Başkan Kocaoğlu: CHP'de genel başkan problemi yok

Başkan Kocaoğlu: CHP'de genel başkan problemi yok
CHP'nin 1 Kasım 2015'teki genel seçimde en yüksek oy aldığı illerin başında gelen İzmir'in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun başarılı olduğunu söyledi. CHP'deki problemin, genel başkan problemi olmadığını belirtti. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun balkon konuşmasında verdiği mesajların önemli olduğunu vurgulayan Kocaoğlu, "demokrasinin korunacağı, geliştirileceği, hukukun üstünlüğü, ayrımcılık yapılmayacağı, ayrıştırma olmayacağını, herkesin kardeş olduğu" sözlerinin son derece önemli mesajlar olduğunu dile getirdi. Kocaoğlu, İpek Medya Grubu'na kayyum atanması, gazetecilere yönelik şiddet ve 80 gazetecinin işten atılmasının sonuna kadar yanlış olduğunun altını çizdi. Kocaoğlu, "Yapılan bu tür aşırı hareketlerin ülkeyi sıkıntıya soktuğu, ülkenin enerjisini, hem de dünyada itibarını düşürdüğüne inanıyorum. Adalet, suçsuzun hakkını korusun, suçluyu cezalandırsın yasal çerçevede ama bu tür korkutmalar, sindirmeler, baskınlar olmasın." uyarısında bulundu.

1 Kasım seçiminde CHP, yerel yönetimi elinde bulundurduğu bazı illerde oy kaybı yaşarken İzmir'de yüzde 47 oy oranına ulaştı. İzmir'in CHP'li Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, seçimleri, partisindeki kongre taleplerini ve ülke gündemini Cihan Haber Ajansı'na değerlendi. CHP'de seçimin ardından esen kongre rüzgarlarının sebebinin, partilerinin Türkiye'nin en demokrat ve köklü partisi olmasından kaynaklandığı belirtti. "Başka bir partide örgüt içi demokrasinin CHP'deki gibi çalışması mümkün değil. Biz hem eleştiri özgürlüğüne sahibiz, hem de parti disiplini içinde hizmet ederiz. Saygımız, sevgimiz, itaatimiz ayrı ama CHP, yeri geldiğinde de her platformda başta genel başkanımız olmak üzere eleştiri yapacak özgürlüğü bize tanır." diyen Kocaoğlu, partideki problemin genel başkan problemi olmadığını vurguladı. Kocaoğlu, "Ben CHP'deki problemin kesinlikle genel başkan problemi olduğuna inanmıyorum. Genel başkan bu göreve hazır değildi, geldi, çalıştı. Türkiye'de en çok çalışan genel başkan oldu. Demokrasiyi kendi içine sindirmişti, örgüte de yansıttı. 7 Haziran ve 1 Kasım sürecinde partinin eksikliklerini tamamlayabildiğini, ekonomik projeleri oluşturabileceğini ve ülkeyi yönetebileceğini sergiledi. Bu tabii üç beş ayda güvenliksiz ortamın genel başkanın çabalarıyla giderilmeyeceği bir realiteydi ama çok büyük bir aşama kaydedildi. Tüm Türkiye, hangi partiden olursa olsun CHP'deki bu değişimi, iktidar olma hevesini, ekonomiye bakışını, sosyal devlete bakışındaki durumu gördü, değerlendirdi. Aslında o anlamda çok başarılı. Kemal Bey'in izlediği değişim politikaları kesinlikle doğru ama eksikler var mıdır? Vardır. Belli konularda daha net, daha açık, risk alarak karar verilmesi gerekir mi? Gerekir." diye konuştu.

'BALKON MESAJLARI HAYATA GEÇERSE ÜLKE RAHATLAR'

AK Parti'yi kutlayan ve Başbakan Davutoğlu'nun yaptığı balkon konuşmasının önemine değinen Kocaoğlu, şunları söyledi: "Orada demokrasinin korunacağı, geliştirileceği, hukukun üstünlüğü, korunacağı, ayrımcılık yapılmayacağı, ayrıştırma olmayacağı, hepimizin kardeş olduğu vurgusunu yapmıştır. Bu son derece önemli bir mesajdır. Bunun yapılması, Türkiye'de gerilen ortamını yumuşatacaktır. Sayın Başbakan'ın balkon konuşmasında verdiği mesajlar hayata geçerse ülke rahatlayacaktır."
Türkiye'de çözüm bekleyen öncelikli konuları sıralayan ve bunların başında Suriye'den gelen terörün bulunduğunu anlatan Kocaoğlu, "Suriye'deki terör bize, dış politikalarda yapılan hatalardan yansımıştır. Onun dışında ekonomidir. İş hayatı, belirsiz bir ortamdan olumsuz etkilenmiştir." dedi.

'BUGÜNE KADAR HİÇBİR GAZETECİYE DAVA AÇMADIM'

Eleştiriye açık olduğunu, hiçbir basın mensubuna dava açmadığını anlatan Kocaoğlu, gazetecilerin görevini yaptığını belirtti. Gazete ve televizyonlara kayyum atanması, gazetecilerin kayyumlar tarafından kovulmasının baştan sona yanlış olduğunu dile getiren Kocaoğlu, "Yargılarsınız, kısıtlarsınız. Yurtdışına çıkış yasağı koyasınız. Kayyumun atanma şartları bellidir, o koşullar varsa atarsınız. Kayyumun da görevi, şirketin menfaatlerini korumakla ilgilidir. Yasal zorlamalarla yapılan, basına da, iş dünyasına da Büyükşehir'e de yapılan. Bugün, 'Genelkurmay Başkanı, casusluk, Balyoz boşmuş.' deniyor. Onlar yapılırken de hükümet aynıydı, bugün de aynı. Suçlu ben olsam da başkası olsa da yanına kalmasın, adil yargıda yargılansın, cezası neyse çeksin. Nasıl İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri'nin evinden alınmasına tepki göstermişsem, bugün de olanlara karşıyım. Suçu varsa suçuna mahkeme karar verir, vatandaşlar da biz de suçumuzu çekeriz. Adaletten kaçacak değiliz ama yapılan bu tür aşırı hareketlerin ülkeyi sıkıntıya soktuğu, ülkenin enerjisini, hem de dünyada itibarını düşürdüğüne inanıyorum. Adalet suçsuzun hakkını korusun, suçluyu cezalandırsın yasal çerçevede ama bu tür korkutmalar, sindirmeler, baskınlar olmasın." şeklinde konuştu. "Türkiye'de basın özgür mü?" sorusuna ise Kocaoğlu, "Türkiye'deki basın özgürlüğünü okuyoruz, görüyoruz." cevabını verdi.

'TERÖRİSTİN TARİFİ SAPTIRILIYOR'

Ülkede basın özgürlüğü konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşandığını, "havuz medyası" denen medya ile devlet TRT'sinin hükümetten yana çok büyük ayrım yaparak haber yaptığını, İpek ve Doğan medya gruplarına yapılan sorgulamalar, Koza-İpek Grubu'na atanan kayyumların kurgunun bir parçası olduğunu ifade eden Kocaoğlu, "Şimdi terörist kimdir? Teröristin tarifi de saptırılarak, yozlaştırılarak belirli yerlere ulaşılmaya çalışıyor. Mesela İzmir Büyükşehir Belediyesi suç örgütü olarak değerlendirildiği için başımıza bu operasyonlar geldi. Güçler ayrılığının zayıflaması, hukuk sisteminin zayıflaması ve siyasi erkin emir komuta zincirine girmesi, yargının ve parlamentonun, güçler ayrılığı ilişkisinin zayıflaması böyle bir sonucu getiriyor. Hiç kimse diyemez ki 1 Kasım sürecinde devlet çarkının AK Parti lehine kullanılmadığını. Seçimden bir iki gün önce yollara dökülen kömürler, bu devlet çarkının bu şekilde kullanıldığının en basit ispatı." şeklinde konuştu.

'TÜRKİYE'NİN YAPISI BAŞKANLIK SİSTEMİNE UYGUN DEĞİL'

Türkiye'nin yapısı ve içinde bulunduğu jeopolitik şartların başkanlık sistemine uygun olmadığını savunan Kocaoğlu, "Türkiye'nin başındaki bütün problem, yargı ve parlamento yetkisinin büyük oranda tek kişinin elinde toplanmasından başımıza geldi, bu sıkıntılar yaşandı. Burada önemli olan, bu mevcut sistemi sürdürmek ve yetki paylaşarak, erkleri koruyarak, güçler ayrılığını koruyarak, hem de parlamenter sistemle yoluna devam etmesi gerekir. Ben buna inanıyorum." dedi.

'SAĞDAN VE MUHAFAZAKÂRLARDAN OY ALIYORUZ, TÜRKİYE GENELİNDE DE ALABİLİRİZ'

CHP'nin İzmir'de, yerel ve genel seçimlerde sağdan ve muhafazakârlardan oy aldığını, bunun Türkiye genelinde de yapılabileceğini ifade eden Kocaoğlu, "Türkiye'de neden olmasın? Muğla'da, Aydın'da aynı şekilde alıyor. Partinin belediye başkanlığı olan yerlerde kimseyi ötekileştirmemesi, hizmetini eksik yapmaması, bir defa her kesimle belediye başkanı ve partiyi birleştiriyor. Kucakladığınızda, güven sağladığınızda partiye katkı koyma olanağınız var. Bu durumda olduğunuzda herkes size korkmadan, çekinmeden destekleyerek oy veriyor. Böyle olunca bilinen bir iyiyi, bilinmeyene tercih ediyorlar." dedi.

'İZMİRLİLİK BİLİNCİ AK PARTİ İKTİDARIYLA ÖRTÜŞMÜYOR'

İzmir'in, Türkiye'nin birçok ilinden farklı olarak AK Parti yerine CHP'yi tercih etmesini ise Kocaoğlu, "İzmir bir defa Türkiye'nin en aydınlık, ileri kenti. Bir İzmirlilik bilinci, kültürü olduğu, İzmir'in öteden beri çok kültürlü, dinli bir kent olması, kültürel, tarihi zenginlikleri, coğrafyasının, Akdeniz kimliğinin verdiği yaşam felsefesi, bugünkü AK Parti iktidarıyla örtüşmüyor, bu bir realite. İzmirli vatandaşlarımızla hangi partiden, hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi etnik kimlikten olursa olsun aramızda sağladığımız güven ortamı, CHP'nin burada güçlenmesi ve AK Parti'den daha fazla oy alması sonucunu getiriyor." sözleriyle özetledi. CİHAN
06 Kasım 2015 12:40
DİĞER HABERLER