Başörtüsü eylemlerine sızılacak !

Başörtüsü eylemlerine sızılacak !
Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki gizli bölmeden çıkan belgeler Balyoz'un 'harp oyunu' olduğu savunmalarını tamamen çürüttü.
Planın yürürlüğe girmesinin ardından kamu kurumlarına el koymak, mütedeyyin insanlar yükseköğretime geçiş yapar diye açık liseleri kapatmak, başörtüsü eylemlerini provoke etmek için sivil toplum örgütlerine haber elemanı sızdırmak gibi doğrudan toplumu hedef alan eylemler, cuntanın amacının darbe olduğunu gözler önüne seriyor. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Genel Koordinatörü Sedat Laçiner, belgelerde yer alan planların harp oyunu ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığını vurguluyor. Çalışmanın kanunlarda belirtilmiş resmî görevlerle herhangi bir bağlantısı bulunmadığını belirten Laçiner, "Bunlar kendilerini kanunun, hukukun hatta devletin üstünde bir otorite olarak gördükleri için yaptıklarını görev sayıyorlar. 27 Mayıs'tan sonra bunu sürekli yaptılar." diyor. 'Elemanlar' başörtüsü eylemlerine sızacak, halk provoke edilecek -'Balyoz' darbe planını gerçekleştirmek için toplumun tüm kesimlerine sızan cunta üyeleri, insan hakları derneklerini de unutmamış. Bu amaçla belirlenen 5 haber elemanı, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) Kocaeli Şubesi tarafından her hafta cumartesi günü yapılan başörtüsü eylemlerini yönlendirmekle görevlendirilmiş. 22 Kasım 2006 tarihinde düzenlenen toplantı tutanağında 'Kartal', 'Şahin', 'Gözcü', 'Barış' ve 'Fener' isimli elemanların eylemleri organize edeceği, dernekleri toplantıya çağıracağı, açıklamaları, sloganları ve gazetelerde çıkacak haberleri belirleyecekleri ifade ediliyor. O dönemde Mazlum-Der Kocaeli Şubesi başkanlığı yapan Ömer Faruk Gergerlioğlu, belgeleri ayrıntılı bir şekilde değerlendirdikten sonra davaya müdahil olabileceklerini anlatıyor. Gergerlioğlu, "Bize yönelik hukuksuzluğa izin vermeyiz. Gerekeni yapacağız." ifadelerini kullanıyor. Balyoz davasının görüldüğü İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen ek klasörlerde darbe yapmak için kurumların nasıl yönlendirildiğine ilişkin deliller yer alıyor. 13. klasörde bulunan ve 'toplantı tutanağı' adını taşıyan belgeye göre, belirlenen isimlerin Mazlum-Der'e sızarak, Kocaeli şubesi tarafından her hafta düzenlenen başörtüsü eylemini yönlendirmesi istenmiş. 11. klasörlerde yer alan başka bir dosyaya göre de Barış ve Fener isimli istihbarat elemanları, başörtüsü eylemlerinde atılacak 14 sloganı belirledikten sonra bir üst merciye sunmuş. Önce 'Kartal', 'Şahin' ve 'Gözcü' isimli elemanların dernekle iyi ilişkiler geliştirmesi ve eylemlere eşleri ile birlikte katılarak güven kazanmaları planlanıyor. 'Barış' ve 'Fener' isimli elemanların ise Sabri Yalım Parkı'ndaki eylemleri birkaç hafta takip etmesi isteniyor. 'Barış'ın koordinesinde aşırı sol grupları rahatsız edecek sloganların belirlenmesi planlanırken, 'Kartal' ve 'Gözcü' tarafından bunların kullanılmasının sağlanması öngörülüyor. İrtibata geçilen diğer sivil toplum örgütlerinin de eylemlere getirilmesi, bunlardan hangisinin daha sonra planlanacak eylemde kullanılacağının değerlendirilmesi, bunlara aralık ayında Mazlum-Der ile eşzamanlı eylem yaptırılması not ediliyor. 'Barış' isimli elemanın bölgede milli güvenlik dersine girenleri tespit ederek, bunlar hakkında suçlamaları belirlemesi, Kartal vasıtası ile Mazlum-Der'e iletilmesi planlanmış. Belirlenen argümanların ise Mazlum-Der tarafından uygun basın yayın kuruluşlarında kullanılması için çalışmalar yapılması plan dahiline alınmış. 'Sızmaya çalışanlar oldu, kesinlikle izin vermedik' 23 Nisan 2005 tarihinde başlayan ve geçtiğimiz hafta 300. kez gerçekleştirilen başörtüsü eylemlerini dönemin Kocaeli şube başkanı olan Ömer Faruk Gergerlioğlu organize ediyordu. Gergerlioğlu, söz konusu dönemde kendilerinin de şüphelendikleri bazı tiplerin eylemlere katıldığını söylüyor. Gergerlioğlu, "Çok farklı istihbarat gruplarından gelen kişilerin bizi izlediğini biliyorduk. Biz gelen jandarma elemanlarının Gölcük'ten geldiğini tahmin ediyorduk. Uzaktan bize bakıp sürekli not tutarlardı. İçimize sızmalarına izin vermedik. Tüm açıklamaları ve sloganları yönetim kurulumuzla belirledik. Bize yönelik bir hukuksuzluğa izin vermeyiz. Hukukçu arkadaşlarımızla görüşüp davaya müdahil olmayı düşünüyoruz." şeklinde konuşuyor. O dönemde Mazlum-Der Genel Başkanı olan Ayhan Bilgen ise cuntacıların bu eylemler üzerinden provokasyon hedeflediğini ancak başarılı olamadıklarını söylüyor. Bilgen, "Bunu yapanlar asla cezasız kalmamalı, bu olaya müdahil olmayı düşünüyoruz." diyor. Bilgen de geçmişte bazı eylemlerde kendilerini provoke eden tiplere rastladıklarını anlatıyor. Ankara Abdi İpekçi Parkı'nda yapılan başörtüsü eylemlerinde şehir içinde istihbarat ve güvenlik yetkisi olmayan elemanların bulunduğuna ve dikkatli olmalarına dair uyarılar aldıklarını belirten Bilgen, "Biz güvenlik görevlilerinin çokluğundan şikayet ediyorduk ancak emniyet amirleri, oradaki elemanların çoğunun kendilerinden olmadığını söylüyordu. Bizim buna tepkimizi ortaya koyduğumuz dönemlerde ise Jandarma'nın şehir içinde istihbarat toplama yetkisinin olup olmadığı yönünde tartışmalar yapılıyordu." diyor. Fişlenen belediye başkanları tepkili: Hiçbir zaman darbeyi desteklemedik -'Balyoz' darbe planı kapsamında tek tek fişlenen belediye başkanları olayın şaşkınlığını yaşıyor. İsminin karşısına 'ılımlıdır' notu düşülerek darbeye destek vereceği iması yapılan dönemin DSP'li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser, "Darbenin d'sine destek vermem." diyor. Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen belgeler arasında bulunan 11 No'lu CD'de dönemin belediye başkanlarıyla ilgili fişleme çalışmaları yer alıyor. Belgelerde planı hazırlayanlar tarafından 'ılımlı bir kişiliği var' denilerek darbeye destek vereceği iması yapılan eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser, darbe yanlısı gösterilmenin çok ciddi bir suç olduğunu söyledi. Bilenser, "Darbeci olarak tanımlanmak bir kere üzüntü verici bir şey. Darbenin d'sine destek vermem. Yadırgadım, şaşırdım. Üstelik o türlü bir askeri bir ilgiliyle temasım olmamıştır." dedi. Hakkında "Atatürkçü, uyumlu bir kişiliği vardır. CHP iktidara gelirse o tarafa kayabilir." notu düşülen DYP'li Kurşunlu Belediye Başkanı Bayram Demir ise hiç kimse ile örgütlü bir yapıya girmediğini kaydetti. Hiçbir zaman darbe yanlısı olmadığını belirten Demir, "Şaşırdım." ifadesini kullandı. CHP'li Nilüfer Belediyesi'nde başkan yardımcısı olarak görev yapan dönemin Çalı belde belediye başkanı Ali Karamık da fişleme raporlarında hakkındaki ifadelere sert tepki gösterdi. Karamık, "Darbecilerle alakam yok. Hayatım özgürlüklerden yana mücadele ile geçti. Darbeyle işimiz olmaz." şeklinde konuştu. Dönemin DSP'li Kestel Belediye Başkanı Ergün Aksoy ise hayatı boyunca darbe karşıtı olduğunu söyledi. Aksoy, şöyle devam etti: "İddiaları esefle karşılıyorum. Hiçbir zaman darbeden yana olmadım. Biz vatanını milletini seven, bayrağının dalgalanması için her türlü fedakarlığa hazır olan insanlarız. Tam ülkenin kalkınmaya geçtiği dönemde böyle şeylerle insanları yaftalamak 'taşla, haşla' politikasından başka bir şey değil. Çamur at izi kalsın anlayışı artık bitmeli." Dönemin İnegöl Kurşunlu Belde Belediye Başkanı Mehmet İlhan ise, "Hayatım darbe ile mücadeleyle geçti. Darbenin çok acısını yaşayanlardanım." demekle yetindi. EMİNE DOLMACI , YASİN KILIÇ, FATİH KARAKILIÇ
23 Ocak 2011 07:43
DİĞER HABERLER