Özel Harekatçı 7 polisin şehit düştüğü Cudi'de PKK elebaşı Bahoz Erdal'ın en önemli iki adamını kaybettiği ortaya çıktı.
Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan, Ocak'tan bu yana sesi soluğu çıkmayan Bahoz Erdal kod adlı PKK elebaşısı Fehman Hüseyin'in canını yakan gelişmeyi yazdı.
Emrindeki teröristlere sürekli kanlı eylem talimatları yapan Bahoz'un attığı intikam çığlıklarının sırrı çözüldü.
İşte Adem Yavuz Arslan'ın o yazısı:
Bahoz'un 'kollarını' kestiler!
Mart ayının son günlerinde Cudi'de düzenlenen operasyonda 7 Özel Harekâtçı şehit olmuştu.
Özel Harekât'ın yetişme tarzı, operasyon kabiliyeti düşünüldüğünde aynı anda 7 şehit verilmesi sıradan bir durum değil.
Zaten bölgeden aldığım bilgiler de o günlere ait gri alanların olduğunu teyit ediyor. Özellikle de operasyon gecesi ve bir gün sonrası yaşanan bir dizi tuhaflık var.
Fakat şunu da unutmamak gerekiyor.
Cudi'de operasyon yapılan yere 16 yıldır hiç girilmemiş. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye sınırları içerisinde bir bölgeye sizin askeriniz, polisiniz 16 yıldır ayak basmamış.
Yani bu operasyondan şehit vermeden çıkmak çok zor bir ihtimaldi ama 7 şehidin verilmesi, bir o kadar da yaralının olması üzerinde durulması gereken bir konu. Edindiğim bilgiye göre de bu konuda detaylı bir inceleme var. Ancak bu olumsuz örnek bölgedeki uyumu da gözden kaçırmamalı.
Daha önce devletin istihbarat kurumlarından gönderilen nokta tespitlere bile duyarsız kalanlar oldu.
Asker-polis uyumu üst seviyede
Hatta Şırnak-Hakkâri kırsalında 'arkadaşlarım içeride iken ben neden PKK'ya karşı mücadele edeyim' görüşünde olanlar vardı.
Şimdi ise çatışmaya giren, el bombası atan rütbeliler var.
Tabii bu durum örgüt açısından tehlike çanlarının çalması demek. Çünkü kar kış demeden operasyon yapan jandarma ve Polis Özel Harekât Timleri bölgeyi örgüt için güvenli alan olmaktan çıkartıyor.
Bazılarına bu ifadeler hamasi gelebilir.
Ama devletin resmi raporlarına giren ifadeler, bölgeden edindiğim bilgiler yaşananları teyit ediyor.
Mesela temmuz sonundan bu yana devam eden etkili hava akınları nedeniyle başta Karayılan olmak üzere kritik yöneticiler ortalıkta gözükmüyor.
Nevruz kutlamalarına bile çıkmadılar.
Çünkü hem Amerika'dan gelen Predatörler hem de mevcut Heronlar etkili görüntü istihbaratı sağlıyor.
Yani kamplar arasında kalabalık gruplar halinde intikal mümkün değil.
GES komutanlığının MİT'e devrinden sonra daha da güçlenen elektronik istihbarat artık telsiz hareketlerini daha yakından izliyor. Bu yüzden özellikle yönetici takımı telsiz taşımıyorlar.
Grupların bölünmesi ve elektronik haberleşmenin azaltılması da örgütün hareket alanını daralttı.
Bu durum da geniş çaplı eylemlerin hazırlık ve icra süreçlerini zorlaştırıyor. Nitekim 'cellat' olarak bilinen Bahoz Erdal da bu hava akınlarında yaralanmış ve Suriye'de tedavi olmuştu.
4 Ocak'tan bu yana sesi çıkmayan Bahoz Erdal önceki gün ortaya çıktı. Hakkâri'nin güneyindeki PKK kamplarında bulunan Erdal telsizden intikam çağrıları yapıyor.
Hatta "Kar kış bahanesi istemiyorum. Mağaralarda kimse kalmayacak. 3-4 kişilik gruplarla saldırı yapın" dediği teknik takibe takıldı.
Bahoz'un tedavi olup ortaya çıkması, Hakkâri'nin hemen dışındaki kamplarda görülmesinin sırrı ise 7 şehit verdiğimiz Cudi Operasyonu'nda...
Yardımcısı öldürülünce Bahoz ortaya çıktı
Çünkü o operasyonda Bahoz Erdal'ın sağ kolu sayılan Sadık kod adlı PKK'lı öldürüldü. Yine Bahoz'un kurmay heyetinden ve aynı zamanda Sadık'ın da yardımcısı olan Refik de ölü ele geçti.
8 PKK'lının öldürüldüğü, birinin de canlı yakalandığı Cudi Operasyonu'nda ölenlerden Torhildan, Sason ve Fırat'ta PKK'nın özel kuvvetleri sayılan Öz Savunma Birlikleri'nden.
Bölge komutanı olan Sadık ve Cudi sorumlusu Refik ise Bahoz gibi Suriyeli ve 1990'lı yılların ilk yıllarından bu yana bölgedeler. Mayınlama, eylem talimatları, eylemlerin koordinasyonları Sadık tarafından yapılıyordu.
Yani son Cudi Operasyonu Bahoz'un ve örgütün fena halde canını yaktı. Güvenlik bürokrasisi riskin farkında fakat 'sağ kolunu aldığımız Bahoz'un kendini de alacağız' diyorlar.
Bölgenin ve başkentin nabzını tuttuğumuzda şöyle bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
Kimsenin Kürt sorununu silahla çözmek gibi bir derdi yok. Ama Kürt sorununun çözümü için PKK'nın silahlı kanadının bertaraf edilmesi gerekiyor.
Bazılarının 'güvenlikçi yaklaşım' dediği konsept ise 'sorunu çözmek değil, çözüm için zemini hazırlamak amacıyla' oluşturuldu.
O yüzden bu konseptin parçası olarak PKK'nın lider kadrosunun işi bitirilmeden operasyonlar durmayacak. Aralık ayının son günlerinde bu konuda 'devlet kararı' alındığını da hatırlatalım.
BUGÜN