Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, otomotivde Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) ile Özel Tüketim Vergisiyle (ÖTV) ilgili bugün itibariyle alınmış bir vergi artışı kararının söz konusu olmadığını bildirdi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Bakanlık bahçesine kurulan elektrikli otomobiller için şarj istasyonunun açılışını gerçekleştirdi.
Açılışta bir konuşma yapan Ergün, Türkiye'de kamu kurumları olarak ilk defa tam elektrikli bir otomobilin kullanımınına ilişkin önemli bir adım atarak bakanlığa elektrikli şarj istasyonu kurduklarını bildirdi. Bakanlığa ilk etapta 5 adet elektrikli otomobil (Renault Fluence) alınması için sipariş verildiğini bildiren Ergün, bu otomobillerin kullanımının ise ilerleyen günlerde başlanacağını kaydetti. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla özel sektör kuruluşlarının bu teknolojiyi kullanarak söz konusu teknolojinin gelişimini destekleyeceklerini ifade eden Ergün, bir ülkede yeni teknolojinin gelişimi için o ülkenin iç potansiyelinin en önemli unsurlardan biri olduğunu söyledi.
-''İHRACATTA BİR NUMARALI KALEM OTOMOTİV SEKTÖRÜ''-
Türkiye'nin ihracatında bir numaralı kalemi otomotiv sektörünün oluşturduğuna işaret eden Ergün, Türkiye'nin orta ve ileri teknolojilerde Avrasya'nın üretim merkezi haline getirme hedefine ulaşmada otomotiv sektörünün de önemli bir rolü olacağını anlattı. Sadece Türkiye iç pazarının önümüzdeki birkaç yıl içinde otomotiv satışları itibarıyla 1 milyon rakamına ulaşacağını belirten Ergün, bu nedenle iç pazarda üretim yapan otomobil firmalarına yeni modeller üretmelerini ısrarla tavsiye ettiklerini söyledi. Türkiye iç pazarına otomobil satan ama Türkiye'de üretim yapmayan ilk üç, dört firma ve markaya Türkiye'de üretim yapmalarını ısrarla tavsiye ettiklerini tekrarlayan Ergün, bu firma ve markaları yatırım yapmaları için Türkiye'ye davet ettiklerini bildirdi.
Otomotiv teknolojisinde elektrikli araçların yeni bir adım olduğunu ve bu konuda daha alınması gereken yollar, mesafeler bulunduğunun farkında olduklarını da belirten Ergün şunları kaydetti:
''Gerek pil teknolojisi konusunda, gerek hız konusunda, gerek şarj süreleri ve pilin ömrü konusunda alınacak mesafeler, atılacak adımlar var. Bunun farkındayız. Ama her şey hızla ilerliyor. Bu teknolojiyi Türkiye'de geliştirmek konusunda önemli bir başlangıç yaptığımız kanaatindeyim. Bu başlangıcı yaparken Türkiye'de Fluence otomobillerin üretimi hem iç pazara, hem de dünya pazarlarına satışı gerçekleşmiş oluyor. Bunu gerçekleştirirken hukuki atyapıyı oluşturduk. Üretim, servis kullanım için her türlü teknik ve hukuki altyapı oluşmuştur. Elektronik araçlara dönüşüm içinde teknik ve hukuki altyapı oluşturulmuştur. Bundan sonra hızlı bir şekilde elektrikli araçların daha fazla üretimi, kullanımı ve elektrikli araçlara dönüşüm için çalışmalar hızlanmış olacaktır.''
Daha sonra soruları yanıtlayan Ergün, bir gazetecinin kredi faiz oranlarındaki artışının otomobil satışlarına etkisinin ne olacağını sorması üzerine, kredi faiz oranlarına ilişkin bir takım beklentilerin fazla konuşulmasının otomobil tüketiminde talebin öne çekilmesi gibi bazı sonuçlar doğurabildiğini söyledi. Son zamanlardaki yoğunluğun bundan kaynaklandığının düşünülebileceğini anlatan Ergün, ancak Merkez Bankasının faiz oranlarını artırmamasına dikkat çekti. Esas itibarıyla da faiz oranlarını bir politika aracı olarak çok yoğun şekilde kullanmanın doğru olmadığını belirten Ergün, faiz oranlarının yükseltilmesini ve bir temel politika aracı olarak kullanılmasını tasvip etmediklerini kaydetti.
-''ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE ÖNEMLİ BİR FAİZ ARTIŞI BEKLENTİSİ ÇOK GERÇEKÇİ DEĞİL''-
Bu çok istisnai olarak başvurulması gereken bir durum olduğunu ifade eden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Esas amacımız piyasada reel faiz oranlarının özellikle çok düşük olması, sıfıra yakın bir noktada olması şeklindedir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinde önemli bir faiz artışı beklentisinin çok gerçekçi olmadığı kanaatindeyim. Yalnız bu tür yazılanlar, çizilenler vatandaşların talebini öne çekmesi gibi sonuçlar doğurabiliyor. Talebin çok öne çekilmesi de her zaman çok sağlıklı bir şey değil açıkçası. Üretimde yığılmalara da yol açıyor. Bu sefer fiyatların üzerinde başka türlü, yoğun talep artışından dolayı fiyat üzerinde de tepki meydana getirebiliyor. Dolayısıyla dengeli bir şekilde konuyu izlemek daha doğru bir yaklaşım.''
İstanbul'da dün yaptığı bir konuşmada otomotivde KKDF ve ÖTV de bir artış yapılmayacağını söylediğinin hatırlatılması üzerinde Bakan Ergün, şunları kaydetti:
''Biz seçimden çıktık. Önümüzdeki hafta muhtemelen yemin töreninden sonra yeni hükümetin görevlendirilmesi gerçekleşecek. Seçim öncesi dönemde Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK) veya hükümette vergi artışıyla ilgili herhangi bir alınmış karar söz konusu değil. Yeni bir hükmet de henüz kurulmadı. Dolayısıyla seçim sonrasında da EKK toplanıp bu konuları değerlendirip yeni bir vergi artışı kararı almış değil. İfade ettiğim şey budur. Yeni hükümet kurulacak ekonomik olaylar, gelişmeler yeniden değerlendirilecek. O değerlendirmeler çerçevesinde ortaya çıkacak değerlendirmelere bakmak lazım. Bu gün itibariyle alınmış bir vergi artışı kararı söz konusu değildir. Benim ifade ettiğim şey budur...''
-''OTOMOTİVDE İTHALATÇI POZİSYONU DÜŞMEK İSTEMİYORUZ''-
Otomotiv sektörüyle ilgili bazı rakamlar veren Ergün, otomotivi de ithalatçı pozisyonuna düşmek ve orada kalmak istemediklerini dile getirirken, ancak bunu sağlamanın tek yolunun ise vergi artışlarıyla ya da kredi faiz artışlarıyla ithalatın önüne geçmek gibi politikalar olmadığını bildirdi.
Burada izlenmesi gereken yolun vergi artırmaktan ziyade ürün çeşitliliğini artırmak olduğunu belirten Ergün, bütün fabrikalar ve üretici firmalardan ürün çeşitlendirmesine gitmelerini istediklerini söyledi. Türkiye'deki otomobil talebinin yüksek olduğunu ve giderek de yükselmeye devam ettiğini belirten Ergün, şu anki ürün çeşitlerinin bu talebi karşılamaya yetmediğini anlattı. Türkiye'de 13-14 çeşit otomobil üretildiğini, ancak içeriye 100 çeşit otomobil girdiğini belirten Ergün, üzerinde yoğunlaşılanların ise 15-20 marka otomobil olduğunu bildirdi.
Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
'''Bu 15-20 tane markayı, daha fazla çeşit otomobil üretmeye, Türkiye'de üretmeye davet ediyoruz. Ürünlerinin çeşitliliğini arttırmasını istiyoruz. Hiç üretmeyenlerin özellikle ilk 3-4 sırada olan mesela Ford'a davet yaptık. 50 binden fazla Türkiye'de otomobil satışı var. Fakat Türkiye'de otomobil üretimi yok. Hafif ticari ve ağır ticari araç üretimi var. Mutlaka otomobil üretimi, yatırımı yapması için onu Türkiye'ye yatırıma teşvik ediyoruz. Opel gibi markalar, Volkswagen gibi markalar Türkiye'de çok satan markalar. İlk üç sırayı paylaşan bu markaların Türkiye'de muhakkak yeni dönemde birkaç çeşit otomobil üretmesinin Türkiye'nin ihracatçı pozisyonunu koruması ve güçlendirmesinde iç talebin bu üretimlerle karşılanmasında en önemli rolü oynayacağına inanıyoruz. Yani vergi artışından ziyade çeşit artışı, yatırım artışı ve yeni markaların artışını sağlamak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.''
-BAKAN ERGÜN TEST SÜRÜŞÜ YAPTI-
Bakan Ergün'ün, Renault Fluence'u marka otomobili şarj istasyonunda sembolik olarak şarj etmesinin ardından, aynı otomobille bir test sürüşü gerçekleştirdi. Bakanlık çevresinde bir süre otomobili kullanan Ergün, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Otomobili nasıl bulduğunun sorulması üzerine Bakan Ergün, söz konusu otomobilin bütün üretim ve test safhalarından geçen tam elektrikli bir otomobil olduğuna dikkat çekerek, bütün projeksiyonlarının da üretim ve kullanıma göre gerçekleştirildiğini anlattı.
Otomobilin içinde klima ve radyo sesinden başka bir ses duyulmadığını belirten Ergün, motor sesi olmadığı için aşırı sessizlikten şikayet bulunduğunu kaydetti.
Bu yüzden aşırı sessizlikle ilgili bazı çalışmalar yapıldığını belirten Ergün, ''başlangıçta bir aküyle 140 kilometre kadar gidilebiliyordu. Fakat daha sonra hem geri elektrik kazanımı hem de akünün ömrünü uzatmayla ilgili Ar-Ge çalışmaları şimdi 215 kilometreye kadar ömrü çıkarmış oldu'' dedi. Otomobil'in gerçekten çok hızlı hareket edebilme özelliğine sahip olduğunu, gaza ani yüklenilmesi halinde yüksek hızlara ulaşılabildiğini belirten Ergün, ''Tabii şu anda hız sınırlaması var. 135 kilometreden fazla hız yaptırmıyor. Bir elektronik sistemle hız kesici devrede ve 135 kilometreyi geçemiyorsunuz. Biz de geçemedik. Denedik yani. Acaba ne kadar hız yapabiliriz diye sınırları zorladık'' diye konuştu.
Otomobilin kullanılması son dere kolay ve konforlu olduğunu belirten Ergün, elektrikli otomobillerin gelecekte herkesin kullanımı için iyi bir tercih olacağını belirtirken zaman içerisinde bu konuda çok değişik modellerin ortaya çıkacağını kaydetti.
Söz konusu otomobilin Türkiye'de üretilen ilk elektrikli otomobil olduğuna dikkat çeken Ergün, diğer markalarında hızlı bir şekilde yeni veya mevcut markanın değişik modellerinin elektriklisini piyasaya çıkaracağından emin olduğunu kaydetti.
-''BEN ŞAHSIMA ALIRIM''-
Bir gazetecinin ''Satışa sunulduğunda siz kendiniz de alacak mısınız'' diye sorması üzerine Ergün, bakanlık olarak zaten 5 adet aldıklarını söyledi. Aynı gazetecinin ''Kişisel olarak alacak mısınız'' demesi üzerine de Ergün, ''ben şahsıma alırım. Şu sürüşten sonra şahsıma elektrikli aracı gerçekten alırım'' dedi.
Aracın maiyetinin sorulması üzerinde Ergün, şunları kaydetti:
''Üretim maliyetleri elbette biraz daha farklı olabilir ama dikkat ederseniz biz elektrikli araçlarda özel tüketim vergisiyle alakalı düzenlemeler yaptık. Yani yüzde 37 olan normal araçlardaki vergiyi yüzde 3 olarak elektrikli araçlarda kullanıyoruz. Dolayısıyla yüzde 34 gibi bir maliyet avantajını teşvik amacıyla vergiden zaten ortaya çıkartmış olduk. Ama esas bunun kullanımda çok ciddi bir maliyeti var. Yani 100 kilometreyi bir dizel araçta 25-30 liraya giderken bununla 2,5 liraya gidiyorsunuz. 25-30 lira yerine 2,5-3 lira gibi bir kullanım maliyeti, müthiş bir ekonomi. Esas ekonomi bunun kullanımı sırasında ortaya çıkacak. Dolayısıyla elektrikli araçlar önümüzdeki yılların en popüler araçları olacak. Bunu görüyoruz. Zaten bir projeksiyon var. 10-15 yıl içinde her 4-5 araçtan biri elektrikli araç olarak piyasada kullanılacak.''
Bakan Ergün, söz konusu aracın evde de şarj edilebileceğini belirtirken bunun maliyetinin ise ev elektriği fiyatından olacağını kaydetti. Elektrikli otomobillerdeki ÖTV'sini düşürdüklerini de anımsatan Ergün, bu araçların yaygınlaşması halinde bunun vergisinin arttırılmasına yönelik bir politikanın doğru olmayacağını bildirdi.
-MEVCUT OTOMOBİLLER ELEKTRİKLİĞE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLECEK-
Sorular üzerine akünün maliyetinin otomobilin maliyeti içinde yer alacağını, akü için ayrı bir para ödenmesinin söz konusu olmayacağını belirten Ergün, mevcut otomobillerin tam elektrikli otomobillere dönüştürülmesi için bir takım kurumların çalışmalar yürüttüğünü, bunu yapmanın da mümkün olacağını bildirdi. Bunun teknik ve hukuki altyapısını da hazırladıklarını belirten Ergün, bu işlem için yetkilendirilmiş kuruluşlar olacağını anlattı. Ergün, normal otomobillerin elektrikliye dönüştürülmesinin maliyetinin ise 3-4 bin lirayı bulacağını bildirdi.
-RENAULT MAİS GENEL MÜDÜRÜ AYBAR-
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar'da konuşmasında elektrikli otomobillerin dünya yollarına çıkacaklarını söyledi. Daha sonra soruları yanıtlayan Aybar, seri üretime bir kaç ay içinde başlayacaklarını bildirdi. Aybar, Renault Fluence'in elektriklisini ağırlıklı olarak dünya pazarları için üreteceklerini kaydetti. Elektrikli otomobillerin diğer otomobillerden elektrikli olması dışında bir farkı bulunmadığını belirten Aybar, ancak bu otomobillerde periyodik bakıma ihtiyaç olmadığını söyledi. Aybar, akünün 8 yıl boyunca tam fonksiyonlu ve verimli çalışabildiğini belirtirken kayış, yağ, filitre değişiminin söz konusu olmadığını bildirdi. İbrahim Aybar, akünün arabanın kullanılacağı yıllar boyunca firmanın garantisi altında olacağını kaydetti.
Vatandaşların hiçbir şekilde aküyle ilgili bir maliyete katlanmayacağını belirten Aybar, akü için aylık belli bir abonman ücreti dışında para ödenmeyeceğini bu abonman ücretinin ise Avrupa'da aylık 79 avro olduğunu bildirdi. Türkiye'de uygulanacak aylık abonman bedelinin önümdeki aylarda belli olacağını belirten Aybar, bu rakamın TL olarak alınacağını ve mütevazi bir rakam olmakla birlikte zaman içinde ekonominin koşullarına ve rekabet şartlarına bağlı olarak değişebileceğini bildirdi.
Akü abonman ücretinin Avrupa'nın altına olup olmayacağının sorulması üzerine de Aybar, Avrupa ile aynı mertebelerde olacağını söyleyebileceğini kaydetti.
(ÖZK-MTN)24.06.2011 16:08:35