Bavulla gelen 11 milyar dolara rağmen...

Türkiye’de hakikaten ilginç hadiseler yaşanıyor. Dolar düşüyor. Buna Merkez Bankası (TCMB) rezervleri eriyor, yabancı para mevduatı ise 150 milyar doların eşiğine geldi. Merkez Bankası’nın faizi artırmadan yüzde 10,4’e yükseltmesi dövizdeki tansiyonu bir nebze düşürmüş olsa da döviz talebinin önü alınamıyor.
REZERVLER ERİYOR, DOLAR HESAPLARI TIRMANIYOR 

Erdoğan 'elinde dolar bulunduranla bomba olanın farkı yok' demişti

Rezervler 17 Şubat ile biten işlem haftasında 3 milyar 749 milyon dolar eriyerek 89 milyar 50 milyon dolara düştü. Altın dahil toplam rezervler 105,3 milyar dolara inerken bu seviye Ağustos 2012’den bu yana en düşük seviyeye işaret ediyor.

“Elinde döviz bulunduranla bomba bulunduran arasında fark yok” diyen Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan bu tablo için ne diyor bilmiyorum. Amma velakin faizin 240 baz puan (yüzde 2,4) yükseltildiği bir dönemde hem rezervlerin erimesi hem de yabancı para mevduatının artması hayra alamet değil. Küçük ya da büyük yatırımcı fark etmiyor elinde parası olan herkes dolar satın almaya devam ediyor.

Dolar bozdurulsaydı rezervlerin artması, döviz tevdiat hesaplarının azalması icap ederdi. Bilakis döviz talebi artmış. Şahıslar sadece bir haftada bankalara 655,8 milyon dolar yatırdı. Şirketlerin yatırdığı döviz ise 831,9 milyon dolar.

BAVULLA GELEN 11 MİLYAR DOLARA RAĞMEN

Geçen sene bavulla gelen 11 milyar dolara rağmen brüt rezervlerden 6 milyar dolar eksilmiş. Bavulla gelen paraların döviz talebini karşılamaktan aciz olduğu aşikâr. İhracatçılar, müteahhitler, turizmciler ve diğer işadamlarına ödenecek tutarlar ile bankaların munzam karşılık olarak tuttuğu paralar düşüldüğünde net rezervler 35 milyar dolar bile etmiyor.

Merkez’in Saray’dan çekindiği için vaktinde faiz artırım kararı verememesinin getirdiği bu panik halinin faturası çok ağır oldu. Kurdaki sert iniş ve çıkış yüzünden Esse, Kompedan gibi sektörlerinde ilk sıralarda yer alan firmalar iflas etti. İş bulma ümidini kaybedenlerle beraber işsiz sayısı 6 milyona çıktı. İşsizlik maaşına müracaatlar kriz senesi olan 2009’a nazaran 3 kat arttı. Enflasyon çifte haneye geldi. Faiz silahı bu kadar zayiattan sonra çekilebildi.

‘ABD Merkez Bankası’nın Mart itibaren faiz artırmayacağı’ ninnisi ile küçük yatırımcıyı uyutmaya çalışanların diğer tarafta dolar yığdığı dikkatten kaçmasın. Amerika’nın bu sene faizi en az 3 defa artıracağı FED tutanaklarında geçiyor. Ekonomide enflasyon, istihdam ve büyüme üçlüsünün tam da istenilen seviyelere yakın seyrettiği vurgulanırken ‘faiz artmaz, biz de gelen bol para ile safa süreriz’ hayali kuranlar daha evvel de aynı sözleri sarf etmişti.

Binaenaleyh doların 2 liradan 3,87 liraya kadar fırladığı son üç senenin bildik uyutma taktiğine bu sefer vatandaş rağbet etmiyor. Düştükçe dolar satmıyor, alıyor. Rezervlerin erimesine mani olunamaması ve bankalardaki tablo bunu teyit ediyor.

ABD’NİN HAMLELERİ TÜRKİYE’Yİ ZORLAYACAK

Erdoğan’ın son Katar seyahatinden dönerken uçakta “Dolar 3,52’nin altına da inebilir.” şeklinde koordinat vermesi ile son dönemdeki anormal hareketlerin arasında bir illiyet olabilir mi? Ben bu ihtimali hafife almayanlarla aynı kanaatteyim. Yine bavulla gelen dolarların verdiği geçici rahatlama ile döviz satması için yerlilere sağ gösterip sol vurulacak. Düştü denilen seviyeler bile iki üç ay evveline göre fevkalade yüksek. ABD’nin hamlelerinin dolar talebini hal-i hazırdaki seviyelerden yeniden hızlandıracağı bugünden belli.

Borsa’da büyük şirketler, bankalar düşerken endeksin yükselmesi için yapılan manüplasyonları tr724.com okurları ile paylaşmıştım. (http://www.tr724.com/hisseler-duserken-borsa-yukseliyor-manipulasyon-kokan-hareketler-analiz-semih-ardic/) Her verinin tepe taklak olduğu Türkiye’de kimsenin göremediğini gören! Londra’daki Hintli Herif’in yaptığı alımların bu yükselişte payı olduğu anlaşılmıştı. Adam öldürmek suçundan mahkûmiyeti Yargıtay’da onandığı halde hükûmetin müdahalesi ile kararın infazı ertelenince kaçtığı Gürcistan’dan Türkiye’ye dönen Galip Öztürk’ün şirketi Mepet’in anormal grafiği bile tek başına Borsa İstanbul’un kimlerin eline geçtiğini ortaya koymaya yeter de artar.

‘Manipülasyon’ kavramı, Türkiye’de bugün ekonomiye pasta cila çekmek için hiç olmadığı kadar kullanılıyor. Tek adam rejimi hayali kuranlar için son koz olan referandum 16 Nisan’da. O tarihe kadar, belki de o tarihte daha çok manipülasyon yapılacak.

Bülent Arınç’tan mülhem o sözü hatırlatmak isterim: ‘Oy ütmenin’ raconu böyle…



TCMB rezervleri tarihler itibarıyla şöyle (milyon dolar):

Tarih        Altın Rezervleri     Brüt Döviz Rezervleri    Toplam Rezervler

29.01.2016    18.478            92.856                111.334

26.02.2016    17.145            93.693                110.838

25.03.2016    19.025            95.016                114.041

29.04.2016    19.833            96.193                116.026

27.05.2016    19.101            98.397                117.498

24.06.2016    18.474            101.895            120.369

29.07.2016    19.790            99.927                119.717

26.08.2016    19.587            102.781            122.368

30.09.2016    18.837            99.009                117.846

28.10.2016    18.117            101.626            119.743

25.11.2016    16.228            99.035                115.263

30.12.2016     14.051         92.051                106.102

06.01.2017    14.051            96.934                110.985

13.01.2017    15.267            95.292                110.559

20.01.2017     15.267         92.296                107.563

27.01.2017     15.315         92.517             107.832

03.02.2017    15.933         91.522                107.455

10.02.2017     16.321         92.799                109.120

17.02.2017    16.321         89.050                105.371

Semih Ardıç tr724
25 Şubat 2017 10:01
DİĞER HABERLER