Aynı tarih aynı yer ve aynı tezgah!

<b>Aynı tarih aynı yer ve aynı tezgah!</b>
Tarihi tekerrürler üzerine yaptığı çalışmalarıyla bilinen Araştırmacı-Yazar Mustafa Yakutcan, son günlerde ülkede yaşanan gerginliklerle ilgili ilginç tespit ve analizlerini bizimle paylaştı.
İstanbul Dolapdere sokaklarında geçtiğimiz hafta sonu meydana olaylarda göstericilere silah doğrultan ve fotoğrafları basında yer alan üç kişi yakalanıp ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. İşte Mustafa Yakutcan’ın İstanbul Dolapdere’de 20 sene arayla yaşanan olaylarla ilgili çok ilginç tespitleri; Yıl: 1989 Manşet günü: 14 Aralık Manşet: Kim bu kışkırtıcı ajan? Öğrencilerin arasına karışan meçhul kişiler, kan döktürmeye çalışıyor. (14 Aralık 1989-Hürriyet) Manşet Konusu: Kimliği belirsiz bazı kişiler polisin ve kalabalığın üzerine silahla ateş etmesi Örgüt:TDKP’li grup Olay yeri; Dolapdere semti, Ergenekon caddesi Olay: Türkiye Devrimci Komünist Parti’li (TDKP) grup, Ergenekon caddesinde yolu trafiğe kapattıktan sonra yolun ortasına benzinli talaş dökerek ateşe verirken, bazı kız öğrenciler polisin üzerine molotof kokteyl atıyorlar. Slogan atan öğrenciler polisin müdahalesi ile Dolapdere yokuşunda aşağı doğru kaçıyorlar Olayda herhangi bir can kaybı yok. Tam 20 yıl sonra Yıl : 2009 Manşet günü: 14 Aralık Manşet: Tehlikeli tırmanış, Tehlikeli Gerilim Manşet konusu; Göstericilere bazılarının silahla karşılık vermesi Örgüt; DTP’li grup Olay yeri : Dolapdere semti Olay: Anayasa mahkemesinin kapatma kararını protesto için gösteri yapan DTP’li grup çevredeki, ev işyeri ve araçların camlarını kırdıkları, ellerinde balta, sopa, döner bıçakları bulunan semt sakinleri toplanarak DTP’li grubu sloganlar atarak kovalamaya başladı. DTP’liler taş ve molotof kokteylleriyle karşılık verince, Dolapdere’den gruptaki bazı kişiler silahlarını çekerek ateş etti. Olayda herhangi bir can kaybı yok. Sokak gösterilerinden sonra suikastler zinciri olmasın Yakutcan son haftalarda yaşanan sokak gösterileri ve yaşanan olaylarla ilgili olarak yaptığı değerlendirmelerde ise şunları ifade etti. Merhum Özal’ın Cumhurbaşkanlığına engel olamayan bir kısım şer odaklarının, ülkeyi kaos ve anarşik ortama götürmek, sokakları eylem alanı haline getirmek ve milleti birbirine düşürmek için bazı teşebbüslerde bulunduğunu 20 yıl, 30 yıl önceki gazete manşetlerinden ve daha sonra ardı ardına yaşanan faili meçhul cinayetler ve olaylarda görmek mümkündür,dedi. Yakutcan; Hatırlanacağı gibi Kasım 1989’da Özal’ın Cumhurbaşkanı olmasının ardından; Prof.Dr. Muammer Aksoy (31 Ocak 1990-Çarşamba), Gazeteci Çetin Emeç (7 Mart 1990-Çarşamba), Yazar Turan Dursun (4 Eylül 1990-Salı) , Eski MİT’çi Hiram Abas (26 Eylül 1990-Çarşamba), Doç.Dr. Bahriye Üçok (6 Ekim 1990-Cumartesi), Org.Kemal Kayacan (29 Temmuz 1992-Çarşamba), Gazeteci Uğur Mumcu (24 Ocak 1993-Cumartesi), Jand. Gn.Kom. Org.Eşref Bitlis (17 Şubat 1993-Çarşamba) hâlâ tam aydınlığa kavuşamayan suikastlare dikkat çekti. Bu olayların çoğunun da Çarşamba günü olmasını gündeme getiren ve araştırmaya değer bulan Yakutcan, görüşlerini şöyle sürdürüyor. Özal’ın ani vefatından sonra faili meçhul cinayet ve olayların doğu kökenli iş adamları ve siyasetçilere yöneldiğini görmekteyiz. Bugünlerde sokaklarda yaşananlardan kaderin garip bir cilvesi ve ilginç bir tarihi tekerrürdür ki tam 20 yıl öncede bir gazetenin manşetine önemli görüldüğü için taşınmıştır. Bugün bir defa daha aynı oyunları, aynı senaryoları oynamak isteyen, siyaseti devre dışı bırakmaya çalışan şer odaklarının varlığını görmekteyiz. Tarihin şahitliği ve yardımı, halkımızın, engin sağ duyusu ve basireti sayesinde bu oyuna bir kez daha gelinmeyeceğine inanıyorum.” dedi.
22 Aralık 2009 14:08
DİĞER HABERLER