HDP Milletvekili Osman Baydemir, Güneydoğu'daki güvenlik operasyonlarını eleştirerek, "Ağır tanklar ve toplarla sivil halk büyük bir saldırının mağduru olmuş durumda." dedi. Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen basın toplantısına katılan Avrupa Birleşik Solu'nun lideri Gabriele Zimmer ise AB'nin Türkiye ile mülteci pazarlığı kapsamında güvenlik güçlerinin yaptıklarına sessiz kaldığını öne sürdü ve "Sanki mülteci sorununu Erdoğan çözecek." diye tepki gösterdi.
AP'de "Türkiye'de artan şiddet ve Kürt halkına saldırı" başlıklı basın toplantısına katılan Osman Baydemir, şunları söyledi: "Maalesef şuanda Kürdistan halkı büyük bir katliamla karşı karşıya. Şu anda Cizre'de, Silopi'de, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde, ağır tanklar ve toplarla sivil halk büyük bir saldırının mağduru olmuş durumda. Çok rahat bir şekilde ifade edebilirim ki yakın tarihimizin 30 yıllık zaman diliminin en ağır savaş suçları bilançosu ile karşı karşıyayız. Bugün burada oluşumun sebebi aynı zamanda halkın adına bir çığlıktır. Halkım adına bu büyük yangına kim nasıl su dökebilir. Kimin elinden bu yangını durdurmak için ne gelirse katkı sunsun, çağrısında bulunmaktır aynı zamanda..."
"BEBEK CESETLERİ EVLERİN BUZDOLABINDA SAKLANIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözüm sürecini buzdolabına kaldırmasından sonra Kürt çocukların (cenazelerinin) derin dondurucularda, evlerdeki buzdolaplarında saklandığını ifade eden Baydemir, bölgede yürütülen faaliyetlerin 'savaş suçu' olduğunu iddia etti. Operasyonlarda 162 sivilin öldürüldüğünü ifade eden Baydemir, şu ifadeleri kullandı: "Haftalardır 50'yi aşkın cenaze defnedilememektedir. Sadece öldürülmekle yetinilmiyor, ölen insanların cenazelerinin alınmasına izin vermemek suretiyle adeta cenazeler cezalandırılıyor ve topluma bir başka korku, bir başka öfke, insanlığından utanma cezası adeta veriliyor. Anneler, babalar pencereden sokaktaki çocukların cenazelerini izlemek zorunda bırakılıyor. Aynı şekilde Cizre'de, Silopi'de ve Sur'da abluka altındaki kentlerde yerleşim birimlerinde okullar askeri üsse dönüştürülmüştür. Yani eğitim uzun bir süredir verilemiyor. Sivil insanlar, sağlık hizmetinde istifade edemiyor zira sağlık tesisleri askeri üsse dönüştürülmüş durumda."
Osman Baydemir, güvenlik operasyonlarına katılanların Suriye sürecinde çökmüş olan eğit donat projesinin militanları olduğuna dair iddialar olduğunu da sözlerine ekledi.
Baydemir, Avrupa'dan Türk hükümetine çağrıda bulunulmasını istedi ve "Temel çağrıda iki esas olmalıdır. Bir tanesi sivillere yönelik bu katliamın sivil yerleşim birimlerine yönelik derhal durdurulması ve hemen müzakere masasına dönülmesi. Zira bu sorun şiddet ile, sivilleri öldürmekle çözülecek bir sorun değildir." dedi.
ZIMMER'DEN AVRUPA'YA ELEŞTİRİ
Avrupa Birleşik Solu'nun lideri Gabriele Zimmer, mülteci krizinde Türkiye ile AB'nin yaptığı müzakereleri 'kirli pazarlık' olarak nitelendirdi. Zimmer, "AB'de göçmenler ile ilgili anlaşmanın karşılığında Türk güvenlik güçleri, Türk askerleri veya Türk hükümeti istediğini yapmakla serbest olacaklardı. Bunun karşılığında AB kurumları sessiz kalacaklardı..." ifadelerini kullandı. Zimmer, bu eleştirileri dile getirdiklerinde ise "İnsan hakları şu an gündemde değil lütfen göçmenler ile ilgili görüşmeleri sekteye uğratmayın" cevabı aldıklarını dile getirdi.
Zimmer, şunları söyledi: "Anlaşılan o ki iç siyaset baskısıyla AB üzerinde etkisi olan bazı hükümetler sınırları kapatıp Erdoğan'a sığınarak çözmeye çalışıyorlar. Sanki Erdoğan bu işi çözecekmiş gibi. Ve bu, göçmen sayısını azaltabilecekmiş gibi. Bu hedef öylesine yüksek bir hedef ki hükümetlerin kamuoyu tarafından gelen baskıyı o kadar yoğun hissediyorlar ki insan haklarını kurban etmeyi hazırlar. Bizim de görevimiz bu çelişkiyi gün yüzüne çıkarmak olmalı. Avrupa Birliği çifte standart ile hareket etmemelidir." CİHAN