Balyoz davasında sanıkları serbest bırakan mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı. Darbe planının kaynağını sıkıyönetim kanunu olarak gösterdi. ‘İstanbul üzerine çökme’ sözlerini sıkıyönetim yetkisi kapsamında değerlendirdi. Suç için darbenin tamamlanması gerektiğini öne sürdü.
İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 236 Balyoz sanığı hakkında verdiği beraat kararının gerekçesini açıkladı. Skandal tespitlerin yer aldığı kararda darbe döneminde uygulanan Sıkıyönetim kanununa atıflar yapılarak sanıkların aklanması dikkat çekti.
Gerekçeli kararda "Yargılamanın yenilenmesi aşamasında elde edilen deliller doğrultusundaT teslim edilen 11 ve 17 nolu CD'lerin sahte olarak oluşturulduğu kesin olarak tespit edilmiş, mahkumiyet hükmüne esas alınan diğer tüm dijital delillerin de sahte olarak oluşturulduğu yönünde kuvvetli şüphe oluşmuştur" ifadeleri yer aldı.
Mahkeme, Balyoz seminerinde konuşulan “İstanbul’un üzerine çökme” ve bazı belediye başkanlarının isimleri zikredilerek tutuklanacakları yönündeki konuşmaların sıkıyönetim kanununa uygun olduğunu belirtti. Sıkıyönetim kanunlarının askerlere kamu görevlilerini görevden alma, yerlerine yeni kişileri atama yetkisi verdiği savunuldu. Bu skandal hüküm, darbe suçuna adeta yasal zırh getiriyor.
Çetin Doğan’ın da aralarında olduğu 236 sanık Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararının ardından geçtiğimiz ay jet hızıyla beraat etmişti. 7 bölümden oluşan gerekçeli kararın 6 kısmında sanıkların eski savunmalarına yer verildi. Daha sonra alınan yeni bilirkişi raporları sıralandı. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın eski açıklamaları es geçildi. Aytaç Yalman gazeteci İsmail Küçükkaya’ya “Darbeyi ben engelledim.” şeklinde açıklama yapmıştı. Özkök ve Yalman’ın “Muhtemel darbeye karşı çıkmaları ve bunu engellemek için çaba göstermeleri gibi bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.” yorumunda bulundu.
MAHKEME SIKIYÖNETİM KANUNUNA SARILDI
Mahkeme, sanıkların seminerde kullandığı skandal ifadelerin yasaya uygun olduğunu savundu.
Seminerde konuşulan Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo’yu ise ‘Türkiye’nin irticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin yarattığı iç tehdit ve dış tehdidin bir araya gelmesi’ olarak tanımladı.
Sanıklardan Çetin Doğan’ın Pendik, Yakacık ve Ümraniye belediye başkanlarının kontrol altına alınacağı yönündeki konuşması için, “Her ne kadar seminerlerde isim belirtilmemesi gerekiyor ise de, bunu belirtmiş olmasının sanıkların darbe yapma hazırlığında olduklarını göstermeyeceği düşünülmüştür.” ifadeleri kullanıldı.
Sanıklardan Mehmet Kaya Varol’un, bütün basın yayın kuruluşları kontrol altına alınacağı ve rejim aleyhtarı yayın yapanların kapatılacağı, Tuzla Belediye Başkanı İdris Güllüce ve Sultanbeyli belediye başkanının görevden alınarak yerlerine tespit edilen personelin getirileceği konuşması içinse mahkeme “Sıkıyönetim ilan edilmesi haline ilişkin olarak Sıkıyönetim Kanunu kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmüştür.” yorumunu yaptı.
Mahkemenin sarıldığı sıkıyönetim uygulaması Anayasa’nın 122. maddesinde yer alıyor. Bu, olağanüstü durumlarda Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından 6 ayı aşmamak üzere belli bölgelerde ilan edilebiliyor.
İSTANBUL’UN ÜZERİNE ÇÖKME YASAYA GÖRE MÜMKÜN
Gerekçeli kararda Şükrü Sarıışık’ın “İstanbul’un üzerine çökerim. Belediye başkanıymış, savcıymış, hakimmiş, kaymakammış” açıklamasına da skandal bir savunma getirildi. Buna göre Sıkıyönetim Uygulamaları Yönergesi’nin 2’nci bölüm 3’üncü kısım 12’nci maddesinde belirtilen ‘kamu kuruluşlarında çalışanlar hakkında düzenini bozucu eylemlerde bulunanların yerini değiştirme, tayin etme ve işten el çektirmek için tekliflerde bulunma ve yasal işlemler yapma’ yetkisine sahip olduğu savunuldu.
SUÇ OLMASI İÇİN DARBENİN TAMAMLANMASI GEREKİRDİ!
Mahkeme seminerde bazı sanıkların dönemin hükümetini eleştirdiğini, uyarılması gerektiğini belirtip bunların amacını aşan konuşmalar olduğunu savundu ancak bunların darbe için yeterli olmadığını savundu. Darbe olması için “Daha ileri aşamaya geçilmesi, en azından bir araya gelinerek darbe yapılması konusunda maddi olgularla desteklenecek şekilde bir anlaşmaya varılması gerekmektedir.” denildi.
Zaman'ın haberine göre, mahkeme bazı sanıklar açısından “emre itaatsizlik” ve görevi kötüye kullanma suçunun olabileceği ancak bu suçlar için zamanaşımının dolduğunu savundu.
Zaman