Bahçeli'den göçmen çıkışı: Bayrama gidenler dönmesin, düzensiz göç istiladır

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, göçmenlerle ilgili tartışmaları değerlendirdi. Bu insanların ölüme terk edilemeyeceğini belirten Bahçeli, "Şu da var ki, bayram münasebetiyle kendi ülkelerine gidebilenlerin, bu gidişlerinde sorun yaşamayanların geri dönüşlerine de lüzum yoktur" dedi. Bahçeli ayrıca "düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır, demografik yapımıza kumpastır" diye konuştu.
Bahçeli, göçmenlerle ilgili olarak son günlerde Türkiye'de yaşanan tartışmaları Türkgün gazetesinden Kadir Yıldız'a değerlendirdi. 

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın "Yabancı uyruklu kim varsa abonemiz olan, su fiyatlarına, katı atık ücretlerine başta olmak üzere bazı ücretlerde 10 kat zam yapacağız" şeklindeki açıklaması sorulan Bahçeli, "Bu karar sakat ve skandal bir karardır. İnsanlık değerlerine suikasttır. Ayrımcılıktır, ırkçılıktır, milletimizin alicenaplığıyla bağdaşmayan bir ilkelliktir. Ne yapacaklar, oksijenden de para mı alacaklar?" değerlendirmesinde bulundu. Bahçeli, şöyle devam etti:

Tarih Bilmiyorlar

"Bolu Belediye Başkanı şehrinin diğer işleriyle vakit geçirse daha hayırlı bir iş yapar. Türk milletinin tarihinde kendisinden yardım isteyip sığınan hiç kimse zalimlere teslim edilmemiştir. Bunlar tarih de bilmiyorlar. Ecdattan haberleri yok. Bu yanlış kararın hukuktan dönmesi de şarttır."

Bahçeli, muhabirin "Siz göç olgusuna nasıl bakıyorsunuz? Suriyeliler, Afganlar derken Türkiye doldu taştı?" şeklindeki sorusu üzerine de şunları kaydetti:

"İnsanlığın var oluşundan beri göç mühim bir mesele olarak varlığını korumuştur. Türkiye bir göç güzergahındadır. Aynı zamanda kıtaların kavşak ve kaynaşma noktasındadır. Suriyelilerin ülkelerindeki zulüm, terör ve iç karışıklıklardan dolayı Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkeye sığındıkları bilinmektedir. Onlar bize misafirdir. Ve geçici koruma statüsüyle ülkemizde bulunuyorlar. Göçlerine neden olan vahim olaylar durulmadan, şiddet sahneleri durmadan bunları kapı dışarı etmek insanlıkla izah edilemez, inançlarımızla örtüşmez.

Türk milleti aranan, beklenen, özlenen, merhamet ve hoşgörüsüne ihtiyaç duyulan bir millettir. Biz ilkesel olarak ülkemizde geçici statüde bulunan yabancı ülke vatandaşlarının, güvenli ve huzurlu şekilde tekrar kendi ülkelerine gönderilmesinden yanayız.

'Ülke olarak demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız'

Ancak öncelikle göçe kaynaklık teşkil eden sıcak ortamın soğuması, sertliklerin yumuşaması, gergin atmosferin zayıflaması lazımdır. Bu vasat ortaya çıkmadan, bize sığınanları nasıl ateşe atarız? Nasıl ölüme terk ederiz? Şu da var ki, bayram münasebetiyle kendi ülkelerine gidebilenlerin, bu gidişlerinde sorun yaşamayanların geri dönüşlerine de lüzum yoktur.

Ülke olarak demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız. Nüfus istiklalimizi korumak mecburiyetindeyiz. Önümüzdeki 50 yıl, 100 yıl için demografik bir projeksiyon hazırlanmalıdır. Gelecekte nüfusun bileşenleri nasıl olacak? Anadolu coğrafyasındaki demografik dağılımın içeriği nasıl şekillenecek? Suriyeliler bize emanettir. Buna diyeceğim bir şey yoktur. Ama ilanihaye burada kalmaları mümkün değildir.

Vatandaşlarımızın sorun ve şikâyetlerinden birisi de budur. Gettolaşmaya, şiddet ve asayişsizlik olaylarının yayılmasına, huzursuzluğun genişlemesine müsaade edilmemelidir. Bir yanda ülkesi için canını ortaya koyanlar varken, diğer yanda sığındığı ülkenin plajlarında keyif sürenler doğal olarak maşeri vicdanda sorgulanmaktadır. Bu çelişki tepki toplamaktadır.

'Göç dalgası bizi zorlar'

Ülkemizde 500.000’e yakın Afgan mülteci olduğu tahmin ediliyor. Elbette önümüzdeki riskli ve tehlikeli süreçte göç dalgasının sınırlarımıza iyice dayanacağı, ülkemizi zorlayacağı görülüyor. Buna karşı tedbirli olmalıyız. Teyakkuz halinde olmalıyız. Bir derviş sabrıyla kozamızı örmeliyiz.

'Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır, demografik yapımıza kumpastır'

Bahçeli, "Ya Afganların gelişine ne diyorsunuz? Kitlesel bir göçten bahsediliyor" sorusunu da yanıtladı. "Afganistan’daki çatışma ortamı kızışmış haldedir. Bu ülkede belirsizlikler artmıştır. Kırılgan bir devlet yapısı gittikçe derinleşmektedir. Taliban son haftalarda bilhassa ülkenin kuzeyindeki vilayetlerde kontrol alanlarını genişletmiştir" ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:

"İlk aldığım bilgiler çerçevesinde söylersem, şu anda, Afganistan’daki toplam 398 ilçenin yarısından fazlasında Taliban hakimiyet kurmuştur. Diğerlerini ele geçirme mücadelesi de kanlı şekilde sürmektedir. Taliban hiçbir vilayet merkezinde egemen değildir. Fakat Eylül ayıyla birlikte şehir merkezlerine saldırıların yoğunlaşacağı ileri sürülmektedir. Türkmenistan, İran ve Tacikistan sınır kapıları Taliban’ın elinde. Özbekistan sınır kapısının düşmesi de an meselesi. Afganistan’da son zamanlarda özellikle sivilleri ve okul öğrencilerini hedef alan ve çok sayıda can kaybına yol açan terör eylemleri gerçekleşmiştir.

Son dönemde ülkelerini terk eden Afgan sayısı yüzde 50 artmıştır. Bana ulaşan bilgiler dâhilinde şu verileri paylaşmak isterim:

2015 yılında Afganistan kaynaklı düzensiz göç sayısı 35.921 iken bu rakam 2016’da 31.360’a gerilemiş, 2017’de 45.259’a çıkmış, 2018’de 100.841’e sıçramış, 2019 yılında da 201.437’ye ulaşmıştır.
Salgının da etkisiyle 2020 yılında Afgan düzensiz göçmen sayısı 50.161 olmuştur. Bu yılın Temmuz ayı ilk haftası itibariyle de, yakalanan Afgan düzensiz göçmen sayısı 25.643’tür.

Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır, demografik yapımıza kumpastır. Küresel ve bölgesel güçlerin bu düzensiz göçteki parmak izlerini iyi araştırmak gerekmektedir. Tehlike alarm verici düzeydedir. Yapılan tahminler kapsamında ifade edersem, yakın gelecekte 1,25 milyon Afgan’ın İran’a; 1,2 milyon Afgan’ın ise Pakistan’a geçmesi bekleniyor.

Asıl üzerinde durulması gereken risk ve tehdit ise bu göç hareketliliğinin nihai durağının Türkiye olacağı yönündeki yorum ve tahminlerdir."
31 Temmuz 2021 13:08
DİĞER HABERLER