Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Adana Sheraton Otel'de düzenlenen "Türkiye İnovasyon Haftası" ödül törenindeki konuşmada, dünyadaki gelişmeleri ve yenikleri anlatırken, hayatından örnekler verdi. Bakan Zeybekçi, "Biz çok şanslı bir nesiliz. Bir her şeyi gördük. Ben köyde yalın ayak koştururken, belki 2000 sene, 1000 sene önce atalarımızın, dedelerimizin gördüğü her şeyi gördük." dedi.

Dövende harman dövmeyi ve onu yaba ile savurmayı gördüğünü anlatan Zeybekçi, "Hayvanların çektiği harman döven düvene bindim. Sonra tanesini ayırmayan patozları; harman dövme makinelerini gördüm. Demir sabanla ben atla çift sürdüm. Tanesini ayırmayan harman makinesinden sonra tanesini ayıran harman makinesini, sonra biçer döveri; biçer döverin en elektronik halini; bunların hepsini gördüm. Basit makineleri gördük. İlk defa elektrikli makineler kullanıldığında bizim ustalar bunu hiç hoş karşılamadı. Ondan sonra devasa, oda şeklinde hafızası olan bilgisayarları gördük. En son sizlerin gördüğü her şeyi gördük. Onun için biz çok şanslıyız. Biz her iki tarafı da biliyoruz. İnovasyonla ilgili maceramız sizden daha farklı. Bizim hayal gücümüz daha fazlaydı. Biz hayallerimizle ürettiğimiz dünyada kendi kendimize oynayabilirken, şimdiki nesiller başkalarının hayalleriyle oluşturulan dünyada ancak oynayabiliyorlar. Ve sınırlar daraldı. Burayı aşmak lazım. Belki gelecek nesillerimizin en önemli tehlikelerinden birisi bu." diye konuştu.

"ÇOK KÖTÜ BİR LAFTIR O; 'ÇOK MAL HARAMSIZ, ÇOK LAF YALANSIZ OLMAZ' DERLER"

Bilim dünyası ile üretim dünyası arasında devasa bir uçurumun bulunduğuna dikkat çeken Nihat Zeybekci, başta siyaset olmak üzere her yerde inovasyonu yapmak gerektiğini vurguladı. Zeybekci, şöyle devam etti: "Bugüne kadar bizim neslin yaşadığı diğer bir şey vardır. 'Ne kötüdür o siyaset, en az güvenilen kurum siyasettir. En az güvenilen insanlar siyasetçilerdir' diye yıllarca bizi kandırmışlardır. Onu söyleyenler, 'Türkiye siyaseti tu kaka' diyenler, Türkiye'de siyasette 'en az güvenilen kurum' diyenler, siyasetçiye ve TBMM'ni bu ülkenin en yüce kurumunu; 'en az güvenilir kurum' diye lanse edip de, en çok güvenilen kurumları maalesef bugüne kadar başka alanlarda gösterenler, aslında bu ülkeye ve millete; 78 milyona şunu söylüyor: Ey millet; sizin içinizden çıkan bu siyaset kurumu da aynen sizin gibi. Biz sadece siyasetçilere söylendiği için üzerimize alınmıyoruz. Milletin içinden çıktı olanlar. Ülkedeki tüm siyasetçiler, sadece 550 milletvekili değil; belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, muhtarlar, il genel genel meclis üyeleri, il başkanları, il yönetimleri, partilerin...Tüm sistemde inovasyon; her alanda, hükümette, her bakanlıkta, üniversitede, YÖK'te. Genç kardeşlerimize söylüyorum: Çok kötü bir laftır o. 'Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz' derler. Onun için de üniversitelerimiz, bilim insanlarımız, reel sektörden, özel sektörden, üretimden; Türkiye'nin sanayicilerinden, ihracatçılarından, ticaret erbabından, varlıklı kesimlerinden hep genelde uzak durmak gibi bir tercihte bulunmuşlardır. Halbuki tam tersi olmalı; iç içe olmalıyız. Üniversite ile sanayi iç içe beraber olmalı."

"7.6 YIL BİZİM İÇİN ÖYLE ÖVÜNÜLECEK, ZAFER ÇIĞLIKLARI ATILACAK BİR DEĞER DEĞİL"

Türkiye'nin 1980 yılındaki ortalama eğitim süresinin 3 yılın altında olduğu anlatan Zeybekci, aynı Türkiye'nin 2002'de ortalama eğitim süresinin 4 yıla çıktığını hatırlattı. Zeybekci, şunları söyledi: "1980'lerden 2002'ye kadar 2.8'lerden 4 yıla çıkmış. Muhteşem bir başarı söyleyeyim, size. 2014 yılı sonu itibariyle 7.6 yıla çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı veya hükümet olarak muhteşem başarımızla her yerde bunu anlatsak, herhalde hakkımızdır. Ama bakın, 7.6 ortalama eğitim süremiz bu Kore'de 11.8 yıl, Finlandiya'da 13 yıl, Avrupa Birliği ortalaması 12.2 yıl, Almanya 12.5 yılın üzerinde, Japonya'da 13.8 yıl.. 7.6 yıl bizim için öyle övünülecek, zafer çığlıkları atılacak bir değer değil."

Bakan Nihat Zeybekci, konuşmasının ardından sanayici, iş adamı ve ihracatçılara ödüllerini takdim etti.
CİHAN