ABD'de kasım ayında yapılacak başkanlık seçimine, partilerin hangi adaylarla katılacağını belirleyecek ön seçim maratonunda dün en kritik gündü. 10'u aşkın eyalette aynı gün sandık başına gidildiği için ‘Süper Salı' olarak adlandırılan önemli virajda bugün açıklanacak sonuçlar  Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti'de başkan aday adaylarının akıbetini belirleyecek. Başkanlık ön seçimlerinde düğümü büyük ölçüde çözmesi beklenen ‘Süper Salı'da Cumhuriyetçiler 13 eyalette, Demokratlar ise 11 eyalet ve bir bölgede sandık başına gitti. Demokratlar'da son dört eyalette yapılan ön seçimin üçünü kazanarak Süper Salı'ya moralli giren eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın altı güney eyaletinde ipi birinci göğüslemesi bekleniyor. Clinton'ın demokrat sosyalist rakibi Vermont Senatörü Bernie Sanders ise kendi eyaletiyle birlikte beş eyaleti (Massachusetts, Oklahoma, Minnesota ve Colorado) kazanmayı hedefliyor. Sanders, gençler arasında yoğun destek bulurken, Clinton'ın en sadık destekçileri siyah Amerikalılar.

Cumhuriyetçi Parti'de ise gafları ve ırkçı söylemiyle dikkat çeken New Yorklu gayrimenkul devi  Donald Trump, rakiplerine ölümcül darbeyi vurmayı hedefliyor. Dört ön seçimden üçünde Cumhuriyetçilerin tercihine mazhar olan Trump, dün Teksas hariç sandığa gidilen eyaletlerin hepsinde anketlerde önde gözüküyordu. Teksas'ta, bu eyaletin senatörü olan Ted Cruz'un Trump'ı geride bırakması bekleniyor. Cumhuriyetçiler'de bir diğer iddialı isim de Florida Senatörü Marco Rubio. Yarıştaki diğer isimler Ohio Valisi John Kasich ve cerrah Ben Carson'ın ise Süper Salı sonrası havlu atması muhtemel.

Parti liderleri, hakaretçi ve alaycı üslubuyla tepki çeken Trump'ın başkan adayı seçilme ihtimalinden dolayı alarma geçmiş durumda. Trump'ın politikalarını desteklemeyen parti elitleri, 8 Kasım'da Demokratlar adına yarışması kuvvetle muhtemel Clinton karşısında hezimete uğrayacağını düşünüyor. Önde gelen Cumhuriyetçiler, Rubio'nın başkanlık yarışında partiyi temsil etmesini istiyor. Ancak Cumhuriyetçi seçmenler arasında yapılan son anketler Trump'a desteğin yüzde 42, Rubio'ya ise yüzde 20 olduğunu gösteriyor. İç kavgalarla zayıflaması muhtemel Cumhuriyetçilerin en büyük kâbusu, daha birlik içinde ve medenice bir ön seçim yarışı yürüten Demokrat Parti'ye üst üste üçüncü başkanlık seçiminde yenilmek.