Bahçeli'den çok çarpıcı Abdullah Gül açıklaması

Bahçeli'den çok çarpıcı Abdullah Gül açıklaması
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Diyarbakır’da serok Ahmet, Adıyaman’da mele Ahmet, Osmaniye’de Ahmet Sani olan; Doğu’da Kobani’yi selamlayan, Kandil’e gülücükler saçan, Batı’da bayrak diyen, Türkmen ve Yörük sömürüsü yapan Davutoğlu’nun ayarı hepten bozulmuş, şaftı tamamen kaymıştır." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu partisi ve kendisi için değil Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığı için çalışan Truva atına benzetti, sarayın tetikçiliğini yapmakla eleştirdi.

Başbakan Davutoğlu ile 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında bir süre önce Pensilvanya ziyareti konusunda polemik yaşandığını, Davutoğlu'nun "zihnim berrak, Gül'ü bilgilendirdim" ısrarında olmasına karşılık Gül'ün de "zihnini berrak olduğunu" söylediğini ifade eden Bahçeli, bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir tertibi olduğunu savundu. Bahçeli, şunları kaydetti:
 "Davutoğlu'nun Gül'e laf yetiştirmesi, Pensilvanya ile yakınlığını alttan alta ima etmesi, bal gibi Erdoğan tertibidir. Davutoğlu, konu mankenliği yapmanın yanında saray tetikçiliğine soyunarak eski dostluklara sırt dönmektedir. Bu tip bir alçalmaya, göze girmek, övgü almak, alkış toplamak maksadıyla tevessül etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti başbakanı işte böyle birisidir. Çeyrek başbakan düşe kalka 7 Haziran'a gitmektedir. Aslında ne başbakanlık yaptığı bellidir, ne parti genel başkanı olduğu nettir. Davutoğlu belirsiz ve tanımsız bir şahsiyettir. Hükmi şahsiyeti Erdoğan'a bağlamış, ipleri Erdoğan'ın eline vermiştir. Davutoğlu, Erdoğan'a çalışan başkanlık sistemi için mücadele veren Truva atıdır. 7 Haziran'dan sonra her hal ve şartta miadı dolacak, buruşturulup kenara konulacaktır. Zira Erdoğan'ın başkanlık rüyası gerçek olursa Davutoğlu'na ihtiyaç kalmayacaktır, gerçekleşmezse olacak olan budur, siyasi kariyer sona erecek, imaj ve saygınlığını gölgelediği başbakanlıktan tepetaklak düşecektir."

Aydın mitinginde iktidara yüklenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin, hiçbir döneminde böyle bir iktidar görmediğini söyledi. İktidarı sert dille eleştiren Bahçeli, "Yalan bunlardadır. İnkar bunlardadır. Riyakarlık bunlardadır. Talan bunlardadır. Yağma bunlardadır. Allah’la aldatma bunların mesleğidir. Gıybet ve iftira bunlarla iç içedir. Biliyorum, Aydın bunlara yüz vermez. Biliyorum, Aydın bu yüzsüzlere fırsat ve şans tanımaz. Çünkü Aydın milli asaletin yanında, dik duruşun tarafındadır. Aydın temizliğin çizgisinde, ahlaklı yönetimin ve adaletli davranışın safındadır." diye konuştu.

Bahçeli, şöyle devam etti: "Hatırlayınız, Başbakan Davutoğlu, 17 Ocak 2015 tarihinde Aydın’a gelmiş, partisinin 5’nci Olağan İl Kongresi’nde konuşma yapmıştı. Ve geçmişten örnekler vererek şöyle demişti: 'Ordular dağılmış, düşman Anadolu’nun içine doğru ilerlerken izzetli Aydınlı efeleri, Türkmen yiğitleri, zeybekler ayağa kalkarak; ‘bu topraklar ezeli ve ebedi olarak Türk yurdudur’ demiştir. Davutoğlu Aydın’a gelince birden bire bu toprakların Türk yurdu olduğunu fark etmiştir. Fakat aynı Davutoğlu Adıyaman’a gidince başka, Bitlis’e varınca başka, ama Aydın’a gelince bambaşka dil kullanmaktadır. Diyarbakır’da serok Ahmet, Adıyaman’da mele Ahmet, Osmaniye’de Ahmet Sani olan; Doğu’da Kobani’yi selamlayan, Kandil’e gülücükler saçan, Batı’da bayrak diyen, Türkmen ve Yörük sömürüsü yapan Davutoğlu’nun ayarı hepten bozulmuş, şaftı tamamen kaymıştır. Başbakan’ın kartvizitinde boş yer kalmamıştır. Başbakan unvan konusunda rekor kırmıştır."

Milli savaş gemisi açıklamalarını da sert bir dille eleştiren Bahçeli, "Dün Mersin’de şahsımı hedef alarak, 2002’de Türkiye’nin itibarını sorgulamıştır. TSK’nın kendi silahlarını kullanıp kullanmadığını yargılamıştır. Durmamış, yorulmamış, kontrolsüz şekilde milli gemimizin olup olmadığını tartışmıştır. Sayın Davutoğlu, gemiden kastın bakan ve Başbakan çocuklarının filolarıysa, elbette bizim ne milli ne de gayri milli bir gemiciğimiz dahi olmamıştır. Davutoğlu, Erdoğan’ın limanında demirli duran, evlatlarının üstüne kayıtlı gemileri milli olarak görüyorsa, bunu da yutturacağını sanıyorsa, merak buyurmasın er geç Aydınlı'dan hak ettiği cevabı alacaktır. 2002’de TSK’nın kendi silahlarını kullanmadığını utanmadan söyleyen Davutoğlu şunu bilmelidir ki terörü 2002’de sıfırlayan milletten desteğini alan TSK’dır. Dün silahlar teröristlere çevrilmişti. Bugün ise süngü düşmüştür. Dün terörle mücadele onurluca yürütülüyordu. Bugün ise terörle mütareke ve müzakere hayasızca ilerletilmektedir. Şu günlerde askeri kışlalara kapatan, polisleri karakollara hapseden, TSK’ya silah bıraktıran, TSK’nın elini tutan, özel adamlarıyla birlikte Davutoğlu ve saraydaki ağasıdır. Davutoğlu’nun konuşacak yüzü yoktur. Savurduğu yalan, öğüttüğü aldatmadır." şeklinde konuştu.






"Ağır tahribata yol açan uyduruk Başbakan ve 17-25 Erdoğan’dır"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tüm annelerin Anneler Günü'nü kutlayarak, çözüm sürecine değindi. Bahçeli, "Yıllardır annelerimizin mübarek gözyaşları istismar edildi. Yıllarca annelerimizin korkuları üzerinde oynandı. Annelik duygusu hiç bu kadar aşındırılmadı. Bir yanda PKK’yla pazarlık masasına oturdular, diğer yanda analar ağlamasın bahanesiyle ihaneti maskelediler. Bu ağır tahribata yol açan, işbirlikçilere yol gösteren, ikiyüzlülere yordam öğreten, saldırganlara yardım eden uyduruk Başbakan ve saraya çöreklenen 17-25 Erdoğan’dır." dedi.

Bahçeli, tüm annelerin Anneler Günü'nü kutladı. Miting sonrası halka karanfil dağıtan Devlet Bahçeli, "Bugün Anneler Günü’dür. Anne fedakarlık ve fazilettir. Anne hoşgörü ve adanmışlıktır. Anne sevgi ve sıcacık ilgidir. Annelerimiz bizim göz nurumuzdur. Annelerimiz bizim kurumayacak kaynağımızdır. Annelerimiz yalnızca doğuran, yalnızca beşiğimizi sallayan değil, ömürleri yettiği sürece arkamızda duran manevi kalelerdir. Onlara çok şey borçluyuz. En başta da bir vefa sorumluluğumuz vardır. Nezaket onlardadır, zarafet onlarla ete kemiğe bürünmektedir. Bağlılık ve sahiplenme onların meziyetidir. Bağışlama onların özelliğidir. Onlar ki sevgi sancağıdır. Onlar ki bereket ve dua hazinesidir. Bugün annelerimize içten sarılalım. Şefkat abidesi annelerimizi kırmayalım. Hiçbirini incitmeyelim. En güzel, en tatlı sözlerle gönüllerini alalım. Onları çiçeklerle donatalım. Öf bile demeyelim. Kaşımızı bile çatmayalım. Yüzümüzü katiyen asmayalım. Nasır tutmuş ellerinden hasretle öpelim. Hayır dualarını alalım, yorgun bakışlarını neşelendirelim. Unutmayalım ki bereket büyüklerledir. Unutmayalım ki cennet annelerin ayaklarının altındadır. Şehit annelerini ihmal etmeyelim. Evlat özlemi çeken, evlat yangınıyla, evlat acısıyla bağrına taş basan annelerimizi hatırdan çıkarmayalım." diye konuştu.

Ermenek’teki maden kazasında oğlunu kaybeden Ayşe isimli kadının da Anneler Günü'nü kutlamayı unutmayan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Oğlum yüzme bilmezdi, suyun içinde ne yaptı', diyerek feryat figan eden Ermenekli Ayşe anamızın acısını uzaktan da olsa paylaşalım. Soma’da, 13 Mayıs 2014 günü evladını maden faciasında kaybeden analarımızın sızısını vicdanımızda duyalım. Terörle mücadelede, gencecik fidanlarını kara toprağın koynuna emanet eden analarımıza kalplerimizi açalım. Ana gibi yar olmayacağını iyi bilelim. Aydın gibi diyar olmayacağını da derinden haykıralım. Nerede yaşıyor olursa olsun, tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum. Dualarında olabilmeyi diliyorum."

Çözüm süreci ve anaların ağlamamasına da değinen Bahçeli, "Yıllardır annelerimizin mübarek gözyaşları istismar edildi. Yıllarca annelerimizin korkuları üzerinde oynandı. Annelik duygusu hiç bu kadar aşındırılmadı. Annelik vicdanı hiç bu kadar sarsılmadı. Bir yanda PKK’yla pazarlık masasına oturdular, diğer yanda analar ağlamasın bahanesiyle ihaneti maskelediler. Bir yanda İmralı’da gece gündüz taviz ve teslimiyet mesaisine kaldılar, diğer yanda analar ağlamasın sözünün arkasına saklandılar. Açılım dediler, açılmadık, deşilmedik, yarılmadık bir şey bırakmadılar. Çözüm dediler, çözülmenin kapaklarını açtılar. Barış dediler, batışın ve bitişin kapısını araladılar. Ne var ki analarımız ağlamaya devam etti. Teröriste dağdaki genç dediler, şehit analarını bir kez daha ağlattılar. Katille maktulü aynı kefeye koydular, şehitlerimizin kemiklerini sızlattılar. Mehmetçikleri ensesinden vuran canavarlarla kan pazarı kurdular. Türklüğe kefen biçen kahpelerle BOP kafesine girdiler. İslam’a zehir saçan, kin kusan; Müslümanlara ölüm yağdıran kiralık tetikçilerle aynı yolun yolcusu oldular. Bu ağır tahribata yol açan, işbirlikçilere yol gösteren, ikiyüzlülere yordam öğreten, saldırganlara yardım eden uyduruk Başbakan ve saraya çöreklenen 17-25 Erdoğan’dır."

CİHAN

10 Mayıs 2015 15:55
DİĞER HABERLER