Demokrat Parti kurucularından Refik Koraltan'ın anıları 51 yıl sonra ortaya çıktı... Köşke çağırarak yapılan toplantının perde arkası...
Yıl: 1947, Yer: Köşk
"DP kurucularının dosyaları hazır. Mahkemeye tevdi edersiniz, o gün bunların defteri dürülür. Bir hafta içinde onlarla birlikte 5-10 kişi de sallandırılırsa tehlike önlenmiş olur."
Yıl: 1947 Yer: Senirkent
"DP'ye iltihak eden köylülere meydan dayağı çekiliyor. Delikanlılar yere dört ayak yatırılıyor, şapkalarının içine insan pisliği dolduruluyor ve başlarına geçiriliyor. Jandarma sırtlarına biniyor."
Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1947 yılında İstiklal Mahkemelerini kurarak, Demokrat Partilileri astırmayı planladığı ortaya çıktı. DP kurucularından Refik Koraltan'ın 51 yıl sonra ortaya çıkan anıları, dönemin Başbakan'ı Recep Peker'in Çankaya'ya çağırılarak İsmet İnönü ve arkadaşları tarafından İstiklal Mahkemelerinin kurulması talimatı verildiğini gösteriyor.
Köşk'te yapılan toplantıda Başbakan Recep Peker'in anlatımıyla yapılan teklif şöyle anlatılıyor: "Zaten Demokrat Parti kurucularının dosyaları hazırdır. Mahkemeye tevdi edersiniz, o gün bunların defteri dürülür. Bir hafta içinde daha onlarla birlikte 5-10 kişi de bunlarla sallandırılırsa tehlike önlenmiş olur."
Yassıada yargılamaları sırasında avukatlığını yapan kızı Ayhan Timurtaş'a (Koraltan) Ekim 1962 yılında Kayseri Devlet Hastanesi'nde yazdırdığı anıları gün yüzüne çıktı. Gazeteci Kamil Maman'ın imzasını taşıyan Refik Koraltan'ın Timaş Yayınlarından çıkan Demokratlar kitabında, DP'nin kuruluşunda yaşanan olayların perde arkası yer alıyor.
İNÖNÜ BAŞBAKAN RECEP PEKER'İ KÖŞKE ÇAĞIRIYOR
Kitabın en dikkat çeken bölümünü İsmet İnönü'nün, dönemin Başbakan'ı Recep Peker'i Köşke çağırarak yapılan toplantının perde arkası oluşturuyor. Recep Peker'in ölüm döşeğinde anlattığı olay, 1947 yılında Demokrat Parti'nin muhalefet parti olarak meclise girmesiyle yaşanıyor.
Peker'in Başbakanlık koltuğundan da eden ilginç olayda şu ifadeler yer alıyor: "Başvekaletten (Başbakanlıktan) çekilmeden bir müddet evvel saat 5 sıralarında köşke davet edildim. Derhal gittim. Salona girdiğim zaman, Nihat Erim, Faik Ahmet Barutçu, Cumhurbaşkanı İnönü ile beraber oturuyorlardı. Bugüne takaddüm eden bazı görüşmelerdeki mevzular dolayısıyla davetin sebebini anlamakta gecikmedim."
Bunların defteri dürülür
Recep Peker'in toplantıya katılmasının ardından İsmet İnönü ve CHP'nin önde gelen isimleri kendisine İstiklal Mahkemelerinin kurulması için harekete geçmesi teklifinde bulunuluyor: "Çok geçmeden Nihat Erim söze başladı. 'Muhterem başvekil, Demokratların faaliyeti vahim bir safha arz ediyor. Durum çok ciddidir. Nerede ise memlekette yer yer ihtilaller başlayacaktır. Buna göre gereken ciddi tedbirler almak zamanı gelmiştir.'
Recep Peker: 'Ne gibi ciddi tedbirler?'
Nihat Erim: 'Mesela İstiklal Mahkemesi kurmak. Zaten Demokrat Parti kurucularının dosyaları hazırdır. Mahkemeye tevdi edersiniz, o gün bunların defteri dürülür. Bir hafta içinde daha onlarla birlikte 5-10 kişi de bunlarla sallandırılırsa tehlike önlenmiş olur."
İNÖNÜ'YE REST ÇEKTİ BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNDA OLDU
Peker'in İsmet İnönü'nün Çankaya'da gerçekleştirdiği toplantıyı ve yaşananları eski Nafia Vekili Behiç Erkan, Ali Fuat Cebesoy, Mehmet Ali Yörük'e ve Suat Hayri Ürgüplü'ye anlattığı aktarılıyor.
Konuşmanın devamında Recep Peker kendisine yapılan teklifi sert bir şekilde reddederek şu cevabı veriyor: "Asla sizin fikrinizde değilim. Demokrat Parti müessisleri de bu memleketin evladıdır. Atatürk'le çalışan insanlardır. Ne demek istediğinizi anlıyorum. Anayasaya göre devlet reisinin itimadını alarak başvekalete geldim. Anayasa hükmüne göre meclisten 'adem-i itimat' verildiği takdirde başvekaletten çekilebilirim. Nasıl isterseniz öyle davranınız diyerek masayı terk ettim."
KENDİ PARTİSİNİN ADAMINI KOLTUĞU İÇİN HARCADI
Refik Koraltan, Recep Peker'e yapılan çirkin teklifin İsmet İnönü tarafından Demokrat Parti üyesi Nuri Özhan'a tamamen farklı bir şekilde anlattığını belirtiyor. Koraltan İnönü'nün anlatımlarıyla ilgili şöyle söylüyor: "İnönü o kadar kurnazdı ki kendi partisinin adamlarını bile koltuğu için harcamayı mübah sayan bir siyasi kişiliği vardı. Milli Şef, Özhan'a güya Recep Peker başvekaletten çekilmeden evvel Demokrat Parti'yi kapatacağını, partinin kurucuları olan biz dört arkadaşı mahkemeye vererek imha ettireceğini söylemiş. İsmet İnönü de Peker'in bu düşüncesini reddetmiş. Peker'i başvekaletten bu maksatla uzaklaştırmış Hâlbuki İnönü'nün anlattığı bu kaziye tamamen tersiydi."
ŞAPKALARA İNSAN PİSLİĞİ DOLDURDULAR
1947 seçimlerinde Senirken ve Aslanköy'de yaşanan çirkin olaylara da değinen Koraltan, Celal Bayar'la birlikte olayların yaşandığı yere giderek incelemelerde bulunduklarını ifade ediyor. Halka yapılanların gayretullaha dokunduğunu söyleyen rahmetli Meclis Başkanı Koraltan, yaşananları şöyle anlatıyor: "Senirkentliler, topyekûn Demokrat Parti'ye iltihak ediyor. Bir bölük jandarma oraya sevk ediliyor. Köylülere birer birer meydan dayağı çekiliyor. Bununla iktifa edilmiyor, köy delikanlılarından bir kısmı yere dört ayak yatırılıyor, hayvan gibi, şapkalarının içine insan pisliği dolduruluyor ve başlarına geçiriliyor. Jandarmalar sırtlarına biniyor ve silahlarının dipçikleriyle vurarak köyden çıkarıyorlar. Bununla da yetinmiyorlar, bazı delikanlıların namusuna tecavüz ediyorlar. Zulmün bu derecesi tüyler ürperticidir. En zalim düşmanın dahi yapamayacağı hareketlerdir. Bu çirkin hadiselerden kısa bir süre sonra Bayar'la Senirkent'e gittik."
İNÖNÜ VE EKİBİ ALEYHİNDEKİ BELGELERİ İMHA ETTİ
Mayıs 1950'de sandıktan birinci parti olarak çıkan DP'lilerin idareyi devralmada müsamahalı davranmaları üzerine İnönü ve ekibinin aleyhlerindeki evratları imha ettikleri belirtiliyor.
Koraltan şunları anlatıyor: "Biz ne kadar medeni, hüsnüniyet ve tolerans sahibiydik. İdareyi derhal teslim alarak her şeye el koymak gayet tabii ve makul bir hareket iken meclisin toplanabildiği 22 Mayıs'a kadar hükümet kapısından ayak atmadık. Karşıdakilerin bütün karakterlerini bilen bizler bu müsamaha ve samimiyeti çok ileri götürmüş ve devlet idaresi yönünden büyük gaflet gösterdik. Çünkü dokuz gün içinde muhtelif vekalet dosyalarında İnönü ve ekibi kendi aleyhlerinde kullanılabilecek her türlü vesikayı alıp imha ettiler."