Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (2)

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (2) "Dünyanın hiçbir ülkesi, silahla terör meselesinin üstesinden gelmiş değil, böyle bir örnek yok. Silahın yanında başka enstrümanları da kullanmışlar" -"Şimdi biz bir başka prangasından Türkiyeyi kurta
DENİZLİ (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, dünyanın hiçbir ülkesinin, silahla terör meselesinin üstesinden gelmediğini, silahın yanında başka enstrümanları da kullandığını söyledi.
     Bozdağ, ziyaretlerde bulunmak ve Diyanet Eğitim Merkezinin açılışını yapmak üzere geldiği Denizlide sivil toplum örgütü temsilcileri ve iş adamları ile Pamukkale Colossae Otelde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, yurt dışında yaşayan vatandaşlar, Türk dünyası, soydaş topluluklar ve akraba topluluklarla ilgili bakanlığının icraatları hakkında bilgi verdi.
     Türk Dünyası Belediyeler Birliğini 2003de kurduklarını, bunun sadece Türk cumhuriyetleri ile sınırlı olmadığını akraba toplulukları da kapsadığını söyledi.
     Türk Konseyi, Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını ve Türk Akademisini kurduklarını hatırlatan Bozdağ, Türk dünyası ile köprüleri bu anlamda güçlendiren önemli adımlar attıklarını, güvenlikle ilgili de işbirliğine gideceklerini dile getirdi.
    
     -Hiçbir vatandaşımız yurt dışında boynu bükük değil-
    
     Yurt dışında nerede bir soydaş, vatandaş, akraba varsa orada olmanın vazifeleri olduğunu vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:
     "Biz bu sloganla yola çıktık. Şu anda dünyanın 155 ülkesinde 6,5 milyon civarında vatandaşımız var. Bir de vatandaşlıktan ayrılmış insanlarımız, soydaşlarımız, akrabalarımız var. Baktığınız zaman yurt dışında çok güçlü bir Türk diasporası var. Türk diasporasının güçlü, örgütlü bir şekilde bulundukları yerlerde etkinliği bugüne kadar sağlanamamıştı. Başbakanlıkta bir müşavir bakıyordu bu işe. Dışişleri var, o ayrı. Başbakanımızın talimatıyla 2010da kanun çıkararak Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını kurduk. Dünyanın her yerinde nerede bir vatandaşımız varsa onun derdi bizim derdimiz diyerek koşan bir kadro kurduk. Şimdiye kadar ailelerden alınan çocukları Türkiye konuşmuyordu, şimdi konuşuyor. İşçilerimize, insanlarımıza yapılan ayrımcılık gündemde neredeyse yoktu, şimdi var. Muhataplarımıza insan haklarını, hukuku ihlal ediyorsunuz diye en üst düzeyden uyarılar yapılıyor. Çünkü Türkiye o güce erişti ve o noktada şimdi hiçbir vatandaşımız yurt dışında boynu bükük değil, yanında güçlü bir Türkiye var."
     Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) ile dünyaya açıldıklarının altını çizen Bozdağ, kurulduğu 1992den 2002ye kadar TİKAnın yaptığı kalkınma yardımlarında gerçekleştirdiği proje sayısının 2 bin 241 olduğunu, 2002den 2010 kadar gerçekleştirdiği proje sayısının 10 bin 86 olduğunu kaydetti.
     Nerede bir ecdat yadigarı eser varsa ona sahip çıktıklarına işaret eden Bozdağ, "Bizden önceki DSP-ANAP-MHP hükümeti döneminde 3,5 senede 49 tane eser restore edilmiş, biz 10 yıl içerisinde yaklaşık 5 bin civarında Türkiyenin içindeki ecdat yadigarı harabeye dönmüş eserleri ihya ettik. Sadece Türkiyede bunu yapmıyoruz, yurt dışında da Balkanlarda, Ortadoğuda, Afrikada, Orta Asyada, Uzak Asyada her tarafta ecdadımızın izlerinin olduğu yerde ne varsa ona sahip çıkan, oraya ay yıldızlı al bayrağın TİKA ile beraber mührünü vuran adımlar attık" dedi.
    
     -70 sente muhtaç bir ülke iken Türkiye 2011de 2 milyar 362 milyon dolar hibe yardım yaptı-
    
     Her yerde Türkiyenin izinin bulunduğunu ve Türkiyeye hayranlığın olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Allaha şükürler olsun bugünün Türkiyesi dedelerimize yüz sene önce yazılmış mektuplara cevap verecek kudrette olan bir Türkiye. Bugün gelen mektuplara anında dönebilen bir Türkiye. 70 sente muhtaç bir ülke iken Türkiye 2011de 2 milyar 362 milyon dolar hibe yardım yaptı. Yardım alan değil, yardım eden bir ülke. Somaliye gittiğimizde oradaki Kızılay yetkilileri anlattı, ay yıldızlı al bayrağı taşıyan uçağımız semada görünüp havaalanına inince Somalili insanlar secdeye kapanıp Allaha hamd ediyorlar Türkler geldi ölmek yok diye. Şimdi böyle bir noktada olan bir Türkiye var. Biz istiyoruz ki daha iyi noktalara gitsin. Türkiye güçlensin daha da iyi olsun" diye konuştu.
     Hükümet olarak Türkiyenin yaşadığı bütün sorunları halının altına iten değil, o sorunu nasıl çözerim diye kendine dert edinen bir anlayışla meselelere yaklaştıklarını savunan Bozdağ, şunları söyledi:
     "Öyle yaklaşıyoruz. Yaklaşmaya da devam edeceğiz. Çünkü büyük Türkiyeyi kurmak, Türkiyeyi bölgesinde ve dünyada güçlü bir aktöre dönüştürmek, sözlerinin ağırlığını daha güçlü bir noktaya taşımak için bunu yapmaya mecburuz. O çerçevede Türkiyenin her alanında büyük değişimler yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Şimdi biz bir başka prangasından Türkiyeyi kurtarmak için mücadele ediyoruz. Terör belasından bu memleketi kurtarabilirsek, silahların sustuğu, bırakıldığı, terör eylemlerinin olmadığı, kanın akmadığı, gözyaşının olmadığı bir Türkiye temin edebilirsek Türkiyeyi tutabilene aşk olsun."
    
     -"Terör siyasi rekabet konusu edilemez"-
    
     Otuz yıldır terör belasıyla uğraşıldığına işaret eden Bozdağ, "Güvenlikçi politikalarla bu meseleyi aşmamız mümkün değil. Dünyanın hiçbir ülkesi, silahla terör meselesinin üstesinden gelmiş değil. Silahın yanında başka enstrümanları da kullanmışlar. Ama biz bu alanda fazla bir mesafe alamamışız. Almamız lazım. Onun için de adımlar atmamız lazım. Cesur ve kararlı olmamız lazım." ifadelerini kullandı.
     Terörün sadece AK Partinin meselesi olmadığının altını çizen Bozdağ, şunları kaydetti:
     "Bu, CHP ile MHP ve diğer partilerin de meselesi. 76 milyon insanımızın ortak meselesi. Bu mesele, partiler üstü bir meseledir. Dünyanın başka ülkelerinde de terör meselesinin çözmeyi başarmış ülkelerin hepsi bunu partiler üstü bir mesele olarak görmüş ve öyle yaklaşmışlardır. İktidar kim olursa olsun muhalefet bu konuda iktidarın attığı her adımın arkasında durmuş ve uyarıları varsa onları da yapmış, sanki terör konusunda tek parti varmış gibi bir hareket etmişlerdir. Öyle başarılı olmuşlardır. Ama biz bunu Türkiyede başaramadık. Her terör saldırısı olduğunda, bir askerimiz, polisimiz şehit olduğunda siyasi partiler iktidarda kim varsa, saldırıyı iktidara saldırı için bir fırsat olarak görmüşlerdir ve iktidarda olana çullanmışlardır. Yahu hiçbir hükümet askerinin, polisinin terör saldırısı ile şehit olmasını ister mi, bu büyük bir akıl tutulmasıdır. Terör siyasi rekabet konusu edilemez."
     (Bitti)
    
     Muhabir: Mustafa Dermencioğlu / Şafak Yel
     Yayıncı: Erdem Gültekin
11 Mayıs 2013 03:50
DİĞER HABERLER