Federal Almanya'da iktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Parti'de (CDU) liderlik tartışmaları yeni bir safhaya taşındı. Başbakan Angela Merkel'in CDU liderliğini devrettiği Kramp-Karrenbauer'in "Başbakanlığı erken bırak" baskısı ile karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Merkel, 2021 yılı eylül ayında yapılacak seçimine kadar başbakan olarak kalacağını açıklamıştı.
Hristiyan Demokrat Parti CDU Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer, partisinin yönetici kadrosunu Avrupa Parlamentosu seçimlerinin hemen akabinde haziran ayının ilk hafta sonunda olağanüstü istişare toplantısına davet etti.
Söz konusu istişare toplantısı Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel’in zamanından önce koltuğunu devredeceği söylentilerini ayyuka çıkardı.
PARTİDEKİ HALEFİ KRAMP-KARRENBAUER Mİ BAŞBAKAN OLACAK?
CDU Genel Sekreteri Paul Ziemiak, toplantının 2019 vergi gelirlerinin dağılımı konusuna ağırlık verileceğini açıklayıp kulislerdeki söylentileri yatıştırmaya çalışsa da Berlin’deki siyasi yorumcular, Merkel’e başbakanlığı bırakarak, görevini Kramp-Karrenbauer’e devretmesi yönündeki baskılarının yeni bir boyut kazandığını iddia ediyor.
Amerikanın Sesi'nden (VOA) Cem Dalaman'ın haberine göre mart ayının başında bir açıklama yapan koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) güçlü isimlerinden Johannes Kahrs da CDU içinden kendisine ulaşan bilgilere göre, Merkel’in önümüzdeki yaz aylarında başbakanlıktan çekilmesi konusunda ortam hazırlandığını kaydetmişti.
Kahrs sonbaharda yapılacak eyalet seçimlerine Kramp-Karrenbauer’in başbakanlığında girilmesinin hedeflendiğini öne sürmüştü.
Angela Merkel ile 2018 yılı aralık ayında CDU liderliğini devrettiği Kramp-Karrenbauer arasında soğuk rüzgârlar estiği belirtiliyor.
2018 YILI ARALIK AYINDA CDU GENEL BAŞKANLIĞI'NI BIRAKTI
Merkel 2018 yılı aralık ayında CDU liderliğinden ayrılırken, başbakan olarak 2021 yılındaki genel seçime kadar görevini devam edeceğini ifade etmişti. Ancak geçen sürede Merkel ile Kramp-Karrenbauer arasındaki ilişkinin giderek kötüleştiği belirtildi.
Nitekim Kramp-Karrenbauer’ın, Merkel’in CDU’nun düzenleyeceği seçim mitinglerine katılmayacağını açıklamasına kızdığı ve bunu da parti içinde dillendirdiği haberleri geliyor.
Merkel’in son haftalarda iç siyasetle ilgili konularda açıklama yapmadığını ve neredeyse sadece Brexit sürecine yoğunlaştığına işaret eden bazı kaynaklar, 14 yıldır Almanya’yı yöneten siyasetçinin kendi kendini "topal ördek" nitelemesine uygun hale getirdiğini belirtiyorlar.
ALMANYA, 26 MAYIS'TA AVRUPA PARLAMENTOSU İÇİN SANDIK BAŞINDA
Almanya'da seçmenler 26 Mayıs’ta Avrupa Parlamentosu'na (AP) seçilecek milletvekilleri için oy kullanacak; ayrıca Bremen Eyalet Parlamentosu’nun yeni üyelerini de seçecek.
Baden Württemberg, Brandenburg, Hamburg, MecklenburgPommern, Rheinland Pfalz, Saarland, Saksonya ve Thüringen eyaletlerinde belediye ve yerel yöneticiler için de oylar kullanılacak.
CDU VE SPD OY KAYBINA UĞRAYABİLİR
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamaları hem CDU’nun hem de SPD’nin önemli ölçüde oy kaybına uğrayacağını, buna karşın Yeşiller ile sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) oy oranını büyük ölçüde artıracağını gösteriyor.
AfD’nin özellikle eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan eyaletlerde sonbaharda yapılacak eyalet parlamentoları seçimlerinde birinci parti konumuna gelebileceği tahmin ediliyor.
CDU'nun daha fazla kan kaybetmemek için doğudaki eyaletlerde sevilmeyen Merkel'in görevini daha erken bırakmaya zorlanacağından yola çıkılıyor.
Merkel’in siyasi geleceğiyle ilgili kulislerin yoğunlaşması sonrasında SPD cenahında. “Merkel başbakanlığı bırakırsa, koalisyon sözleşmesi geçerliliğini kaybeder. Biz de koalisyonu terk ederiz.” sesleri yükselmeye başladı.
"KARRENBAUR'İ BAŞBAKAN SEÇTİRMEYİZ" ÇIKIŞI
SPD’li bazı politikacılar, “Bu durumda SPD, Annegret Kramp-Karrenbauer’i başbakan seçmez.” diye açıklamalarda bulundu.
Koalisyonun bozulması durumda ise üç seçenek konuşuluyor. Merkel’in yerine geçecek Kramp-Karrenbauer’in, Yeşiller ve Hür Demokratlar’la (FDP) yeni bir koalisyon hükümeti kurması.
İkinci seçenek ise Kramp-Karrenbauer’ın 2021’deki seçimlere kadar azınlık hükümetiyle yönetecek olması.
Bir diğer ve daha gerçekçi bir ihtimal ise erken genel seçimlere gidilmesi.
Tüm bu gelişmeler Almanya’yı siyasette sıcak bir yazın beklediğini gösteriyor.