Başkan Pekdaş: İtalyan hükümeti güvensiz diye partnerlerimizi İzmir'e göndermedi

İzmir'in Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, iki yıldır kadına yönelik şiddete karşı İtalyan partnerleriyle yürüttükleri çalışmanın finalini, Türkiye'de yaşanan olaylar sebebiyle yapamadıklarını söyledi. Pekdaş, "İtalyan hükümeti, 'Güvensiz bir ülke, İzmir de güvensiz bir şehir.' diyerek göndermedi, gelmediler. Biz o partnerlerimizle bu toplantıyı gerçekleştiremedik." dedi.

TMMOB, KESK ve DİSK, "Türkiye'ye Barış, Akademiye Özgürlük" başlıklı bir basın toplantısı düzenledi. Türkan Saylan Kültür Merkezi'ndeki toplantıya CHP İzmir milletvekilleri Murat Bakan ve Tacettin Bayır, CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel, Başkan Pekdaş, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ve çok sayıda STK temsilcisi katıldı. Ortak basın açıklamasını, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu. Akademisyenlerin, "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı metni okuduğunu hatırlatan Sarı, barış talebini dile getiren bu metne imza vererek düşünce ve ifade özgürlüklerini kullanan akademisyenlerin günlerdir aşağılanmaya çalışıldığını, hedef gösterilerek tehdit edildiğini söyledi. İmzacı akademisyenler hakkında soruşturmalar başlatıldığını, gözaltı ve yurtdışına çıkış yasakları getirildiğini ve işinden atılan, görevlerinden uzaklaştırılanların bulunduğunu kaydeden Sarı, "Bütün bunları, haksız ve kabul edilemez buluyoruz." dedi.

'FİKİRLERE ANCAK BAŞKA FİKİRLERLE KARŞI ÇIKILIR'

KESK, DİSK ve TMMOB olarak, İzmir'deki üniversitelerde çalışan akademisyenler hakkında YÖK emriyle idari soruşturma başlatmaya hazırlanan rektörlere mektup gönderdiklerini belirten Sarı, içeriğini şöyle aktardı: "Fikirlere ancak başka fikirlerle karşı çıkılır; soruşturma ve ceza tehditleriyle karşı çıkılamaz. İfade özgürlüğünü bir evrensel ilke yapan, yalnızca savunduğumuz görüşler için değil; benimsemediğimiz, hattâ karşı olduğumuz görüşler için de geçerli olmasıdır. Üniversiteler, bu evrensel ilkeye koşulsuz olarak sahip çıkması gereken kurumlardır. Olası soruşturmalar, bilim insanlarını, aynı zamanda kimi çevrelerce yürütülen linç kampanyasının da açık hedefleri haline dönüştürecektir. Üniversitenizin adını tarihe; tamamen politik saiklerle alınmış kararlara dayanan, hukuka uygun olmayan ve evrensel bir hak olan düşünce ve ifade özgürlüğüyle çelişen bu uygulamanın destekçisi olarak geçmesini istemeyeceğinizi düşünmekteyiz. Bu nedenlerle rektörlüğünüzün, ifade özgürlüğü ilkesine bağlı kalmasını beklemek en doğal hakkımızdır. Üniversite geleneğinin tarihsel misyonuna sahip çıkmanızı ve fikirleri cezalandırmamanızı talep ediyoruz."

Memiş Sarı, savaştan ve ölümden değil, barıştan ve yaşamdan yana olduklarını, her ölüm için derin üzüntü duyduklarını belirterek, barış şartlarının sağlanmasını, vatandaşı oldukları devletten talep ettiklerini sözlerine ekledi.

'İTALYAN ORTAKLARIMIZI İTALYAN HÜKÜMETİ, 'TÜRKİYE GÜVENLİ DEĞİL' DİYE GÖNDERMEDİ'

Ortak basın açıklamasının ardından toplantıya katılanlar söz aldı. Konak Belediye Başkanı Pekdaş, iki yıldır İtalyan ortaklarıyla kadına yönelik şiddette karşı yürüttüklerini projenin geçen ay finalini yapmaya hazırlanırken beklemedikleri bir cevap aldıklarını anlattı. Pektaş, "İtalyan ortaklar, geçen ay İzmir'e gelecekti. İtalyan hükümeti, 'Güvensiz bir ülke, İzmir de güvensiz bir şehir.' diyerek göndermedi, gelmediler. Biz o partnerlerimizle bu toplantıyı gerçekleştiremedik. Yine bu ay Hollanda ile bir görüşmemiz vardı. Hollanda'da bir tasarım sergisi var, onu İzmir'e getirmek için, 'Kusura bakmayın, güvensiz bir ülke. Bu sergi materyallerini gönderemeyiz.' diye cevap verildi. Dolayısıyla biz İzmir'de bile özgür değiliz, özgür olduğumuzu düşünüyoruz. Buraya sergiler gelmiyor, kadın çalıştayı için partnerimizle iki yıl ortak yürüttüğümüz çalışmanın finalini burada yapamıyoruz. Dışarıdan böyle bir manzara. Bunu yıkmak için hep birlikte çalışmak lazım." dedi.

'MEVCUT ANAYASA'YI UYGULAMAYAN BİR İKTİDAR VAR'

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan da ülke gündeminde Anayasa Uzlaşma Komisyonu, anayasanın demokratikleştirilmesi, darbe hukukundan arındırılması, 12 Eylül Anayasasının değiştirilmesi gibi konuların konuşulduğuna dikkat çekti. Mevcut anayasayı uygulamayan bir iktidar olduğunu söyledi. 'Basın hürdür, sansür edilemez' maddesinin bulunduğunu hatırlatan Bakan, "Anayasada bu hüküm, ama uygulamada böyle bir şey yok. Düşünceyi açıklama ve yayma Anayasa hükmü olarak teminat altına alınmış ama bugün akademisyenler sadece düşüncelerini açıkladıkları için takibata, linç kampanyalarına maruz bırakılıyor. Bugünkü iktidar ne yazık ki elindeki Anayasa'nın doğru hükmünü bile uygulamaktan yana değil. Bu anayasa ile ilgili uzlaşma noktasında bir şey çıkacağını da düşünmüyorum. Ama biz bugün barıştan, ifade özgürlüğü, demokrasiden yana olan insanlar olarak bu duruşu göstermeliyiz. Ben de bir milletvekili olarak bu basın açıklamasının arkasında olduğumu, bu takibata karşı ne yapmamız gerekiyorsa, bu akademisyenlerin düşüncelerini ifade etme hürriyeti noktasında yanlarında olduğumu paylaşmak istedim." diye konuştu.

'DEMOKRASİNİN AKSIYA ALINDIĞI BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ'

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır da demokrasinin askıya alındığı, Meclis'in by pass edildiği, yargının bağımsız olamadığı, toplumun medya aracılığıyla hipnoz edilmeye çalışıldığı bir süreçten geçildiğini belirtti. Özgürlüklerin, düşüncenin, yazılması ve çizilmesinin bile suç sayıldığı, çok seslilik yerine tek ses, tek adamlığı dayatan bir anlayışla karşı karşıya olduklarını dile getiren Bayır şunları söyledi: "Biz buna göz mü yummalıyız, yoksa görmezlikten mi geleceğiz. Tüm sivil toplum kuruluşları örgütlü bir biçimde bağımsızlığı, adaleti, özgürlükleri savunmalıyız. Bu baskı ve zulme dur demeliyiz. ğer üniversitelerdeki bilim adamlarımız özgürce düşüncelerini ifade edemeyeceklerse o zaman yeni gelecek nesilleri yetiştirebileceğimiz özgürlükten barıştan, kardeşlikten bahsetmemiz mümkün değil." CİHAN
25 Ocak 2016 17:54
DİĞER HABERLER