, Barzani'nin desteğini almak
amacıyla Kürdistan'a onay vermiştir…”
“Erdoğan'a oy verirken başkan olsun dediniz mi? Erdoğan siyasetin dibindedir. Peki kimdir bu gafil?
Kendisine cumhurbaşkanı diyen 17-25 Erdoğan! Be hey densiz, be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez…
Sen cumhurbaşkanısın sen devletin başısın. Ne geziyorsun meydan meydan, bizimle ne
uğraşıyorsun.”
“Hedeflenen başkanlık sistemi değil bsistemidir. Erdoğan ve Öcalan başkanlık sisteminde söz kesmiş,
bölücü çevrelerden gelen mesajlar da bunu doğrulamıştır.”
“Milli Görüş gömleğini giyen Erdoğan, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) gömleğini giyerek milletimizi
yıllarca kandırmış, zamanımızı çalmıştır. Ancak milletimiz gömlek değiştirmez. Değiştireceği gömleği
de asla giymez. Şerefini gömlek gibi giyip çıkaran, tarafsızlık yeminini ampul gibi yakıp söndüren bir
şahsiyet Türkiye'ye istikamet çizemez, milletimizin aklını artık çelemez. Erdoğan baştan aşağı yalan
olup çıkmıştır.”
“Beştepe (Saray) hanedanı ve AKP yönetimi aile boyu rüşvet ve yolsuzluk çamuruna batmıştır. 17/25
Aralık yolsuzluk dosyalarının bir daha açılmamak üzere kapatılması ve bu rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk
çarkının döndürülebilmesi, Tayyip Erdoğan'ın bütün yetkileri elinde toplayarak diktatörlüğünü ilan
etmesine bağlıdır.”
“Sayın Erdoğan, mahalli idareler seçimlerinde kendi nefsini tatmin için milleti istismar etmekten,
siyasi kurumları karalamaktan vazgeç de şu okyanus ötesinden, Amerika'dan baş gösteren ekonomik
krizin, Avrupa kıtasını sararak Türkiye'yi tesiri altına aldığı dönemi iyi anla, iyi değerlendir.”
“İlkelerimizin esasında, gelenek ve siyasi duruşumuzun temelinde, devletin başıyla kamplaşmak ve
kavga etmek yoktur. Fakat ilk önce Erdoğan cumhurbaşkanı olmayı öğrenecek, cumhurbaşkanı gibi
davranacaktır. Muhaliflere gelince hukuk diyen, kendisine gelince guguk anlayan Erdoğan ya
cumhurbaşkanı ya da cumhur çıbanı olacaktır.”
“Erdoğan'ın Bozkurt simgemize düşmanlığını biliyoruz. MHP nefretine de uzun zamandır şahidiz.
Milliyetçiliği ayaklar altına alacak kadar kimliksiz olduğu da malûmunuzdur. Madem Bozkurt işaretine
Erdoğan tahammülsüzdür, o halde hodri meydan.”
“7 Haziran geldiğinde 1 milyar 370 milyon liralık kaçak saraya peşkeş çekilen millet hazinesinin
hesabını soracak mısınız? Nasılsa devletin malı denizdi. Nasılsa Kısıklı'daki villasında farklı banka
hesaplarında milyar dolarları vardı. Erdoğan'ın milletin sırtından uçak alacağım, havuzculara (Devletin
parasıyla satın alınan yandaş medya kuruluşlarına) para vereceğim demesine itiraz edilmeyecek midir?
Erdoğan alkışlandıkça götürüyor, destek gördükçe küpünü dolduruyor.”
“Sayın cumhurbaşkanı kendisine bir çeki düzen vermeli, sözlerinin nereye gittiğini iyi düşünmeli. Her
gün analar ağlıyor. Geceleri nasıl uyuyor, hiç mi vicdanı sızlamıyor. Sonu felakettir cumhurbaşkanının.”
“Erdoğan'ın sürekli polemik üretmesi, bulduğu her fırsatta ucube değerlendirmeler yapıp ülkemizi
anlam kargaşasına mahkûm etmesi kabul edilecek bir hal değildir. Açıktır ki Türkiye, Recep Tayyip
Erdoğan kaynaklı bir bunalım çemberine, üslûp kirliliğine, hakaret çıkmazına mahkûm edilmiştir.
Erdoğan konuştukça Türkiye'nin tansiyonu yükselmekte, görüş ayrılıkları keskinleşmektedir.”
“Üç çocuk dayatması, ABD'nin keşfi meselesi (Recep Bey ABD'yi Müslümanların keşfettiğini iddia
etmişti), doğum kontrolü konusu, Türkçe'nin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapılmayacağına dair
köhnemiş bakışı, Erdoğan'ın son marifetlerinden bazıları olarak dikkat çekmektedir. Erdoğan'ın
gündem saptırmak için tedavüle soktuğu sapık ve sağlıksız düşünceleri artık katlanılmayacak
boyutlardadır.”
“Cenab-ı Allah nasip ettiği gün Recep Tayyip Erdoğan'ın önündeki bir yere, ‘Ne Mutlu Türk'üm' diye
yazmazsam namerdim. Ziraat Bankası'nın başındaki T.C.'yi kim silmiş ise onu oraya tekrar
yazdırmazsam namussuzum.”
“Erdoğan'a sesleniyorum, sen millilikten ne anlarsın? Senin sözde milliliğin sandık görülünce meydana
çıkar. Aday Erdoğan bil ki, sen milli olamazsın, sen milli kalamazsın. Bir insanın milli olması için
vatana, bayrağa ve millete şaşı bakmaması lazımdır. Bir insanın milli olması için gayri milli unsurlara
eğilip diz çökmemesi şarttır.”
“Türk Milletinin 36 etnik gruptan ibaret olduğunu söylüyor. Sana diyorum ki bu 36 etnik grubu biliyor
da açıklamıyorsan namert kere namertsin. Kimlerden ibarettir bu 36 etnik grup? Sen kendini bu
36'nın içinde mi görüyorsun? Sana bu 36 etnik kimliği kim öğretti? Bu kapsamda tek millet olmaktan
nasıl ve hangi zeka seviyesiyle bahsediyorsun?”
“Erdoğan layık olmadığı makamın ağırlığı altında ezilmiş, siyasi tarafgirlikle, açılış kılıfı altında
düzenlediği mitinglerle cumhurbaşkanlığını mahvetmiştir. Bu şahıs her gün fitne saçmaktadır.
Erdoğan israf, itham, inkâr ve iftiradır. Sen nasıl bir Müslümansın? Sende hiç mi Allah korkusu yok?
Sende şeref ve mertlik işportaya düşmüş, hurdaya çıkmış. Erdoğan'ın çok yakında maskesi düşecek,
Sevgili okurlarım, işte size bir parti başkanının ağzından kendi ifadeleri!
Bazı sözlerinde çok ağır hakaretler var, onları sansür etmek zorunda kaldım!
Partisini bölmüş, tükenme aşamasına getirmiş, sonra bakmış ki çaresi yok, son anda Recep Bey'in trenine
zıplamak zorunda kalmış!
O artık AKP ve Recep Bey'in en hızlı militanı…
Şimdi kendisine “Yav Devlet Bey, bu sözlerinin arkasında duruyor musun?” diye sorsak ya susacak, ya
da “Dün dündür bugün bugündür efendiler, zaten o yüzden kimse beni ciddiye almıyor” demek