Bakan Yılmaz: Suriye meselesi kalkınma krizine doğru nitelik değiştiriyor

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Suriye meselesi ile ilgili karşı karşıya kalınan durumun zaman ilerledikçe bir kalkınma krizine doğru nitelik değiştirdiğini söyledi. Yılmaz, "Türkiye'de doğan, hayata gözlerini açan on binlerce çocuk var. Eğitim ve sağlık ihtiyacı olan bir nüfus var. Geleceğe kendisini hazırlamak durumunda olan mesleki anlamda beceri kazanmak durumunda olan bir nüfus var. Bütün bunlarla birlikte baktığımız zaman mesele artık kalkınma perspektifini gerektirir hale gelmiş durumda." dedi.

Kalkınma Bakanlığı, GAP İdaresi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliği ile yürütülen 'GAP Bölgesi'nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımının ve Enerji Verimliliğinin Arttırılması Projesi' kapsamında uygulanacak olan, 'Sanayide Enerji Verimliliğinin Arttırılması Pilot Uygulamaları Mali Destek Programı'nda tanıtıldı. Enerji verimliliği ile ilgili bilgi alışverişinin yapıldığı toplantı sonrası projeler imzalanarak, hayata geçirilmesi noktasında adımlar atıldı. Bununla birlikte Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (GAP BKİ) Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), UNDP tarafından Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep Sanayi Odası'nın ortaklığı ve Avrupa Birliği (AB)'nin finansmanıyla yürütülen 'GAP Bölgesinde Suriye Krizinin Etkilerinin Azaltılması Projesi'nin de protokol imza töreni gerçekleştirildi.

BAKAN YILMAZ: SURİYE KRİZİNDEN EN FAZLA ETKİLENEN ÜLKELERDEN BİRİ TÜRKİYE

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Suriye'de 5 yılı aşkın süredir kriz ve çatışma ortamının devam ettiğine dikkat çekti. Türkiye'nin de bu ülkeyle 900 kilometrelik sınırı olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Dolayısıyla bu krizden en fazla etkilenen ülkelerden biri Türkiye. Güvenlik riskleri bakımından, ekonomik bakımdan, mülteci meselelerinde bir çok açıdan bu krizden etkileniyoruz. Ancak Türkiye'nin bu konuda bütün dünyaya, insanlığa örnek olacak bir performans, duruş sergilediğini de ifade etmek isterim. Tarihimize altın harflerle geçecek bir tecrübe ortaya koymuş durumdayız. İnsani açıdan çok önemli bir ifa etmiş durumdayız. Dünyadan bugüne kadar yeterli desteği maalesef aldığımızı söyleyemeyiz. Bu tür sorunlar bütün insanlığın sorunudur. Sadece komşu ülkelerin, bölgenin sorunu değildir. Küresel bir sorundur. Aslında uluslararası hukuk da bütün dünyanın bu soruna eğilmesini gerektirir." diye konuştu.

"DÜNYADAN YETERİNCE DESTEK GÖRMEDİK"

Bugüne kadar Suriye meselesiyle ilgili olarak dünyadan yeterince destek görmediklerini kaydeden Yılmaz, şunları kaydetti: "Son zamanlarda daha olumlu yönde bir tartışma olduğunu da görüyoruz. Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere konuya daha fazla ilgi görüyoruz. İnşallah bu eğilim devam eder. Daha fazla ilgi ve destek ortaya konur. Suriye meselesiyle ilgili, oradan göç etmek zorunda kalan insanlarla ilgili durum şuanda nitelik değiştiriyor. Bunun da altını çizmek isterim. Artık karşı karşıya kaldığımız mesele acil insani müdahalelerde bulunması gereken meselenin ötesine geçmiş durumda. Zaman ilerledikçe insani bir krize, bir kalkınma krizine doğru nitelik değiştirdiğini ifade etmek isterim. Türkiye'de doğan, hayata gözlerini açan on binlerce çocuk var. Eğitim ihtiyacı olan bir nüfus var. Sağlık ihtiyacı olan bir nüfus var. Geleceğe kendisini hazırlamak durumunda olan mesleki anlamda beceri kazanmak durumunda olan bir nüfus var. Bütün bunlarla birlikte baktığımız zaman mesele artık kalkınma perspektifini gerektirir hale gelmiş durumda. Bu anlamda imzalayacağımız projenin önemli olduğunu düşünüyorum."

"SURİYELİ MİSAFİRLER BELEDİYELERİN ALT YAPILARINI ZORLAYACAK DÜZEYDE ETKİDE BULUNUYOR"

Projeyi gerçekleştirdiklerinde özellikle hizmet sektöründe mesleki eğitim ve beceri boyutunu ele alacaklarını vurgulayan Yılmaz, "Sanayi sektöründe yine mesleki eğitim ve geliştirme boyutunu ele alacağız. Entegre katı atık yönetiminde yerel yönetimlere sunulacak destekler var. Bunlar işin gerçekten çok daha kapsamlı şekilde ele alınması gerektiğini gösteren boyutlar. Gelen misafirlerimiz yerel hizmetler noktasında belediyelerimizin alt yapılarını zorlayacak düzeyde bir etkide bulunuyorlar. Özellikle Kilis gibi illerimizde nüfusun üstünde misafir nüfus, ilin mevcut alt yapısıyla hizmet görüyor. Bu alt yapıları bizim mutlaka dikkate almamız ve geliştirmemiz gerekiyor. Diğer taraftan gerek bu illerimizdeki vatandaşlarımızın gerekse gelen misafirlerimizin mutlaka belli eğitimlerden istifade etmesi gerekiyor. Bu eğitimlerle geleceğe hazırlanması gerekiyor. Bu noktaları içeren önemli bir projenin imzasını gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

"ZALİM REJİM DEVAM ETTİĞİ MÜDDETÇE DÜNYA BU SORUNLA KARŞI KARŞIYA KALMAK DURUMUNDA"

Olayın insani ve kalkınma boyutunun yanında kökenine de inilmesi gerektiğinin altını çizen Bakan Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: "O da siyasi boyut. Suriye'deki zalim rejim devam ettiği müddetçe orada insanlar can emniyetine sahip olmadıkları sürece maalesef ülkemiz de bölgemiz de bütün dünya da bu sorunla karşı karşıya kalmak durumunda. Çevre illere göç eden insanlar dışında Suriye içinde de yerinden edilmiş milyonlarca insan var. Dolayısıyla yeni risklerle de karşı karşıya olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Bu çerçevede meselenin asıl çözümü, Suriye'deki siyasi çözümdür. Suriye halkının arzu ettiği bir yönetimin oluşması ve o çerçevede Suriye'de barışın, huzurun, istikrarın sağlanmasıdır. Bu olmadığı sürece maalesef insani yardımlar da kalkınma yardımları da bir ölçüde bu sorunları hafifletebilir." CİHAN
11 Aralık 2015 14:21
DİĞER HABERLER