Başbakan Edoğan kendi hayatını anlattı

Başbakan Erdoğan kendi hayatının anlatıldığı belgeselin ilk bölümünde canlı yayına katıldı.

Başbakan Erdoğan,  Beyaz TV'de hazırlanan 'Ustanın Hikayesi' adlı kendi hayatını anlatan belgeselin ilk bölümüne konuk oldu. Başbakan Erdoğan, isminin nereden geldiğini de anlattı. Erdoğan, Recep ayında doğduğunu, geçmişte ailelerin  nineler teyzeler, erkeklerde dedelerin isimlerinin çocuklara koyduklarını ikinci isminin de dedesinden geldiğini söyledi.

HOCA LAKABINI TAKTILAR

İlkokulda kendisine 'Hoca' lakabı takıldığını kaydeden Erdoğan, 'İlkokul 5. sınıfta namaz kılmayı bilen olmayınca kendisi "Ben kılarım" deyip çıkınca "Hoca" lakabı taktılar. Yani ilkokulda benim lakabım Hoca idi. Din Ben bu lakabı yadırgamadım. Biz çünkü hocaya da hoca derdik. Öğretmene de. İmam Hatip süresince ise Tayyip adı ile anıldım.' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan çocukluğuna ilişkin şu bilgileri verdi:

Sokakta en çok oynadığım oyun çelik çomaktır.  Bir başka oyun da uzun eşektir. Ya da yakartoptur. Kendi aramızda bazen arkadaşlar genelde dama oynanırdı.

Bizim mutfağımızda Karadeniz mutfağı hakimdir.  Bizde kuymak dediğimiz, kara lahana, bulgur ve diğer pilavı mutlaka olurdu. Mutağımız her zaman doludur. Ev hiçbir zaman misafirsiz kalmazdı. 

Banka kumbarası şeklinde değil ama anacağımın verdiği bir kumbara vardı. Bayramda seyranda o ufak bir şey katar bak sana paranla bunu aldık derdi. Babam iznini hep bir aylık döneme getirirdi. Zaman zaman büyüklerimizle birlikte bizde fındık bahçelerine girmişliğim vardır. Ama oralarda imam hatip liselerinde aldığım eğitim gelişimime çok faydalı oldu.

ANNEM ÇOK MAHARETLİYDİ

Annem rahmetli çok maharetliydi. Hamuru ince açar onu kuzinede hazırlar, sarması çok meşhurdu. Rize'de mıhlama Trabzon'da kuymak deriz onu yeme imkanımız oldu. Pilavımız hep güzeldi. Ev misafirsiz kalmazdı. Babam memleketten misafirimiz gelince alır gelirdi. Bizde sini derler orda yemeğimizi yerdik. O da gelen giden arasındaki muhabbet için çok önemli bir köprü. Babam çok güvenilir biriydi. bizim yetişmemizde onun yapısının çok çok büyük etkisi olmuştur. İsmail diye bir arkadaşım vardı. Babam haftada 2.5 lira verirdi. Sirkeci'de keskin color diye bir kartpostal şirketi vardı. Balat'tan tramvaya biner akşam etüde yetişirdim. O arkadaşından ben ilk kaynak kitaplarımı almaya başladım. Aynı şekilde bir tesvir kitabı aldım. Bunu almışken babam benim bu teşebbüsümü görünce bana kitaplarımı saklayabilecek biçimde bir kütüphane yaptı. Teknik ressamlar cemiyeti kız sanat enstitüsünde düzenlediği yarışmaya katılmış ve ilk duvara monte edilen kütüphane ödülü almıştık. Bunlar bana kitleler karşısında konuşma kabiliyetimi artırdı.

Kasımpaşa Osmanlı'nın denizcilikte müstesna olan kesiminin oturduğu yerdir. yani şu andaki hal Kasampaşa değildir. Bizim biraz daha ileri gittiğimizde eskiden dutbahçelerini görürdük. Bu dönemler daha sonra doğru bulmadığımız mafyanın içinden tipler çıkmaya başladı. Daha sonra onlar da değişime uğradı. Daha sonra özellikle romanlardan gelen arkadaşlarımız oldu. Mesela şu anda onlar hala orda oturur. Kasımpaşalılık karşıdan bir söz ister. Getirilmediği zaman bedeli ağır olur. Kasımpaşa bize sözüyle özü bir olmayı verdi. Kadir Bey de Kasımpaşa'nın eskilerindendir. Hala orda dostlarım hemşehrilerim var.

FENERBAHÇE SEVGİM LEFTER'LE BAŞLADI

Lefter ile Fenerbahçe sevgim başladı. 15-16 yaşında amatörde İstanbul genç karmaya seçildim Statlara serbest giriş kartı aldım. Yıkılmış olan İnönü Stadı'na bedava girebildik. İmam hatipte futbol oynadığımdan babamın haberi yoktu, daha sonra oldu. Son yaşanan olaylardan sonra aile epeyce soğudu. Emine Hanım, Beşiktaş taraftardır.

MENEMENİ İYİ YAPARIM

Öğrencilik yıllarımızda arkadaşlar arasında bir menümüz vardı sadece onu yapardım. Evlendikten sonra bize iş kalmadı. Öğrenci yemeği, menemen, yumurta gibi şeyleri iyi yapardım. Eşim sağlıklı yemek konusunda çok titiz. Kendisi yediklerim içtiklerimde ileri derecede hassastır. Ama zaman zaman bunu bozduğum oluyor. 

03 Eylül 2013 22:16
DİĞER HABERLER