Afyonkarahisar'daki referandum mitinginde konuşan Başbakan Erdoğan'dan müjdeli haber...
Başbakan Erdoğan: Buradan sizlere bir müjde vermek istiyorum. Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak'ın ortak kullanacağı Zafer Havaalanının ihalesi yapıldı, en geç 2 yılda bitecek...
***
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son günlerdeki terör saldırılarının, tahriklerin, provokasyonların asla ve asla tesadüf ve rastlantı olmadığına dikkati çekerek, ''Biz bu ülkede 73 milyon biriz, beraberiz. Bu ülkeyi hep birlikte istiklaline kavuşturduk, hep birlikte kurduk, hep birlikte yücelteceğiz. Birliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara karşı tek yürek olacağız'' dedi.
Erdoğan, halk oylaması için düzenlenen mitingler çerçevesinde Afyonkarahisar'da vatandaşa hitap etti. Halk oylamasına 35 gün kaldığını ve 13'üncü mitingi bu kentte yaptığını belirten Erdoğan, Afyonkarahisar'ın ilçelerini tek tek sayarak tüm vatandaşlara sevgi ve selamlarını iletti.
Afyonkarahisar'ın, ''Kutlu yolculuklarında her zaman yanlarında olduğunu, her zaman kendilerine destek verdiğini'' ifade eden Başbakan Erdoğan, 3 Kasım'da, 28 Mart;ta, 22 Temmuz;da, 29 Mart;ta Afyonkarahisarlıların kendilerine itimat ettiğini dile getirdi.
Erdoğan, ''Biz de bu güveni boş çıkarmadık. Sizin karşınızda mahcup olmadık. Afyonkarahisar, Türkiye'nin özüdür, özetidir... Afyonkarahisar, Büyük Taarruz'un, Kurtuluş Savaşı'nın şahididir. Afyonkarahisar, İstiklal Savaşı'nın olduğu kadar, istikbal savaşımızın, sanayileşmenin, kalkınmanın da en yakın şahididir'' dedi.
''BU MEZAR TAŞLARI TÜRKİYE'NİN AYNASIDIR''
26 Ağustos 1922'de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Afyonkarahisar Kocatepe'den, taarruz emrini verdiğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Sadece bir buçuk hafta içinde ordumuz Afyonkarahisar'dan düşmanı önüne kattı ve 9 Eylülde İzmir'e yeniden ay yıldızlı bayrağımızı dikti. Ben buradan, Kurtuluş Savaşı'mızın, istiklalimizin abide şehri, zaferin şehri Afyonkarahisar'dan, tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yadediyor, tüm gazilerimize milletçe şükranlarımızı sunuyorum.
Afyonkarahisar'da Kurtuluş Savaşı'mızın şehitlikleri var... Asri Mezarlık içinde Hava Şehitliğimiz var. İscehisar'da, Giresunlular Alay Şehitliği var. Anıtkaya'da, Anıtkaya Şehitliğimiz var. Şuhut;ta şehitliğimiz var. Sincanlı'da Yıldırım Kemal Şehitliği'miz var. Sinanpaşa'da Çiğiltepe Şehitliği'miz; Büyük Kalecik kasabasında Kurtkaya Şehitliği'miz var. Ben, tüm Afyonkarahisarlı kardeşlerimin, özellikle gençlerin ve elbette tüm Türkiye'nin buraya gelmesini, buralardaki şehitliklerimizi ziyaret etmelerini ve şehitlerimizin aziz hatıralarına birer Fatiha okumalarını rica ediyorum.
Tüm vatandaşların, tüm gençlerin, özellikle de bu şehitliklerdeki mezar taşlarını çok ama çok dikkatle incelemelerini tavsiye eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bakın, Anıtkaya kasabasındaki şehitliğimizde, 12 subayımızın, 6 erimizin kabirleri mevcut. Ben birkaçını burada memleketleriyle anmak istiyorum, yadetmek istiyorum; 13'üncü Alay'dan Şemdinlili Binbaşı Galip Bey. Yani Hakkari'den. 13'üncü Alay'dan Rizeli yani benim memleketimden Yüzbaşı Hasan Hüseyin. 20'inci Alay'dan Batumlu Üsteğmen Ahmet Nidai. 20'nci Alay'dan Antalyalı Er Mehmet Köse. 13'üncü Alay'dan Konyalı Er Mehmet Sait. Yıldırım Kemal Şehitliği'ne bakıyoruz; 11'inci Alay'dan Ayaşlı Rauf Efendi, 3'üncü Alay'dan Mülazım İstanbullu Selahattin Efendi, 5'inci Alay'dan Kırklarelili Azmi Efendi. Amasyalı Kamil, Kayserili Osman, Vanlı Şaban Mustafa, Çorumlu Mehmet Osman, Bolvadinli İbrahim Ahmet, Kemahlı Hasan...
Bizim, bu şehitliklerimiz bir Türkiye'dir sevgili kardeşlerim... Adeta bir Türkiye haritasıdır. Bizim bu şehitliklerimiz kardeşliğimizin, birliğimizin, beraberliğimizin anıtlarıdır. Bu mezar taşları Türkiye'nin aynasıdır.
Orada Yozgatlı da var, Vanlı da... Orada Şemdinlili de var, İzmirli de… Orada Batumlu da var, Afyonkarahisarlı da... Nasıl Çanakkale;yi birlikte savunduysak, Nasıl Bitlis;i, Van'ı, Erzurum;u birlikte savunduysak, Nasıl Gaziantep;te, Kilis'te tek yürek olduysak, işte burada da Kocatepe;de de, Dumlupınar;da da, Sakarya;da da vatan toprağını birlikte savunduk, omuz omuza çarpıştık, şehitlerimizi aynı şehitliklere defnettik.''
''KİRLİ ELLER''
''Bir süredir, illerimizde, ilçelerimizde kirli provokasyonlar devreye sokulmak isteniyor'' diyen Erdoğan, şöyle dedi:
''Kirli bazı eller, bazı vatan hainleri kalabalığın içine giriyor, kalabalığı galeyana getiriyor, polis karakollarına, polis otolarına, dükkanlara, evlere yönlendiriyor.
Şunu burada, Afyonkarahisar'da altını çizerek ifade ediyorum... Kim ki bu tahriklere aldanırsa, bilsin ki şu şehitliklerde yatan şehitlerin kemiklerini sızlatır. Kim ki öfkeye kapılır, hiddete kapılıp, şiddetle eline taş alıp, komşusuna, komşu sokağa, komşu mahalleye fırlatırsa, bilsin ki şehitlerimizin ruhu bundan azap duyar.
Kim ki öfkeye kapılır, hiddete kapılır, şiddete başvurursa, bilsin ki, terör örgütünü sevindirir, terör örgütünün amacına, hedefine hizmet eder.''
''ŞEHİT DUA BEKLER, SLOGAN BEKLEMEZ''
Şehit cenazesi törenlerinin istismar edildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şehitlerimizin cenaze törenlerini istismar edenler, cenaze törenlerini adeta bir parti mitingine çevirenler, orada kendilerinin o malum işaretlerini yapmak suretiyle cenaze namazını, cenaze namazı olmaktan çıkartıp bir mitinge dönüştürenler, orada sadece tabuttaki şehitlerimize değil, işte burada Afyonkarahisar'daki şehitlerimize de saygısızlık ediyorlar. Bunlar cenaze namazının adabını da bilmiyorlar, edebini de bilmiyorlar. Yapacaksan duanı oku... Şehit dua bekler, slogan beklemez.
Biz bu ülkede 73 milyon biriz, beraberiz. Bu ülkeyi hep birlikte istiklaline kavuşturduk, hep birlikte kurduk, hep birlikte yücelteceğiz. Birliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara karşı tek yürek olacağız.
Dikkat edin; şu son günlerdeki terör saldırıları, şu son günlerdeki tahrikler, provokasyonlar asla ve asla tesadüf değil, rastlantı değil...
Türkiye ne zaman atılıma geçtiyse, terör örgütü eylemlerini artırdı. Türkiye ne zaman ileri demokrasi adına adımlar attıysa kirli oyunlar devreye alındı. Türkiye ekonomisi ne zaman şaha kalktıysa, bunu geri döndürmek için kirli senaryolar yazıldı.
Bugün de aynısını yapıyor, bugün de Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü durdurmak istiyorlar.
Benim aziz milletim artık bu kirli oyunlara müsaade etmeyecek. Benim aziz milletim bu kirli tezgahlara artık prim vermeyecek.
Bu aziz millet, 1950'de 'Yeter, söz milletin' dedi. Bu aziz millet, 3 Kasım seçimlerinde 'Yeter söz de karar da milletin' dedi. Ben eminim ki bugün de 'yeter' diyecek. Bugün de kirli oyunlara, çetelere, mafyaya, kirli tezgahlara 'yeter' diyecek.''
''12 EYLÜL'LE HESAPLAŞMAYA EVET Mİ?''
''Afyonkarahisar'dan soruyorum; çetelere karşı arkamızda mısınız? Bu kirli tezgahlara karşı arkamızda mısınız? Demokrasi mücadelemizde yanımızda mısınız? 12 Eylülde, darbelere, çetelere, karanlık güç odaklarına karşı evet mi?'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi soruyorum rahatsız olanlar var. Darbe anayasasından yana mısınız, milletin anayasasından yana mısınız? Milletin anayasasına evet mi? Çünkü milletin anayasasına evet demeyenler ne yapıyorlar, darbe anayasasına, evet koşuyorlar. Hayırcılar nerede, darbe anayasasında. Evetçiler nerede, milletin anayasasında. Fark bu. Beyefendi rahatsız olmuş, niye rahatsız oluyorsun? Bugüne kadar 12 Eylül'ü konuştun, 12 Eylül'ün karşısına dikildi, 27 Mayıs'a karşı dikildin, şimdi kalkıp onu savunuyorsun. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu... Sevgili Afyonkarahisarlılar, üstünlerin hukukuna değil, hukukun üstünlüğüne evet mi?
12 Eylül üzerindeki dokunulmazlığı kaldırmaya, evet mi? 12 Eylül'le hesaplaşmaya evet mi? Sevdamız millet, kararımız evet, sevdamız millet oyumuz evet...''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''CHP'nin, iktidar olduğu, SHP'nin iktidar olduğu dönemde, evet, sadece kendi iktidarları döneminde yargıya doldurdukları insan sayısı üç binin üzerinde. Oraya doldurdukları insanların şimdi emeklilikleri geliyor diye bunları rahatsız oluyor'' dedi.
Halk oylaması için düzenlenen mitingler çerçevesinde Afyonkarahisar'da vatandaşa hitap eden Erdoğan, muhalefet partilerinin son dönemde halk oylamasını adeta bir genel seçime döndürmek istediğini söyledi.
CHP'nin, AK Parti'ye karşı bir kampanya olarak bunu yürüttüğünü kaydeden Erdoğan, Anayasa değişikliğini partisinin projesi olarak hazırlamadıklarını belirtti. CHP, MHP ve diğer siyasi partileri ziyaret ettiklerini, ancak parlamentodaki siyasi partilerin değişikliğe sıcak bakmadıklarını anlatan Erdoğan, ''Kimisi 'Kahve içmeye gelirler' diye dalga geçti. MHP öyle dedi. CHP ise daha açıp okumadan 'Hayır' dedi. BDP'nin durumu zaten malum'' diye konuştu.
''BUGÜNLERDE ORTAYA ÇIKMAYACAKSINIZ DA NE ZAMAN ORTAYA ÇIKACAKSINIZ?''
Parlamento dışındaki partilerden Saadet Partisi ve BBP'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, bu partilerin Anayasa değişikliğini desteklediklerine dikkati çekti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Burada bir gerçek var. STK'ları dolaştım, onların içinde destekleyenler var, desteklemeyenler var. Sendikalar, çok garibime gidiyor, destekleyenler var, desteklemeyenler var. Ama hala kanaatini açıklamayanlar var. Bazı odalara bakıyorum, o çok garibime gidiyor, 12 Eylül Anayasası'na hep karşı olduğunu söyleyen bazı odalar, hatta kaymak takım, bunlar şimdi sessiz kalıyor. Bizim yanımıza geldiklerinde farklı konuşuyorlar. Ama kalkıp da bu süreci desteklediklerini açıklayamıyorlar. Niye? Hesap var. 'Acaba buradan iktidar güç kazanır mı?' endişesini taşıyorlar. Bizim derdimiz ileri bir demokrasi, bunu başarmak... Niçin çekiniyorsunuz? Bugünlerde ortaya çıkmayacaksınız da, ne zaman ortaya çıkacaksınız? Yıllarca 12 Eylül edebiyatı yaptılar, 12 Eylülde idam edilmiş gençleri, 12 Eylül mağdurlarını istismar ettiler. Şimdi kendilerini inkar ediyor, CHP'nin kuyruğuna takılıyor MHP, Anayasa değişikliğine karşı çıkıyor. Öyle ki, içlerindeki sağduyulu arkadaşlarına, aklıyla, vicdanıyla karar veren ülküdaşlarına en ağır hakaretleri etmekten, 'Zavallı' demekten, 'Uşak' demekten kaçınmıyorlar.''
''RUH ÜÇÜZLERİ''
BDP'nin de CHP ve MHP ile birlikte hareket ettiğini kaydeden Erdoğan, ''Bu partilerin şimdi ruh üçüzü olduğunu'' söyledi. BDP'lilerin, ''Parti kapatmalarından çok mağdur olduk'', ''5 kez kapatıldık, 6 kez açıldık'' dediklerini anlatan Erdoğan, ''Ama, parlamentoda parti kapatmayı zorlaştıran Anayasa değişikliği maddesi gelince, bir de baktık ki onlar da yok Mecliste. Zaten, Mecliste oy kullanmak isteyen arkadaşları belki olur ya, oy kabinine girer de, 'Hayır' demez, 'Evet' derler, vicdanının sesini dinler diye ne yaptılar? Yasak getirdiler. Dediler ki, 'Oy kullanmayacaksınız'. Bırakın kullansınlar, 'Hayır'. İşte bunların demokrasi anlayışı bu. Bunlar böyle'' diye konuştu.
''AKLIN VARSA KENDİNE KULLAN''
Erdoğan, TBMM'de Anayasa paketi oylamalarına katılmayan muhalefetin şimdi millete, ''Oy sandığına git, 'Hayır' oyu kullan'' dediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Ben seni vekil tayin ettim, oy kabinine girip, orada 'Hayır' deseydin ya. Orada 'Hayır' demedin. Şimdi gelip bana akıl veriyorsun. Aklın varsa, kendine kullan, kendine. Bunlara durun demek lazım. Bunlar, halkımıza, milletimize 'Bidon kafalı' diyenlerdir, bunlar, halkımıza, milletimize 'Göbeğini kaşıyan' diyenlerdir. İşte 12 Eylülde aynı zamanda bunların hesabını soracağız. TBMM'de bu değişikliği desteklemedikleri gibi, tıpkı CHP gibi, 'Evet' oyu verirler diye işte bunu yaptılar.''
''ANAYASA KİTAPÇIĞIYLA YEMEK KİTAPÇIĞINI BİRBİRİNE KARIŞTIRDILAR''
Başbakan, CHP'nin, Anayasa değişikliği konusundaki tavrına ilişkin şunları söyledi:
''Şimdi ben zaten merak ediyorum, CHP'nin eski genel başkanı, zaten Meclis'e bir kere uğradı. Çok meşguldü. Çok meşgul olduğu için ancak bir kere uğrayabildi. Yeni genel başkanı, o da geldi ama, oy kabinine girip, 'Hayır' diyemedi. Şimdi dolaşıyor. Fakat, Anayasa'yı anlatmıyor. Anayasa değişikliğini anlatmıyor. Bakıyorsunuz, Malatya'ya gidiyor, 'Bu Anayasa'da kayısıyla ilgili bir şey var mı?'. Giresun'a gidiyor, 'Bu Anayasa'da fındıkla ilgili bir şey var mı?'. Rize'ye gidiyor, benim memleketime, 'Çayla ilgili bir şey var mı?' diyor. Afyonkarahisarlı kardeşlerim, olur ya, yarın buraya gelir, 'Sucukla ilgili bir şey var mı?' diye sorabilir, 'Kaymakla ilgili bir şey var mı?' diye sorabilir. Çünkü bunlar Anayasa kitapçığıyla yemek kitapçığını birbirine karıştırdılar. Çünkü bunlar, hiçbir zaman memleket hayrına olan bir konuda bir araya gelmediler. Ama bu konuda bir araya geldiler. CHP, MHP, BDP, YARSAV, malum medya, hepsi ittifak ettiler. Memleket hayrına bunların hiçbir hizmeti yok.''
Muhalefetin, AK Parti iktidarıyla ilgili olarak ''Yalan talan şeylerden'' bahsettiğini söyleyen Erdoğan, ''İnsan sıkılır, sıkılır. Üzerinde gittiğin o duble yollar, yalan, talan söyleyen bir iktidarın yolları'' dedi.
NASREDDİN HOCA FIKRASI
Eskişehir mitinginde anlattığı bir fıkrayı tekrarlayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Nasreddin Hoca bir okka ciğer almış. Hanıma demiş ki, 'Hazırla da akşam yiyelim'. Hanım da ciğeri hazırlamış, komşulara, biraz da kediye falan vermiş. Tabii akşam Hoca gelince, 'Hazırlığı yaptın mı? Ne alemdeyiz?' Hanımın verdiği cevap, 'Kedi yedi'. Tabii, Hoca uyanık. Hemen, kantarı almış, kediyi tartmış, bakmış ki bir okka. Kedi bir okka gelince, bu sefer Hoca hanıma demiş ki, 'Hanım, kedi bir okka. Ben sana bir okka ciğer teslim ettim. Kedi burada, peki ciğer nerede? O da yok.'
Şimdi, soruyorum, bu kadar yollar yaptık, Cumhuriyet tarihinde 5 bin 300 kilometre bölünmüş yol yapıldı. 79 senede o kadar yapıldı, biz 7,5 senede yaklaşık 12 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. İnsaf. Eline diline dursun. İşte ortada. Bunun bedeli ne biliyor musunuz? Sadece Afyonkarahisar'da bize kadar yapılan bölünmüş yol, 54 kilometre. Peki, bizim iktidarımızda Afyonkarahisar'da yaptığımız yol ne kadar biliyor musunuz? 354 kilometre. İnsaf. İnsan şunları bir görür. Bunun da bedeli 2009 itibarıyla 540 trilyon, sadece Afyonkarahisar'a yaptığımız. Talan yapan bir iktidar bunları nasıl yapıyor? Aynaya bak, aynaya. Aynaya bak. Biraz da ağzından çıkanları kulağın duysun. Mesleğinizi, gelip de AK Parti'nin Genel Başkanı'nda aramayın. O meslek size ait.''
''GİZLİ KAMERALARI İYİ BİLİRLER''
''Benim memur kardeşlerimi rencide etme'' diyen Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel müdürlük yaptığı dönemde, SSK'nın 8-9 yıl hep zarar ettiğini kaydetti. Erdoğan, ''Ne yaptın sen orada? Kimleri oralara doldurdun? İhale yolsuzlukları ne oldu? Bunların neticesinde SSK hep zarar etti. Sen onların hesabını ver'' ifadelerini kullanan Erdoğan, ''CHP'nin, iktidar olduğu, SHP'nin iktidar olduğu dönemde, evet, sadece kendi iktidarları döneminde yargıya doldurdukları insan sayısı üç binin üzerinde. Oraya doldurdukları insanların şimdi emeklilikleri geliyor diye bunları rahatsız oluyor'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, aynı mevzuatla yargıya eleman almak istediklerini, ancak Danıştayın, mülakatın kameraya alınması şartı getirdiğini anlatarak, şunları söyledi:
''Daha önce kamerayla mı yapıyordunuz mülakatları? Şimdi kamera koyacaksınız. Niye? Dünyanın neresinde var böyle bir şey?
Ama bunlar kameralı odalara alışmışlar. Kamera şakalarını iyi bilirler. Gizli kameraları iyi bilirler. Birbirlerini de indirirken, işte eski genel başkan, yeni genel başkan. Bay Kemal, hani sen aday olmayacaktın? Hani böyle bir durumun yoktu? Eski genel başkanını gittin ziyaret ettin. Çıkar çıkmaz, 'Aday değilim' dedin, ama ertesi gün hemen aday oluverdin. Nasıl oldu bu iş? Bunun dürüstlük neresinde? Sen onu söyle. Gelip bana dürüstlük verme. Biz ne aldatan olduk, ne aldanan olduk. Bizim geçmişimiz, bugünümüzün teminatıdır. Her şey ortada.''
''YARGIDA BU TÜR DERNEKLER OLAMAZ''
Başbakan Erdoğan, değişikliğe karşı çıkanların, ''Artık istedikleri gibi yargıda at oynatamayacak olmaktan'' rahatsızlık duyduğunu ifade etti.
Muhalefetin, Anayasa paketinin kabulü halinde, ''AK Parti'nin yargıya atama yapacağı'' yönünde broşür dağıttığını anlatan Erdoğan, ''Dürüst ol be, dürüst. Neyin atamasını biz yapıyoruz? İlk mahkemelerdeki savcı ve hakimlerin seçimle iş başına getireceği HSYK üyelerinden mi bahsediyorsun? Onlar seçecekler, ben değil. Niye rahatsız oluyorsun? Güvenmiyor musun, ilk derece mahkemelerindeki yargıya? Neden? Oradaki savcıya, hakime neden güvenmiyorsun? Neden rahatsızsın? İşte kurdular, kendilerine göre bir tezgah ve bu tezgahtan ülkeyi yönetmek istiyorlar. İnşallah 12 Eylül, işte bunun dönüşü olacak. İşte bunu benim Afyonkarahisarlı kardeşlerim başaracak. Türkiye için tarihi bir öneme sahip gün'' diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''İşte söyledim ya, CHP, MHP, BDP. Yanlarında kim var? YARSAV. Böyle şey olur mu? Yargının içinde dernek kurulur mu? Biz bunu 12 Eylül öncesinde gördük. Emniyet teşkilatının içinde maalesef sendikalar oluştu, dernekler oluştu, bizim güvenlik teşkilatımız birbirine düştü. Aynı şekilde Milli Eğitim'de dernekler oluştu, Milli Eğitim camiası birbirine düştü. Buralar önemli. Buralarda bu tür kuruluşlar olmaz. Ama YARSAV, bir boşluktan yararlanarak, bunu kurdu. Ki bunu da bizim ilk fırsatta halletmemiz lazım. Bir defa kesinlikle yargıda bu tür dernekler olamaz, olmamalı. AB diyormuş. AB'nin dediği her şeyi, kalkıp, uygulamanın içine alma mecburiyeti var mı, yok mu, CHP'liler onu iyi bilirler.''
Başbakan Erdoğan, bugüne kadar CHP'nin AB yolunda kendilerini hep yalnız bıraktığını, ancak CHP'lilerin, AB temsilcilerine, ''Biz AB'den yanayız'' dediklerini ifade ederek, ''Uygulamaya gelince, maalesef, hiçbir zaman destek olmamışlardır. Çünkü, bunlar akşam başka, sabah başka konuşurlar. Bunların durumu bu. Ama ben şimdi, CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye, tüm siyasi partilere oy veren kardeşlerimi o yönetimlerden ayırıyorum. Ben, halkımın tümüne sesleniyorum, diyorum ki bu bir halk oylaması. Hangi partiye oy vermiş olursanız olun, şimdi kendimize oy vereceğiz, ülkemizin geleceğine oy vereceğiz. Dolayısıyla bu oyunu hep beraber bozacağız. Buna evet mi? Mesele bu'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 12 Eylülün, ''Evet'' oyuyla Türkiye'nin ''şaha kalkma günü'' olduğunu söyledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''CHP'nin Genel Başkanı, bizim dindarlığımızı da imanımızı da ahlakımızı da ölçecek kalibrede değildir. Önce haddini bil yahu'' dedi. CHP'nin, bir ''çarşaf açılımı'' başlattığını anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Sahi ne oldu o iş?'' diye sordu.
Başbakan Erdoğan, partisince düzenlenen Afyonkarahisar mitinginde yaptığı konuşmada, bazı sendikaları eleştirdi.
1 Mayısın tatil olmasını kendi iktidarının sağladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, Taksim Meydanı'nda bu anlamda yaşanan sorunların da çözümünü kendilerinin sağladığını söyledi.
Önceki iktidarların bunu çözemediğini anlatan Başbakan Erdoğan, halk oyuna sunulan anayasa değişikliği paketi içinde, işçileri, memurları, emeklileri çok yakından ilgilendiren düzenlemelerin bulunduğunu ifade etti.
''Hani siz devrimciydiniz? Hani siz 12 Eylül mağduruydunuz? Hani siz anayasanın değişmesini istiyordunuz? 1 Mayıslarda devrimci sloganlarla meydanları zorlayanlar, şimdi statükoyu savunuyorsunuz, vesayeti savunuyorsunuz, darbeleri savunuyorsunuz, darbe anayasasını savunuyorsunuz'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Neyi savunurlarsa savunsunlar. Düne kadar ekonomik ve Sosyal Konseyi dillerinden düşürmeyenler bugün buna da karşı çıkıyorlar. Çok çirkin iftiralar atıyorlar. AK Parti, bu anayasa değişikliği ile kendisini kurtaracakmış, kendi yargısını oluşturuyormuş. Bunlar değişiklik metnini okuma zahmetine dahi katlanmamışlar. Hangi madde, AK Parti'yi kurtarmak için o pakete konuldu, bunu söyler misiniz? Hangi madde, yargıyı AK Parti'nin yedeğine alıyor? Yalan bu, iftira bu. Milleti kandırmak için, milletin zihnini bulandırmak için yapılmış, ağız birliği yapılmış şekilde hep birlikte yalan söylüyorlar, dert başka. Yargı artık birilerinin arka bahçesi olmayacak, bunların kaygıları bu. Bunlar mahkeme koridorlarında dolaşarak artık yargıyı etkileyemeyecekler, 'Ergenekon' avukatlığına soyunamayacaklar. Bir takım kararlara etki edemeyecekler. Bir takım isimleri kullanarak yargı nezdinde lobi oluşturamayacaklar.
İşte bundan rahatsızlar. Onun için diyorum ki, CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye oy veren kardeşim, 12 Eylülde partilere oy vermeyeceksiniz, 12 Eylülde iktidara da muhalefete de oy vermeyeceksiniz. 12 Eylülde kendimize oy vereceğiz, çocuklarımız ve gençlerimiz için oy kullanacağız. Elinizi vicdanınıza koyun ve kararınızı ona göre verin. Buradan ayrıldıktan sonra 35 gün durmak yok. Kapı kapı dolaşmaya 'evet' mi? 12 Eylülde sandıkları patlatmaya 'evet' mi? Bembeyaz bir sandık. Anayasa değişiklik paketinin içeriğine bakın, kararınızı ona göre verin.''
''ÖLÇÜN TARTIN, ONA GÖRE OY VERİN''
Vatandaşlardan, anayasa değişikliğinin Türkiye'ye neler katacağını ölçüp tartıp, biçip ona göre karar vermelerini isteyen Başbakan Erdoğan, bütün çalışmaların hızla ve yoğun şekilde sürdüğünü dile getirdi.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün Yozgat'ta yaptığı konuşmada kendisine yönelik eleştirilere de yanıt verirken, şöyle konuştu:
''Dün Yozgat'ta konuşuyor. Din ahlak, iman ticaretinden bahsediyor. CHP'nin yeni genel başkanı ölçüyü yitirdi. CHP'nin genel başkanı, bizim dindarlığımızı da imanımızı da ahlakımızı da ölçecek kalibrede değildir. Önce haddini bil yahu. Önce haddini bil. Geçen yerel seçimlerden önce CHP, bir çarşaf açılımı başlatmıştı. Hatırlıyorsunuz değil mi? Sahi ne oldu o iş? Çarşafı satamadılar, müşteri bulamadılar, çarşafa dolandılar. Seçim öncesinde Kocaeli'nde vatandaşa Kur'an kursu açma vaadinde bulundular, onu da satamadılar,ona da müşteri bulamadılar, şimdi ticareti daha ileri boyuta taşıdılar. Genelgeyle, partililere Ramazanda içki içmeyi yasakladılar. Hemen aralarında kavga başladı. 'Bizim içkimize ne karışıyorsunuz' diye.
Tabii, mum yatsıya kadar yanarmış. Ama bunlarınki yatsıyı bile bulmadı, çok erken söndü. Çıktı geçenlerde 'başörtü sorununu ben hallederim' dedi. Sayın Kılıçdaroğlu, kendine gel kendine. Bu milleti enayi mi zannettin? Parlamentoda, üniversiteye giden yavrularımızın eğitim özgürlüğü noktasında 411 oy çıktı. Bu oylar, AK Parti ve MHP gurubunun, bağımsızlardan da aldığı destek ile ortak oylarıydı. Parlamentodan çıktı, geçti. Anayasa Mahkemesine bunu CHP ve DSP dahil onların destekleriyle götürmediniz mi? İşte bugünkü 'hayır'cılar, beraber götürdünüz. Ve Anayasa Mahkemesinden de malum karar çıktı. Orada başörtülü yavrularımızın eğitim özgürlüğünü engelleyen CHP, şimdi kalkmış hangi yüzle 'bunu ben hallederim' diyor? Dürüst olalım, dürüst. Yapılanlar ortada, engellemeler ortada.''
''BİZİM ADİL YARGIYA İHTİYACIMIZ VAR''
İşte bunun için milletin huzurunda olduklarını belirten Başbakan Erdoğan, ''Dürüstlüğe, doğruluğa, doğru siyasete 'evet' mi?'' diye sordu ve ''evet'' yanıtını aldı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Onun için çok çalışacağız. Gece gündüz demeden çalışmamız lazım. Çünkü bizim adil yargıya ihtiyacımız var. Adaletin geciktiği bir ülke adaleti beklemez. Milletin, kimin samimi olduğunu, kimin de din iman, ahlak, ticareti yaptığını çok iyi görüyor. Bunlar önce kendi tarihleriyle yüzleşsinler. CHP tarihiyle yüzleşin, ondan sonra dinden, imandan ahlaktan bahsedin. Bunların tarihini çok iyi biliriz. Bunların Anadolu topraklarında camileri nasıl ahır haline getirdiklerini iyi biliriz. Hatta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, İnönü'ye gönderdiği bir mektup var. Camilerin ahır olmaktan çıkarılmasına yönelik. Bunu da iyi biliriz. Ama onlar bunu gerçekleştiremediler. O da bize kaldı, onu da biz temizleyerek restore ettik.
Bunlar sadece istismardan yana. Dersim katliamını kime anlatacaksınız? Dersim'de 'itaat etmeyen' diye anılan, vergiyi vermedi diye bombalanan köyleri. O zaman Cumhurbaşkanı kimdi? İnönü. Ve onun döneminde Dersim bombalandı. Bunların kayıtları elimizde mevcut. Ben belgeyle konuşurum, iftirayla değil. Ve altında imzası olan bütün bakanlar mevcut. Peki bunu kime anlatacaksın? Bunları halkımıza iyi anlatalım.
Biz bu ülkede, Alevisiyle, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Romanıyla, Boşnakıyla, Arabıyla biriz, beraberiz, bütünüz. Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Burada hep beraber bu yolculukta olmaya 'evet' mi?''
HUKUK SİSTEMİ
Anayasa değişikliği oylamalarında, kendi milletvekillerine, kendi arkadaşlarına bile güvenemeyenlerin bulunduğun anlatan Başbakan Erdoğan, ''Bir kez daha tekrar ediyorum. 12 Eylülde partilere değil, iktidara, muhalefete değil, kendinize oy vereceksiniz. Bu anayasa değişikliği bir AK Parti projesi değil, bir millet projesi. 13 Eylülden itibaren Türkiye'nin demokrasisi güç kazanacak. Hak ve özgürlükler daha genişleyecek'' dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Günlük yaşantımızı olumlu yönde etkileyen çok önemli değişiklikler olacak. Dikkat edin sevgili kardeşlerim. Bu anayasa değişikliği ile üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçiyoruz. 'Evet' diyerek; hukuk sistemini siyasetin müdahalesinden çıkaracaksınız; hukuk sistemini birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkaracaksınız; kast sistemine, kapalı devre sisteme son vereceksiniz. Buna 'evet' mi? Anayasa Mahkemesi gelişmiş ülkelerdeki Anayasa Mahkemelerinin yapısına kavuşacak.
Anayasa Mahkemesi, Türkiye İnsan Hakları Mahkemesine dönüşecek. Artık parası olanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde hak aradığı, parası olmayanın kaderine razı olduğu dönem geride kalıyor. İç hukuk yolları tükendiği halde kişi kendisini mağdur edilmiş görüyorsa, gidecek, Anayasa Mahkemesine müracaat edecek.
Modern, tarafsız bir Anayasa Mahkemesine 'evet' mi? Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısını değiştireceksiniz. Anadolu'da, Trakya'da binbir zorlukla, meşakkatle görev yapan ilk derece mahkemeleri hakim ve savcıları, artık kendi kaderlerini tayin hakkına kavuşacaklar, oy vererek kendi temsilcilerini seçecekler. Atama yok, dikkat edin. CHP, dağıttığı broşürlerde, hükümetin atamasından bahsediyor. Koskoca bir yalan. Hakimler, savcılar seçimini yapacak. Hukukta keyfilik sona erecek. 'Evet' mi? Bürokratik oligarşi sona erecek. 'Evet' mi? Kralların değil, kuralların egemen olduğu bir sisteme 'evet' mi? Afyonkarahisarlı Hanım kardeşim, 12 Eylülde 'evet' diyerek kadın haklarını anayasal güvenceye kavuşturacaksın. 'Evet' mi?''
DEĞİŞİKLİĞİN GETİRDİKLERİ
Başbakan Erdoğan, anayasa değişikliği paketinin içeriğiyle ilgili bilgiler verdiği konuşmasında, kamu denetçiliği konusuna da değinerek, bu kurumun anayasa değişikliği ile oluşacağını anlattı.
''Bu kurum, artık herkesi dinleyecek, herkesin şikayetini dikkate alacak, takip edecek ve kamu denetçisi olacak'' diyen Erdoğan, şöyle dedi:
''Bu demokratik kuruma 'evet' mi? Hiç kimsenin keyfi kararlarla yurt dışına çıkışı engellenmeyecek. Almanya'ya giden Emirdağlı kardeşim, üç beş kuruş vergi borcu var diye geri döndürülmeyecek. Buna 'evet' mi? Çocuk istismarının önüne geçilecek. Kadınların, yaşlıların, özürlü vatandaşlarımızın, özellikle de bize emanet olan şehitlerimizin dul ve yetimlerinin, gazilerimizin hakları daha güçlü şekilde korunacak. Buna 'evet' mi? 12 Eylülde Afyonkarahisar'dan şöyle dağlar gibi koskocaman bir 'evet' bekliyorum. 'Evet' mi?''
CHP ve MHP'nin gittikleri her yerde AK Parti iktidarının ne yaptığını sorduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, bugüne kadar yapılan icraatları anlatırken, Afyonkarahisar'da eğitim, sağlık, ulaştırma, tarım, toplu konut, doğalgaz, yatırımlar hakkında bilgi verdi.
Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak'ı kuşatan Zafer Havaalanının ihalesinin yapıldığını, en geç 2 yılda bunun biteceğini müjdeleyen Başbakan Erdoğan, yüksek hızlı tren çalışmalarından da söz etti. Erdoğan, muhalefetin bu trene hangi yüzle bineceğini dile getirerek, ''Bunu bu iktidar yaptı. Ama bunlar çıkarlar, 'hayır bunu da biz yaptık' derler. Temelini de biz attık, açılışını da biz yaptık'' dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''12 Eylül, Türkiye için milat olacak. 12 Eylül Afyonkarahisar için milat olacak. Gelin hep birlikte 'evet' diyelim, bembeyaz yeni bir sayfa açalım. Her 'evet' demokrasiye davettir. Her 'evet' adalete davettir. Her 'evet' özgürlüğe davettir, hukuka davettir. Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak üzerimize düşeni yaptık. Biz, sizin bize yüklediğiniz emanetin hakkını verdik. Şimdi, söz sizde. Şimdi, karar sizde. Sevdamız millet, kararımız 'evet'...''
Zaman zaman sıcak hava nedeniyle fenalaşanlara sağlık ekiplerinin müdahale etmesini isteyen Başbakan Erdoğan, Ramazan ayını da kutladı.