Barış isteyen 200 aydın: Erdoğan'ın siyasal çıkarları Türkiye'yi savaşa sokar

Barış sürecinin devam etmesi için bir araya gelerek 'çözüme devam' diyen yaklaşık 200 aydın, yeni bir çağrıda bulundu. Türkiye'nin Suriye'ye girmesini tehlike olarak gören aydınlar, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dar siyasal çıkarları Türkiye'yi bölgesel, hatta çok daha geniş bir alana yayılacak bir savaşın içine sokma girişimini son derece endişe verici buluyoruz. Bu nedenle askeri müdahaleyi gündemden hemen çıkartmalıyız. Böyle bir askeri müdahale bölgede her gün yüzlerce insanı öldüren savaş ateşinin daha da artmasına neden olur." uyarısında bulundu.

Cezayir Lokantası'nda gerçekleşen toplantıda aydınlar adına basın açıklamasını Tatyos Bebek okudu. Savaş ihtimallerinin yeniden gündemde olduğunu söyleyen Bebek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, demografik yapının değişmesine izin vermeyiz diyerek Suriye'ye her an müdahalede bulunabileceğini açıkladı. Her gün yeni bir haber duyuyoruz. Asker sevkiyatıyla ilgili, sınırda askeri hareket ile ilgili haberler gerginliğimizi artırıyor. Öncelikle Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesine net bir şekilde karşı çıktığımızı bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Suriye'ye askeri müdahalenin IŞİD'e karşıymış süsü verilerek aslında PYD'ye yani Rojava'da kurulan kantonal sisteme karşı yapılacağı açıktır. Bu tür bir askeri müdahale 2 yıldır çözüm sürecinde elde edilen tüm kazanımları ortadan kaldıracak, devlet bir kez daha Kürt halkına savaş ilan etmiş olacaktır." dedi.

Türkiye'nin savaşa sokulmasından endişe ettiklerini ifade eden Bebek, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dar siyasal çıkarları Türkiye'yi bölgesel hatta çok daha geniş bir alana yayılacak bir savaşın içine sokma girişimini son derece endişe verici buluyoruz. Bu nedenle askeri müdahaleyi gündemden hemen çıkartmalıyız. Böyle bir askeri müdahale bölgede her gün yüzlerce insanı öldüren savaş ateşinin daha da artmasına neden olur. Bizler askeri müdahale değil, çözüm sürecinin yeniden başlamasını istiyoruz. Bu Türkiye'nin sınır güvenliğinin sağlanması açısından da en kolay yoldur. Bu nedenle hiçbir devlet görevlisi savaş ihtimalini, Suriye'ye askeri müdahale ihtimalini aklının ucundan bile geçirmemelidir. Çözüm sürecinin yeniden başlatılması bu günün en önemli görevidir. 7 Haziran seçimleri de göstermiştir ki milyonlarca insan barış istiyor. Çözüm sürecinin devam ettirilmesini istiyor."

UFUK URAS: HÜKÜMET, ÖCALAN'LA GÖRÜŞMEYE DEVAM EDİYOR

Hükümete yakın isimlerden öğrendiklerini paylaşan siyasetçi Ufuk Uras, "Aslında Abdullah Öcalan'la fiili görüşme sürüyor. AK Parti'de isimlerini de bildiğimiz bazı vekillerin İmralı ile görüşmesi sürerken tek taraflı olarak HDP'ye görüşmelerin kapalı olması tam anlamıyla bir keyfiliktir. Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit, aslında bu güne kadar süren çözüm sürecine yönelik bir tecrit olmuştur. Ama devlet ve hükümet üzerinden bu ilişkiler sürmektedir. Bildiğimiz kadarıyla dört görüşme olmuştur. Seçim sonuçları da göstermiştir ki HDP'nin bu denli güçlü olarak girdiği mecliste paypas edilerek adım atılması mümkün değildir." dedi.

AK PARTİ – MHP KOALİSYONU ÇÖZÜME KARŞI BİR İNTİHAR GİRİŞİMİDİR

Hükümetin çıkışlarını eleştiren Uras, şöyle devam etti: "IŞİD'e karşı mücadele eden Kürtlere karşı saldırgan tutumu sürdürüp çözüm sürecinden yanayız demek tutarsızlıktır. Çözüm sürecinin, MHP için bir çözülme süreci olduğundan, bir AK Parti – MHP koalisyonu çözüme karşı bir intihar girişimidir. Tek taraflı tecrit de AK Parti'nin intiharıdır. Seçim sonuçları göstermiştir ki çözüm sürecine Dolmabahçe mutabakatına ihanetin faturası seçimlerde çok ağır olarak çıkmıştır."

HDP İmralı heyetinin barış mitingleri yapacağı konusunda görüşleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürt sorunu yoktur söylemiyle ilgili görüşleri sorulan Uras, "5 yaş grubunun bir özelliği var. Bir şeyi yok var saydığınızda onun yok olacağına inanmak. Belli bir yaşa gelince böyle olmadığını bilirsiniz. İstediğiniz kadar böyle bir sorun yok deyin o sorun vardır. HDP, bu barış mitinglerinde gündemi sıcak tutmaya çalışıyor. HDP'yi paypas ederek yapılan görüşmelerde Öcalan'ın ikna edilemediğini biliyoruz. Çünkü HDP'nin olmadığı bir barış sürecinde Öcalan'ın ikna edilmesi mümkün değil. O yüzden bu soruyu AK Partili milletvekillerine, hükmet danışmanlarına, Hüseyin Yayman'a, Muhsin Kızılkaya'ya sormak lazım. Bu görüşmeler HDP'ye açılmadığı müddetçe Öcalan'ın ikna edilebileceğini varsaymak zaten hiçbir şey anlamamaktır." şeklinde konuştu.

İmralı'nın barış adası olduğunu savunan Uras, "HDP, bütün Türkiye'yi bir barış mitingine dönüştürerek bunun altını çizecektir. Esas olan hikaye, Suriye Kürdistanıyla normalleşmeden, barış sürecinin Türkiye'de gerçekleşmesi mümkün değildir. Hafızası olmayan bir toplumuz. Bir kere daha hatırlatalım. Sahip çıkamadığınız Süleyman Şah Türbesi, PYD'nin garantörlüğü altında IŞİD'e karşı varlığını sürdürmektedir. Türkiye'de barışın garantisi de Kürt siyasi hareketidir." ifadelerini kullandı.

ŞENOL KARAKAŞ: HÜKÜMET TARAFINDAN KABUL EDİLEN DOLMABAHÇE MUTABAKATI NE OLDU DA ÇÖPE ATILDI

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ı ve hükümeti eleştiren Aktivist Şenol Karakaş, "Hükümetin önemli şahsı ve çözüm sürecinde de hükümet adına çalışan Yalçın Akdoğan, dün yine HDP ile ilgili ileri geri laflar etti. Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı ile beraber Dolmabahçe'de bir metin okudular. İmralı heyeti de Dolmabahçe'de metin okudu. Dolmabahçe mutabakatı adı verilen Abdullah Öcalan tarafından kamuoyuna sunulan ve okunduğu gün hükümet tarafından kabul edilen 10 maddelik yol haritası sonra ne oldu da çöp tenekesine atıldı. Neden o 10 maddelik mutabakat üzerinden adım atılmadı? Neden o mutabakat anlaşması imzalanmamış gibi Öcalan'la 2 yıla dayalı görüşmelerin sonucunda çıkan yol haritasında bir bağdaşma yaşanmamış gibi davranıldı? Neden Erdoğan'ın bir dediğini iki etmek zorunda değil Yalçın Akdoğan? Bunu yaparken de neden 6 milyon insanın oyuna yönelik saygısızlık yapıyorlar? Bunun gerçekten anlaşılması mümkün değil. Kabul edilmesi kesinlikle mümkün değil." şeklinde konuştu.
CİHAN
04 Temmuz 2015 13:47
DİĞER HABERLER