Bölgedeki hastanelerde büyük yoğunluklar yaşanıyor. Yetkililer kan bağışı için çağrıda bulundu. Askeri hastaneler de yaralıların tedavisi için yardımda bulunuyor.

Cumartesi akşamı yerel saatle 21.00'de başlayan yangının ardından, yüzlerce itfaiyeci, polis ve gönüllü olay yerine ulaştı.

Görevliler yangını söndürmeye çalışırken, alanda büyük bir patlama meydana geldi. Kurtarma ekipleri alevler içinde kalırken, birçoğu da patlamanın şiddetiyle havaya uçtu.

AFP haber ajansına konuşan TIR şoförü Tofael Ahmed, "Patlama beni bulunduğum yerden yaklaşık 10 metre uzağa fırlattı. Ellerim ve bacaklarım yandı" dedi.

Gönüllüler, Pazar sabahı olay yerinde hayatını kaybedenlerin cesetlerini toplamaya devam etti.

BBC'ye konuşan yerel bir gazeteci havada keskin bir kokunun bulunduğu söyledi. Patlamalar sonrasında çekilen bazı görüntüler, metal konteynerlerin parçalandığını; bir binanın çatısının da tamamen çöktüğünü gösteriyor.

Patlamada en az beş itfaiyeci öldü ve çok sayıda itfaiyeci de yaralandı. Patlamadan önce yangını haber yapmak üzere bölgeye giden gazeteciler de dahil olmak üzere pek çok kişi de hala kayıp.

Patlama kilometrelerce öteden dahi duyulurken, etraftaki binaların camları da kırıldı.

Bölgede dükkan sahibi olan bir kişi, gazetecilere yaptığı açıklamada, bir enkaz parçasının yarım kilometre ötedeki bir göle düştüğünü söyledi. Esnaf, patlamanın ardından gökten "ateş toplarının yağmur gibi" yağdığını belirtti.

BBC'nin başkent Dakka'daki muhabiri Akbar Hossain, Bangladeş'teki birçok kişinin patlamayı 2020'de Beyrut'u sarsan büyük patlamayla karşılaştırdığını söylüyor. Hossain, insanların patlamayı 30-40 km uzaklıktan duyduklarını bildirdi.

Yangını söndürmek için itfaiyelerin çabası sürüyor.

Ordu, kimyasalların Hint Okyanusu'na karışmasını önlemek için bölgeye kum torbaları yerleştirdi.

Sitakunda'da yaklaşık 4 bin civarında konteyner bulunuyordu.