Baykam: Eşek şakası sandım

Baykam: Eşek şakası sandım
İstanbul'da 18 Nisan'da bıçaklı saldırıya uğrayıp ağır yaralanan ünlü sanatçı Bedri Baykam, bazı sanatçılarında katılımıyla sekiz gün sonra basın mensuplarının karşısına geçti.
Uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralanan ünlü ressam Bedri Baykam, "Ben Sayın Başbakan'dan en az diplomatik bir geçmiş olsun beklerdim. Benim fikirlerimi sevmese bile, fikirlerimle en zıt uçta düşünceleri olsa bile, seçimi kazandıktan sonra 'ben hepimizin başbakanıyım' diyen Sayın Erdoğan'dan 'geçmiş olsun Sayın Baykam' diye kuru bir telgraf bekliyordum" dedi. Baykam, olayın sürpriz olmadığını öne sürerek, "Aydın, sanatçı, Atatürkçü herkesin sağlığından, her kese yapılabilecek her türlü saldırıdan şu anda bu hükümeti sorumlu tutuyorum.O kişi bir meczup değil, o bu işi siparişle almış, farkındayım. Olay tabii ki siyasi" diye konuştu. Maslak Acıbadem Hastanesi'nde devam eden tedavisine ilişkin basın toplantısı düzenleyen Baykam, duygusal anlar yaşadı. Baykam, sözlerinin başında gözyaşlarına hakim olamadı. Zayıfladığı gözlenen Baykam, "Bugün benim doğum günüm, başka türlü kutlamak isterdim. Doktorlarım, 'senin doğum günün artık 18 Nisan' dedi. O kadar tehlikeli ve ağır bir ameliyatı başarıyla gerçekleştirdikleri için kendilerine teşekkür ediyorum" dedi. Bedri Baykam, olay günü yaşadıklarını anlatarak, "Otoparka yöneldim. Şahıs bana yaklaştı. 'Bedri Bey ben de Taksim'e gidiyorum, sizinle gelebilir miyim?' dedi. 'Oraya gitmiyorum, arkadaşlarımla gidebilirsin' dedim. Biraz sanki bozuldu. Sonra ben asistanlarımla arabama yöneldim. Birden arkamdan sağ yandan sanki biri bana korkunç şiddetle yumruk vurdu. Bir arkadaşım eşek şakası yapıyor sandım. Döndüğümde karşımda bıçaklı şahsı gördüm. Birden bağırmaya başladım. Gerisini hatırlamak istemiyorum. Bağrışmalar, çığlıklar. Yere düşmedim, yere sağlam bastım" dedi. Şahsın kendisine doğru bir hamle daha yaptığını belirten Baykam, "Ben bağırıp çığlık atınca bu sefer kaçmaya karar verdi. O anda kaçarken Tuğba'yı aynı yerden bıçaklamış. Ben hem onun istikametinde peşinden gittim, hem de televizyonlarda izlediğiniz noktaya geldim. Ambulans istemedim çünkü aklıma bile gelmedi. Ambulans bekleyecek vaktim olmadığı kadar ölümcül bir yara aldığımın farkındaydım. O sırada durmayan arabaları biliyorsunuz" diye konuştu. Bedri Baykam, olayın ardından eşini telefonla aradığını ifade ederek, "Hastanede büyük bir şans ki, o ekip hazırdı burada. Hepsi buradaydı, bu tanrının bana büyük bir lütfu. Ameliyata girmeden eşimi gördüm. Bilincim yerindeydi. Doktorların korktuğu hiçbir komplikasyon olmadı. Adım adım sağlığıma kavuştum. Asistanım taburcu oluyor. Bu benim için en büyük hediye" açıklamasında bulundu. Saplanan bıçağın iç organlarına zarar verdiğini belirten Bedri Baykam, bıçağın 3 milimetre daha içeriye saplanması durumunda sonucun çok daha ağır olabileceğini belirtti. Baykam, "Hayatla ölüm arası 3 milimetre. Rejim her zaman hayat kurtarır deriz ama bu olay hariç. Son dönemde spor yapamıyorum. 3-4 santim yağ tabakası, bıçağın ölümcüm noktaya ulaşmasını engelledi. Katil adayı, "çelik yeleği var diye düşündüm" demiş. Toplantı salonuna girmeden Levent Kırca, Mehmet Aksoy ve ben konuşuyorduk. Yanımıza o adam vardı, hayal meyal hatırlıyorum. Katil adayı ifadesinde demiş ki, 'heykeltıraş, 'bu ne biçim ülke oldu, heykeli savunmak için çelik yelek giyiyoruz' demiş. Adam ortaçağdan geldiği için o anda bu lafı da olduğu gibi alıp, hepimizin çelik yelek giydiğini düşünmüş. O yüzden bıçağı kalbe saplayacağına, yandan saplamış. Bu da hayatımı kurtaran bir başka inanılmaz tesadüf. Ortaçağdan gelen adamın bugünkü dili bilmemesi" dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül'ün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve tüm CHP örgütünün kendisini ziyaret ettiğini belirten Bedri Baykam, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu olay hangimize sürpriz oldu ki, diye soruyorum. Bu olay kimseye sürpriz olmadı. Kamplara bölünmüş olduğumuzu da bir daha gördüm ve üzüldüm. Karşı taraftan insanlar beni fazla aramadılar. Ne gazeteci, ne yazar. Bu beni, ülkem açısından üzdü. Herkes her an demokrasi ve hoşgörüden bahsediyor. Biz ülkeyi gere gere bugünlere geldik. Ben Sayın Başbakan'dan en az diplomatik bir geçmiş olsun beklerdim. Benim fikirlerimi sevmese bile, fikirlerimle en zıt uçta düşünceleri olsa bile, seçimi kazandıktan sonra 'ben hepimizin başbakanıyım' diyen Sayın Erdoğan'dan 'geçmiş olsun Sayın Baykam' diye kuru bir telgraf bekliyordum. Fazla mı düşünmüşüm bilmiyorum. Aydın, sanatçı, Atatürkçü herkesin sağlığından, her kese yapılabilecek her türlü saldırıdan şu anda bu hükümeti sorumlu tutuyorum. 12 Haziran'dan sonra hangi hükümet kazanırsa, o hükümeti sorumlu tutuyorum ve ben Türkiye'de yaşıyorum. O yüzden bu hükümeti sorumlu tutuyorum." "Türkiye'yi germeyelim" çağrısında bulunan Bedri Baykam, hükümete seslendi. Baykam, "Ben bu ülkenin hükümetinden şunu bekliyorum. Biz her gün hoşgörüden bahsediyoruz, dinlerin beraber yaşamasından bahsediyoruz, o zaman biri kalkıp kafasına göre 'Allah birdir ben şunu beğenmedim, gıcık oldum saldırıyorum' diyorsa ve buna bu hükümet yüksek sesle 'dur' demezse, 'bu bir kötü örnek, böyle vatandaş istemiyoruz' demezse, yarın bu Bedri değil, tüm diğer arkadaşlarımızın başına geldiğinde bunun hesabını hangi hükümet varsa ondan sorarım. Biri diyecek Taksim'e şu kadar kişi yığarım, öbür6fdma bile gelmedi. Ambulans bekleyecek vaktim olmadığı kadar ölü bu kadar kişi yığarım diyecek. Ben de diyorum ki, ben Taksim'de festival kutlayan, kardeşçe dans eden gençler görmek istiyorum diyorum. Yeni 1 Mayıs katliamları da istemiyorum. Bırakın birbirinizle bu şekilde Külhanbey atışmalarını, yakışmıyor. Sonuçlarının ne olduğunu görüyorsunuz" diye konuştu. Kendisine saldıran şahsa da seslenen Baykam, "Beni öldürmeye çalışan beyni yıkanmış ortaçağ yobazına sesleniyorum; ben senin ve senin gibi düşünenlerin de ölmesini istemiyorum. Ülkemde analar eşler ağlamasın, iç savaş istemiyorum. Benim bir savaş, kin ve intikam ajandam yok. Demokrat olmak, hoşgörü budur. O kişi bir meczup değil, o bu işi siparişle almış, farkındayım. Medyanın durumunu hepimiz biliyoruz. Hakkımda çıkan güzel yazılara, desteklere teşekkür ediyoruz. İnsanlarımızın bir kısmı yarı delirmiş durumda. 'Acaba Bedri Baykam'a bu olay üzerinden nasıl taş atabiliriz'in araştırmasını yapan beyinler var. Bu olay hakkında öyle rezil şeyler okudum ki, insanlığımdan utandım. Bıçaklanmanın bir el kitabı mı var, bir insanın o haliyle bile dalga geçen yapacak insanlar seviyesine fark etmeden ne zaman indik. Lütfen bunu araştıralım. Bazı insanların çok küçülebileceğini gördüm, üzüldüm. Bu olay Kars'taki heykelin durumuna 'dur' demek isteyen büyük bir sanatçı çıkartmasının basın toplantısının sonrasında oldu. Orada bir evrensel barış ve kardeşlik çağrısı vardı. Hangi gruptan bu siparişi aldığını sayın emniyet müdürlerinin çözeceğine inanmak istiyorum. Bütün bunlar bir birikimin sonucu. Bizim her şeyden önce artık bu ülkede beraberce, kardeşçe yaşamamızın bir anlamı olduğunu bileceksek, her şeyden birbirimize biraz daha saygılı olmayı öğrenmeliyiz" açıklamasında bulundu. Bedri Baykam, basın mensuplarının soruları üzerine birkaç gün sonra taburcu olacağını söyledi. Bir soru üzerine, saldırgan ile kişisel bir alışverişi olmadığının altını çizen Bedri Baykam, "Olay tabii ki siyasi. Sipariş almış, gerekçe uydurmaya çalışıyor" dedi. Sözlerinin sonunda, Hayrunisa Gül'ün ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Baykam, "Çok nazik davrandı. Olayı lanetledi. 'Akıl almaz bir şey' dedi. Kendisiyle daha önce tanışmıştık. Çok nazik ve güzel bir ziyaret oldu. Sayın Abdullah Gül aradı, Sayın Süleyman Demirel aradı, Sayın Ahmet Necdet Sezer aradı, Sayın Baykal aradı, ayrıca Hüseyin Çapkın'a ve Sayın İstanbul Valisi'ne teşekkür ediyorum. Onlar da çok ilgilendi" ifadelerini kullandı. Baykam, gazetecilerin sorusu üzerine, olay günü kendisini araçlarına almayan sürücülere gönül koymadığını söyledi. Araçların durmamasından ötürü hayal kırıklığına uğradığını belirten Baykam, "O anda o adamla hesaplaşmaya vaktiniz yoktur. Allah'tan o anda Selçuk Bey devreye girdi. Onlara gönül koyacak vaktim yok ama ben olsam herhalde arabama alırdım. Allah Türkiye'ye bir daha böyle bir şey yaşatmasın. Hangi hükümet görevdeyse, bir adet daha böyle bir olayın yaşanmamasının tüm sorumluluğu o hükümettedir" dedi. İHA
26 Nisan 2011 11:15
DİĞER HABERLER