Momen Reuters'e verdiği demeçte hükümetinin, Arakanlıları asıl Hindistan'ın veya Myanmar'ın kabul etmesini beklediğini dile getirdi.

'Mültecilerle diğer ülke ve kuruluşların ilgilenmesi gerekiyor'
Bakan, "Onlar Bangladeş vatandaşı değil, Myanmar vatandaşı. Bangladeş'in kara sularından bin 700 kilometre, "Hindistan topraklarından 147, Myanmar'dan ise 324 kilometre uzaktalar. Bu nedenle onları kurtarmak için bir yükümlülüğümüz yok. ifadelerini kullandı.


Momen ayrıca mültecilerle diğer ülke ve kuruluşların ilgilenmesi gerektiğini de aktardı.

Momen'in açıklaması için henüz yorum yapmayan Hindistan'ın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Anurag Srivastava ise geçtiğimiz gün, 11 Şubat'ta Bangladeş'teki Cox Bazar'dan yola çıkan teknenin 15 Şubat’ta motorunun bozulduğunu, Teknede bulunan 64’ü kadın 90 mülteciden 8’inin öldüğünü, birinin ise ise 15 Şubat’tan bu yana kayıp olduğunu duyurmuştu.

Srivastava aynı zamanda, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) çağrısı üzerine tekneye yardım gönderdiklerini ve mültecilere yiyecek, su ve tıbbi yardım sağlandığını belirtti.

BMMYK, 22 Şubat'ta, Andaman Denizi'nde teknede mahsur kalan bir grup Arakanlı mültecinin derhal kurtarılması için yaptığı çağrıda, teknenin motorunun arızalanması sebebiyle günlerdir sürüklendiğini duyurmuş ve teknede susuzluktan hayatını kaybedenler olduğuna dikkati çekmişti.

Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.

Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlattı.

Birleşmiş Milletlere (BM) göre Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.

Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı. BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.