Reina saldırısı sonrası sosyal medya paylaşımları nedeniyle Kıbrıs’tan sınır dışı edilerek getirildiği Türkiye’de gözaltına alınan ve kendisine ait olmadığını söylediği bir tweet nedeniyle tutuklanan Modacı Barbaros Şansal, 16 Mart Perşembe ilk kez mahkeme heyetinin karşısına çıkacak.

Burak Abatay'ın Birgün'de yer alan haberine göre, 16 Mart Perşembe günü saat 14.00’te Çağlayan Adliyesinde 43. Asliye Mahkemesinde görülecek davayı Şansal’ın avukatları Mahir Fırat ve Efkan Bolaç ile beraber çok sayıda müdahil avukat da katılacak. Daha önce Başsavcılık tarafından mahkemeye gönderilen iddianame mahkeme tarafından Şansal'ın yılbaşında attığı iddia edilen tweet'lerin ona ait olduğunu ispat edilememiş olması gerekçesiyle iade edilmişti.

Davayı değerlendiren Barbaros Şansal, hakkında var olan adli kontrol kararının kalkmasını ve davadan beraat etmeyi beklediğini söyledi. Özellikle yurtdışı çıkış yasağı sebebiyle işini yapamama tehlikesi bulunduğunu ifade eden Şansal, “Bununla beraber İstanbul Valiliğinden can ve mal güvenliğimin olmamasına ilişkin koruma talep ettim. Ancak ne yazık ki ilgili makamlar tüm yasal prosedürleri yerine getirmiş olmama rağmen müspet ya da menfi bir cevap vermedi” dedi.

Şansal hakkında yapılan 3 şikayetin ikisi Kayseri’de bir hukuk bürosunca açılmışken, üçüncü şikayet ise 1 Ocak tarihinde Kocaeli Cezaevinden yapıldı. 3 şikayetin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından BİMER üzerinden toparlandığının söyleyen Şansal, bu işlemin üzerinden 3 saat geçmesiyle beraber de Kuzey Kıbrıs’tan Türkiye’ye gelerek gözaltına alındığını vurguladı.

Duruşmaya dair, valiliğin bir koruma temin etmemesi noktasında, gazeteci Can Dündar’ın Çağlayan’da saldırıya uğramasını hatırlatan Şansal, “Tabii ki davadan kaçmayacağım. Her ne olursa olsun oraya gideceğim” dedi.

Barbaros Şansal, Kuzey Kıbrıs yönetimine de sınır dışı edilmesiyle ilgili dava açtı. Sınır dışı edilmesinin tamamen hukuksuz olduğunu belirten Şansal şu sözleri söyledi:

“Kıbrıs’tan sınır dışı edilmem büyük bir hukuksuzluk. Bir infial yaratıldı. Önce sosyal medya üzerinden gerçekleştirildi. Sonrasında ise uluslararası askeri bir havalimanı olan Atatürk Havalimanı’nda. 8-9 polisin ortasında 20-25 kişinin linci yaşandı. Arkasından ise yatarı olmayan bir suç olmamasına rağmen 58 gün tecrit ve hücre ile cezalandırıldım. Tüm bunlara karşılık hukuksal olarak bana tazminat ödenmeli. Hem TGS ve Havayolu güvenliğinden hem de o görüntüleri çekip dünyaya yayanlardan şikayetçiyim. Mahkeme tarafından 12 kişi tespit edilmiş. 8 kişinin ifadesi alınmış. 8 kişi ifadelerinde, ‘Biz paylaşımlarına sinirlendiğimiz için sözlü olarak uyarıda bulunmak için oraya gittik. Şiddet uygulamadık’ demişler. Duruşma ile beraber hukukun temin edilmesini bekliyorum.”