Başbakan Erdoğan Balyoz Darbe Planı ile ortaya çıkan hazırlıklarından ne zamandır haberdar?
Haber365 yazarı Behiç Kılıç yazısında Başbakan Erdoğan'ın 2006'dan beri darbe hazırlıklarından haberdar olduğunu belirtti
Başbakan Dolmabahçe'de Komutana Ne Anlatmıştır!?
Gazeteci Fehmi Koru İstanbul Boğazıkıyısında Feriye Lokantasında bir yemek tertipledi..
Tarih: 6 Ocak 2006…
Yemeğin onur konuğu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan..
Masada seçkin köşe yazarları var..
Başbakan yemekte gazetecilere yakınıyor. Yemeğe katılanlardan Okay Gönensin, Vatan'daki köşesinde Başbakan'ın bu yakınmalarını şöyle naklediyor:
Erdoğan isim vermeden, tanım yapmadan ‘birilerinin' ülkenin ve hükümetin önünü kesmeye çalıştığını söylüyor..”
Günümüze dönelim.. General-amiral tutuklamalarının ardından Genelkurmay Başkanı koşa koşa Başkan'a gitti.. Acil görüşme oldu.. Genelkurmay Başkanı'nın Başbakan'a ne anlattığı belli.. Peki Başbakan ne anlatmıştır..?
Başbakan Genelkurmay Başkanı'na darbenin kısa özgeçmişini anlatmış olabilir!..
Yani şöyle bir mevzu..
“Paşam, darbe planını ben 2003 yılından beri tüm ayrıntısı ile biliyorumm. Bu yüzden bırakalım hukuk işini yapsın..”
Erdoğan'ın bu “darbe meselesini” 2003 yılından beri ayrıntılı biçimde öğrendiği ortada.. O tarihlerde “Feriye'de köşe yazarlarına söyledikleri açık… Başbakan'ın MİT tarafından “Ergenekon kapsamında” bilgilendirilmesinde de “Ay ışığı-sarıkız v.s den” haberdar olduğu anlaşılıyor..
Gene Başbakan tarafından bilindiği ama kamuoyuna yansımayan bir darbe unsuru daha söz konusu.. İktidara karşı olan sermayenin Erdoğan'ı indirme niyeti!..
Bu “sivil darbe” kanadını rahmetli gazeteci Şakir Süter yazmıştı.. O zaman üzerinde durulmayan bu “teşebbüs” şu satırlarla anlatılıyordu..
““Çok güçlü bir patronun liderliğinde, Londra'da toplanıldı. Amaç, Tayyip Erdoğan Hükümeti'ni düşürmekti!... Askere dolaylı mesaj gönderilip destek arandı!.. Askerin red cevabı sert oldu..”
Bu “bilgi”nin ayrıntısında, Başbakan Erdoğan'ın “darbeci patron” ve kadrosu hakkında ayrıntılı biçimde haberdar.
Başbakan Erdoğan'ı “devirmek isteyen “Patron” askere gönderdiği “haberde” memleketin gidişatından şikâyet etmiş ve bu duruma müdahaleye öncülükten dem vurmuş, aldığı cevap;
“Elini tutan mı var?.. Biz ne yapalım, kapına tank mı koyalım seni desteklemek için!!?” mealinde olmuş.
Şakir Süter, “bu durumu” gazetesindeki dizi yazısında şöyle yazmış..
“AK Parti lideri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da, belki herkesten çok daha iyi gördüğü bir gerçek var. ‘Birileri' ciddi ciddi, AKP Hükümeti'nin ‘yolunu kesmeye' çabalıyor. Nitekim Erdoğan, 6 Ocak 2006'da Yeni Şafak Gazetesi yazarı Fehmi Koru'nun Feriye Lokantası'nda verdiği yemekte gazetecilere yakınıyor. Yemeğe katılanlardan Okay Gönensin, Vatan'daki köşesinde Başbakan'ın bu yakınmalarını şöyle naklediyor:
Erdoğan isim vermeden, tanım yapmadan ‘birilerinin' ülkenin ve hükümetin önünü kesmeye çalıştığını söylüyor..”
Şimdi satırlara dikkat.
“O ‘birileri' gün olur Londra'nın lüks otellerinden birinde geniş katılımlı bir toplantı düzenler. Türkiye'den sadece ‘çok zengin' değil, ‘çok da etkin' işadamları burada yerlerini alırlar. Toplantıya; İngiltere'den de, AB üyesi diğer bazı ülkelerin parlamenterlerinden de katılanlar olur. Ortak hedef: AK Parti iktidarıdır. Sorunlar, beklentiler farklı ama ‘düşman' aynıdır: Adalet ve Kalkınma Partisi.
Pekiyi, nasıl ortadan kaldırılacaktır AKP Hükümeti? Öncelikle dış kaynaklı yayınlar harekete geçirilir.
Bu, ‘yayına dayalı muhalefet' kısmen ve dengeli biçimde Türkiye'de de başlamıştır. Ancak, AKP'yi devirmek için daha güçlü desteklere ihtiyaç vardır. Örneğin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin desteği alınmalıdır. Teşebbüste de bulunulur:
- AKP bu ülke için zararlı, işbaşından uzaklaştırılması için bizler harekete geçiyoruz, sizin desteğinizi bekliyoruz.
Askeriyenin tepe noktalarından tok bir sesle şu yanıt gelir:
-Bu ülke hepimizin. Eğer AKP'yi bu kadar zararlı görüyorlarsa, mücadelelerini yapsınlar. Ne yani? Biz, bu mücadeleyi yapacaklarını söyleyenlerin kapılarına birer tank mı gönderelim?!
Bu arada, ordu yönetiminden randevu talepleri vardır ama bu talepler geri çevrilir. Temas; eski bir siyasetçi, yerelci, eğitimci ama asıl mesleği mühendis olan kişi tarafından(Firardaki eski belediye başkanı tanımlanıyor!!) sağlanmaktadır, fakat sonuç alınamaz.
Erdoğan haberdar boş oturacak hâli yok..
Londra Zirvesi'nden de, diğer girişimlerden de Başbakan Erdoğan haberdar olur. Boş oturacak değil ya... O da karşı atağa geçer ve bu ‘operasyona' öncülük eden ‘patron' siner!..”
Süter, bu yazıyı 2006 Ocak ayında yazmış. Acaba, Başbakan'ın bilgisi dahilinde olduğu belirtilen ‘darbeci' patron kimdir ve ne alemdedir?!.