'Ergenekon'un avukatı' olduğunu ilan eden CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Meclis'in ve demokrasinin bayram gününde de kötü bir sınav verdi.
Baykal, Genel Kurul'da yaptığı konuşmayla Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan'ı adeta sabote etti. Demokrasiyi, bağımsız yargıyı savunacağı yerde Ergenekon'a arka çıktı. Son dönemin sanal kaygılarından "cemaat" modasına uymayı da ihmal etmedi.
23 Nisan, Meclis'in açılış yıldönümü, demokrasi tarihimizin başlangıç noktası. Çocukların gurur günü. Her yıl bu özel gün millet iradesinin kalbi olan Meclis'te kutlanıyor. Siyasi parti liderleri kürsüye çıkıyor, demokrasi odaklı mesajlar veriyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli günün anlamına uygun mesajlar verdi. Meclis'teki kutlamalara bu beklentiler açısından gölge düşüren tek isim Deniz Baykal oldu. CHP lideri aslında ilk işareti sabah saatlerinde verdi. İlk Meclis ve TBMM'deki törende Başbakan'la tokalaşmadı; göz göze gelmekten bile kaçındı. Bayram günü de olsa "küsüm" mesajı verdi.
Baykal'ın Genel Kurul'da kürsüye çıkışı, ilk sözleri umut vericiydi. Demokrasiden, millet iradesinden dem vurdu; darbeler sebebiyle Meclis'in kapatılmış olmasını "utanç verici" olarak niteledi. Bu sözler AK Partililerin de alkışını aldı. Ancak hemen ardından Ergenekon'u savunmaya başladı; sanal bir 'cemaat' korkusu oluşturmaya çalıştı. "Devleti cemaatlere, tarikatlara teslim etmenin demokrasilerde yeri yoktur." dedi. 12 Eylül'ü eleştirdi ama benzer hayaller peşinde olanları ağzına almadı. Ne kazılarda çıkan LAW silahları, bombalar ne de darbe planları gündemindeydi. Darbeye teşebbüsten tutuklananları, "vatansever aydınlar" olarak tanımladı. Sadece hükümete değil emniyet mensuplarına da ağır ithamlarda bulundu. Yargının emriyle görev yapan polislere taktığı isim tuhaftı: "İntikam mangaları." Başbakan'ın damadının bir medya grubunda yönetici olmasını diline dolarken, Doğan Grubu'na kesilen cezaları eleştirdi. İktidarların seçimden çıkmış olmasının demokrasiyi güvence altına almaya yetmeyeceğini ileri sürdü. Yargıyı siyasallaştırmanın, yargıda kadrolaşmanın ve medyayı sindirmenin demokratik meşruiyete değil lider hegemonyasına hizmet edeceğini kaydetti.
Baykal, Ergenekon'u savundukça Meclis'in kimyası bozuldu. AK Parti sıraları boşalmaya başladı. Vekiller peş peşe dışarı çıktı, Erdoğan'ın yüzü asıldı. Başbakan ve bazı kabine üyeleri Baykal'dan sonra kürsüye gelen MHP lideri Bahçeli'yi ise alkışladı.
Yerel seçimlere "çarşaf açılımı" ile giren Baykal, 23 Nisan'da demokrasi açılımı yapmadı. Çocuk Bayramı'nda küskün anamuhalefet lideri olarak Ergenekon masalları anlattı. Millet iradesini, bağımsız yargıyı, devletin emniyet kuvvetlerini değil de karanlık ilişki ağını ortaya çıkaran isimleri sahiplendi. Acaba, Meclis'in ve CHP'nin kurucusu Atatürk, çocuklara armağan ettiği bugünde Baykal'ı dinleseydi ne düşünürdü?
ZAMAN
BAYKAL GÖRMEMEZLİKTEN GELDİ - KARELER İÇİN TIKLAYIN
MECLİS'TE 23 NİSAN RESEPSİYONU - KARELER İÇİN TIKLAYIN
KÖŞK'TE BİR İLK - KARELER İÇİN TIKLAYIN
BAYRAM GÜNÜ ÇOCUKLAR AĞLADI - KARELER
ABDULLAH GÜL ÇOK DİRENDİ AMA... - KARELER
BUGÜN 23 NİSAN - İŞTE EN RENKLİ FOTOĞRAFLAR
23 NİSAN'DA ÖRTÜ RAHATSIZLIĞI - KARELER